bugünkü skam partisi.. tarjei'in asla giyinmeyi becerememesi... dertliyim dostlarım
even'ın kapısı yumruklanarak çalınıyordu. even, yemek yapmakla meşguldü ve bu kim olduğunu bilmediği kişinin neden bu kadar sabırsız olduğunu merak etti ve bu kadar hızlı yumrukladığı için korktu. kapıtya doğru yürüdü ve kapıyı açar açmaz jonas, onun boğazına sarıldı.
"o kelime hakkında ne konuşmuştuk şerefsiz!"
jonas even'ı bir eliyle boğazını tutup diğer eliyle de yumrukluyordu. even ise ses çıkarmıyordu, jonas haklıydı.
"hem isak'tan etkileniyorsun, hem de ona ibne diyorsun. derdin ne senin?"
even kaşlarını çattı. etkilenmek? bunu nereden biliyordu? jonas onun boğazını bıraktığında hızlı hızlı nefesler aldı.
"sen.. nereden çıkardın bunu?"
jonas ona bakmadan konuştu.
"duydum. kafede kendine 'sen ibne değilsin even, kendine gel' diyordun."
even bir küfür mırıldandı. gözlerini sıkıca kapadı. jonas'ı dövmeliydi, jonas'ı dövmeliydi, jonas'ı dövmeliydi. o bir ibnenin arkadaşı. kendine bu cümleleri hatırlattı fakat ağzından çıkanlara hakim olamıyordu.
"sana anlatacağım. çünkü daha fazla dayanamıyorum. lütfen dinle."
even'ın gözleri hala sıkıca kapalıydı. anlatmamalıydı. jonas ona meraklı ve kızgın gözlerle bakıyordu.
"küçükken sözde bir tedavi merkezinde eşcinsel olduğum için işkenceye ve tecavüze uğradım. ordan çıktıktan sonra ailemin gözüne girebilmek için homofobik olarak yaşamıma devam ettirme kararı aldım. yine de kız arkadaşım olmuyordu, ailem yine benden şüphelenmeye başlamıştı, oraya göndereceklerdi. kız arkadaş buldum. daha koyu homofobik davranmaya başladım. çünkü.. oraya geri dönemezdim. böyle olmalıydı, anlıyor musun? alıştım. homofobik davranmaya alıştım. homofobik davrandıkça iyi erkekler yanıma yaklaşmıyordu, iğrenç insanlar etrafımda olduğu sürece de kimseden hoşlanmıyordum. kendimi de ailemi de heteroseksüel olduğuma inandırdım. sonra o geldi. uzun zamandır o kadar tatlı bir insan görmemiştim. ona bağlanmamak için yaptım. özür dilerim. çok özür dilerim."
even sözlerini bitirirken yere çökmüş, sarsılarak ağlamaya başlamıştı. jonas şoktaydı. bir anda böyle bir hikayeyi duymak onu şaşırtmıştı.
even'ın bu söyledikleri orada olduğunu bilmedikleri birini daha şaşırtmıştı.
isak, kapıda donmuş bir şekilde duruyordu ve şaşkınlıktan telefonunu düşürünce 2 çift göz de ona döndü. even, titreyen sesiyle fısıldayarak konuştu.
"senin ne işin var burada?"
"j-jonas'ı durdurmaya peşinden gelmiştim."
aha sıçtık
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tell me im pretty > evak
Fanfiction"bana bir kahve ver ve güzel olduğumu söyle." -tsm