eskild, isak'ın odasının kapısını 7. kez tıklattıktan sonra yine ses gelmeyince odaya daldı. isak üstüne dizlerine kadar mavi bir kazak giymişti ve kulaklıklarıyla film izliyordu. kıvırcık saçları alnına düşmesin diye de saçına siyah bir bandana takmıştı. eskild, yanına kadar gidip kulaklıkları kulağından çekti. bilgisayarın ekranını da kapattıktan sonra sessizce konuştu.
"iki saattir tıklatıyorum kapını, her neyse. düzgün bir şeyler giy, boş odaya yerleşecek biri var. hep beraber tanışmamız lazım."
isak homurdanarak bilgisayarını komodinine koydu ve ayağa kalktı. gözlerini ovuşturarak dolabına doğru yürüdü. neden düzgün bir şeyler giymesi gerektiğini anlayamıyordu, zaten yeni ev arkadaşları eğer burada kalacaksa onu hep bu haliyle görecekti. dolabının bir köşesinden gri eşofmanını çekti. kazağını üstünden bir çırpıda atıp askıdaki herhangi bir tişörtü aldı. odasındaki tuvalete doğru yürüdü. telefonunu da tuvaletin yanındaki masadan aldı. aklına bir şey gelmişti.
klozete oturup işerken, sana'ya mesaj attı.
isak: sana, sana geçen gün birini soracağım demiştim ya?
sana hemen geri dönmüştü.
sana: evet?
isak: even. even bech næsheim.
sana: ah, abimle eskiden arkadaşlardı. çok iyi birisiydi ama bazı şeyler yüzünden dövülüp dışlandığını hatırlıyorum okulunda. sonra etrafındaki herkesle konuşmayı kesmişti, abimlerle de dahil. şuan instagramdan görüyoruz sadece, mutlu duruyor.
isak: neden dışlanmıştı?
sana: bilmiyorum. neden sordun ki? sen nereden tanıyorsun?
isak cevap vermeden telefonu kapattı. işemesi çoktan bitmişti ve o da ayağa kalkıp baksırını yukarı çekti. tişörtü ve eşofmanını da giydikten sonra aynadan kendisine göz ucuyla baktı ve önce tuvaletten, sonra odasından çıkarak oturma odasına doğru ilerledi.
gördüğü kişi, tanımadık biri değildi. isak onu nereden tanıdığını hatırlamaya çalıştı. o sırada kız kalkıp isak'ın yanına geldi ve elini uzattı.
"merhaba, ben sonja."
hatırlamıştı. bu even'ın 'günışığı'ydı.
even sandınız dimi eheh
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tell me im pretty > evak
Fanfiction"bana bir kahve ver ve güzel olduğumu söyle." -tsm