tell me im pretty > evak

fem

bölüm adını yazarken fem fine frøkner'ı söylemeye başlamam çok anlamsız

isak, jonas'la birlikte okuldan dönüyordu, kaffebrennerietin önünden geçerken camın arkasından even'ı gördü. birden durup ona bakmaya başladı. even da onu gördü, ister istemez gülümsedi. isak geri gülümsedi ve yoluna devam etmek için önüne döndü. o sırada jonas onları izliyordu. even'a sert bir bakış attı ve hızlıca isak'ı kolundan çekti.

"ne yapıyorsun? canım acıdı!"

isak sızlandı. jonas gözlerini devirerek konuştu.

"niye durdun orada?"

jonas kızgınca isak'a bakıyordu, isak utangaçça gülümsedi. her utandığında olduğu gibi konuşmadan önce dudaklarını yaladı.

"jonas. sence de o çok tatlı biri değil mi?"

jonas ne demeye çalıştığını bildiği halde, onun olmaması için dualar etmeye başladı. en yakın arkadaşının homofobik birinden hoşlanması, en son isteyeceği şeydi. isak zaten homofobiklerden yeterince çekmişti. sonunda onu kabul edenlerle bir arada yaşamaya başladıktan sonra tekrar homofobik birisini hayatına sokmasına izin vermeyecekti jonas.

"değil. tam bir orospu çocuğuna benziyor. kesin sevgilisi vardır zaten. sana chris'i ayarlayacağım tamam mı?"

isak içini çekti ve kepini çıkarıp saçlarını karıştırdı.

"sevgilisi var zaten, sonja adında. ayrıca chris, eva'nın sevgilisi ve tamamen düz! eva'yla ayrılsa ve biseksüel olsa bile eva'nın eskisiyle çıkmam."

jonas'ın kafası, isak'ın even'ın sevgilisini nereden bildiğine takılmıştı. onu stalklamış olamazdı, değil mi?

"sevgilisi olduğunu ve adının sonja olduğunu nereden biliyorsun?"

jonas, korktuğu cevabı aldı.

"stalkladım."

isak'ın ondan hoşlanmaya başladığına emin oldu. onu iyi tanıyordu. üzüleceğini de biliyordu. o üzülmeden, bu hoşlantının büyümemesi için de elinden gelen her şeyi yapacaktı.

jonak mı yapsam