tell me im pretty > evak

ni

kullanıcı adımı tjueentjueen yaptım ehe 2121 demek

"evet! sevgilisi buraya taşındı ve yan odamda. o da neredeyse sonja taşındığından beri bizimle yaşıyor gibi, bugün de burada. bazen gece sonja'yla seslerini duyuyorum, bu iğrenç."

isak, jonas ve sana'yla konferans telefon konuşması yapıyordu. ikisine de her şeyi anlatmıştı, onların diyeceklerini bekliyordu.

"dostum, bu çocuktan iş yok işte. tamamen düz. lütfen vazgeç!"

jonas onu her zamanki gibi vazgeçmeye zorluyordu. sana ise daha olumluydu.

"bence biraz yakınlaş. belki biseksüel falandır?"

isak tam konuşacakken kapısı çalındı. telefonun üstüne elini koyup, kapıdaki kişinin girmesini söyledi.

bu even'dı. tişörtsüz even hem de. isak hafifçe yutkundu ve telefonu kapatıp yatağa koydu.

"ah merhaba, sana tişörtün ya da kazağın var mı diye soracaktım, işe gidecektim ve kahvaltı yaparken üstüme süt döküldü."

even bunu sorarken aynı zamanda isak'ın odasını inceliyordu. duvarında kocaman bir lgbt bayrağı ve sevdiği grupların posterleri vardı. yatağı mavi yastık ve çizgili bir battaniyeden oluşuyordu. komodini sarı ve dolapları da beyazdı. even bunun isak gibi renkli bir oda olduğunu düşündü. isak o sırada ayağa kalkıp dolabına doğru yürümeye başladı.

"tabii..kazak versem olur mu? tişörtlerimin hepsi pis kokuyor, uzun zamandır yıkamadım."

ikisi de güldü ve even kafasını olumlu anlamda salladı. isak kapşonlu gri kazağını askıdan çıkarıp even'a verdi.

"biraz kısa olabilir, kusura bakma."

"sorun değil. ve teşekkürler, bir ara getiririm."

even, neden bilerek üstüne süt döktüğünü, kazağı neden kendi bedenine tam uyumlu eskild'den değil de, kendisinden kısa olan isak'tan istediğini ve bu çocuktan sonra neden koyduğu homofobik maskeyi kaldırdığını bilmiyordu.

artık buna bir son vermeliydi.