isak, eve gider gitmez ev arkadaşları eskild ve noora'ya görünmeden -kirayı hala ödemediği için- odasına girip telefonunu eline aldı. eve gelene kadar tekrar ettiği ismi bir çırpıda instagram'a yazdı. ilk çıkan kişiye tıkladı. sayfa açılınca bir gülümseme oluştu yüzünde. işte even'ı bulmuştu. takip edip etmeme arasında biraz oyalandı ve o sırada arkadaşı sana'nın da even'ı takip ettiğini gördü. sana ile çok yakın arkadaşlardı, hemen bir mesaj çekti.
isak: hey sana baksana, sana birini soracağım
isak biraz bekledi. cevap gelmeyince tekrar even'ın instagramına girdi ve fotoğraflarına bakmaya başladı. kendinden daha çok etrafındaki şeylerin fotoğraflarını koyuyordu ve bu isak'ı üzmüştü. fotoğrafları hızlıca geçerken birden bir fotoğrafta durdu. yüzündeki gülümseme yavaşça sönerken fotoğrafı incelemeye başladı.
çok güzel bir kız vardı. kızla birbirlerine aşıkmışçasına bakıyorlardı ve even, açıklama kısmına 'günışığımsın, sonja' yazmıştı.
isak yine umutlandığı bir çocuktan, bir kız yüzünden umudunu kesmişti. neden norveçte ondan başka gay yokmuş gibiydi ki? içini çekerken mesaj sesiyle tekrar telefona döndü.
sana: tabii, kimi?
isak: ah, gerek kalmadı.
poor isak, oç sonja