Sanirim bölüm başinda yazar notu yazmayi çok sevdim :) Bu sefer ki bölümde hikayemdeki ikinci baş karakter Bella'yı anlatacağım. Ne yazik ki bu bölüm Katy yok :(
Bölüm şarkimiz:
LP-Muddy WatersÖylece kalakaldı James. Gözyaşları gözlerinden akarken boş boş parıldayan aya baktı,bakti ve bakti...
Bir tarafta tüm bunlar yaşanırken vadinin altında koşuşturmaca vardi. Yerin altindaki buyuk mağara tıpki bir saray gibi şatafatlı ve kalabalıkti. Etrafta yüzlerce vampir oradan oraya koşturuyordu. Hepsinin oldukça heyecanlı olduğu belli oluyordu hareketlerinden. Az sonra bir ses yankilandi magarada.
—Geldi, geldi! Beklenen geldi!
Tüm vampirler heyecanla etrafa bakiniyordu. Işığın mağaraya ulaştiği oyukta biri göründü. Bir kadindi.
Siyah saçları ,sarı gözleri vardi. Kalabaliğa yaklasti. Çıt çıkmıyordu. Onlari yoneten vampir Eleneor Haps hesap sorar gibi bağırdı:
—Neden selamlamıyorsunuz Kraliçenizi?!
Şaşkınlıklarini atlatan vampirler teker teker diz çokmeye başladi. Yüzyıllardir Kraliçelerinin ruhunu hapsolduğu yerden kurtarmaya ve ona bir beden bulmaya çalışıyorlardi. O öyle basit bir bedende yaşayamazdi. Yaşarken iz bırakan özel bir insanın bedenine tutunabilirdi ancak ruhu. Kraliçe onların kurtuluşları, özgürlüklerinin somut haliydi. Ancak onun sayesinde artik yer altindan çikabilecek ve şimdilik yalnizca hayalini kurdukları ziyafetler çekebileceklerdi. Dünyayı ele geçirebilecek, insanlarin ve diger tum yaratiklarin efendileri olabileceklerdi. İşte bu yüzden özeldi Kraliçe, hem de çok özel. Onu sevmiyor adeta tapıyorlardı. Eleneor öne çıktı.
— Sonunda kardeşlerim! Sonunda kurtuluşumuz, Son Saf Kraliçemiz KARA KRALİÇE geldi. Ancak onunla yükselip insanlarin, cadilarin, kurtadamlarin ve diger tum yaratiklarin efendileri olabilecegiz. Görevimiz ona itaat etmek ve daha henuz bulanamiyan VAHŞET TAÇ'ını bulmak. Evet doğru Kraliçe'miz güçlüdür hatta hepimizden daha güçlüdür. Ancak VAHŞET TAÇ'ının gücü Kraliçe'mizin gücünü o kadar artıracaktır ki onu yenebilecek kimse olmayacaktir. Yani o ,yani biz ,yani vampirler yenilmez olacak demektir. Ancak VAHŞET TAÇ'ı sayesinde Kraliçe gerçek bir Saf Kraliçe olabilecektir. Ancak o taç sayesinde KARA KRALİÇE olabilecektir. Haydi, kutlayalim! Kraliçe'yi, kurtuluşumuzu, yenilmezliğimizi kutlayalim!
Vampirler çoşmuştu. Tıpkı sevilen bir sanatçının konserinde çıldıran insanlar gibi dans ediyor, bağıriyorlardı. Ancak yüzlerce vampir içinde bir vampir onlara katılmıyor , bir köşede oturmuş kara kara düşünüyordu.
Adı Bella'ydı. Bal rengi saçlari, buğday rengi teni ve neredeyse mavi gibi gözüken gri gözleri vardi. Vebadan ölecekken ısırılmış ve vampire dönüşmüştü. 1868 doğumlu İtalyandı. Bir vampire göre henüz çok gençti. 149 yaşındaydi. Bir vampir için çocukluktan gençliğe geçiş yaşı olarak kabul edilen 150 yasina girmesine yaklasik 1 ay vardi. Hep olumlu bakardi olaylara. Belki de bu yüzden henuz 15 yasında vampire dönüşüp her şeyini kaybettiği halde mutlu olabiliyordu. Ancak onun da kötü tarafı vardı. Kimselere söylemediği gizli düşünceleri vardı. O bunlari düşünürken yani başindan bir ses duydu.
—Tatlım bu kadar üzme kendini. Alt tarafı Bayan Heptision görgü dersi sırasında seni herkesin önünde azicik rezil etti diye bu mukemmel geceyi oturarak geçiremezsin. Sahnede ben ve arkadaşlarim varken bu aşırı sade halinle dikkat çekemezsin ancak canim biraz gulmek istiyor. Haydi! Kalk ve dans et!
Sinir bozucu bir kahkaha ekledi bir de alaylarına.
Yaninda gülüp duran kıza bakti. Platin sarisi saçlar, lens olduğu ilk bakışta belli olan içinde kaybolmak isteyeceğiniz(!) deniz mavisi gözler,aşırı pembe makyaj ve fazla süslü elbisesiyle tipik popüler kız tayfasının başıydı işte.
—Rahat bırak beni Carolina!
—Vay canına! Bir dilin olduğunu bile unutmuşum Bella. Neyse değerli zamanimi senin gibi bir gereksiz için harcayamam. Zaten yeteri kadar guldurdun beni. Şimdi gidelim de alem kız görsün!
Carolina ve arkadaşlari aşırı kahkalarıyla oradan uzaklasırken yanina Rose geldi. Turuncu sayilabilecek saçlari, çilleri ve bal rengi gozlerindeki hınzır pırıltıyla korkutucu bir vampirden çok her an size bir eşek şakasi yapabilecek yaramaz bir çocuga benziyordu.
—Her zaman ki Carolina, Bella. Takma kafana.
—Saol Rose. Zaten onu taktiğimda yok. Yine de teşekkür ederim.
—Rica ederim. Bu arada Bella, Bayan Hops seni çağirmami istedi. Sağ çikmaya bak, tamam mi?
Hinzirca göz kirpip yanindan uzaklaşti. Bella da kalkip aşağiya inmeye başladi. Bu mağara 9 kattan oluşuyordu. En ust katta bulunduklari toplanti salonu (suanki durumuna gore parti salonu) ve çarşi , 2 ve 6. katlar arasinda yatakhane,yemekhane, derslikler vb. yerler, 7. katta Bayan Haps gibi onemli kisilerin yatakhane ve çalışma odalari, 8. katta savaş antremanlari için parkurlar ve çalışma alanları ve 9. katta ise söylenildiğine göre silahlar vardi. Katlar arasinda ulasim asansorlerle yapiliyordu. Girişi öğrencilere yasak olan iki kat vardi. 8 ve 9. katlar. 8. kata sadece çağırıldığınız zaman gidebiliyordunuz. Ancak 9. kata inmek sonunuz olabilirdi. Oraya girmek katiyen yasakti. Bahanesi ne olursa olsun cezasi dışlanma veya ölümdü. Orası hakkinda pek konuşulmasa da orada silahlar olduğu soylenmişti öğrencilere. Dışarı çikmalari da kesinlikle yasakti. Ancak magarada bir çok gizli gecit oldugunu biliyordu Bella. Bunlardan biri elbette yer yuzune acilir diye tahmin ediyordu. Vampirler en az insanlar kadar gelişmişken kendilerini olabildiğince ilkel göstermeye çalışıyorlardi. Düşmanlari onlari kuçumserse daha kolay yenerlerdi onlari. Bazi yetenekleri ve silahlari buyuk savaşa kadar kullanmamaya yemin etmişlerdi. Evet tüm vampirler bir gün tüm yaratiklarin-insanlarda dahil-bir savaşa girişeceğini düşünüyordu. Bu oldukça uzun zamandir inanilan ve hazirlanilan bir duşunceydi. Tahminlere gore oldukça yaklamışti da. Son Saf Kraliçe'nin ortaya çikmasi da bu ongoruyu destekliyordu.
Düsüncelere dalmisken sarsildi. Gelmisti. Yavaşca asansorden inip kirmızı kapili odaya yanaşti. Kapiyi calip "Girin!" sesini duyunca içeri girdi. Bayan Haps, koyu kahverengi saçlarini her zaman ki gibi sikica topuz yapmis, mor renkli gozlerini one cikarmak istermis gibi mor uzun bir elbise giymişti. Bir insan (pardon vampir) nasıl ayni zamanda hem bu kadar ilgi çekici hem de soğuk görünebilirdi ki? Akli almiyordu Bella'nin. Ancak Elenor Hops'ta takdir ettigi bir cok sey vardi. En zor anda bile soguk kanli kalabilir ve neredeyse her zaman en dogru karari verirdi. İste onu bu yuzden baş yonetici yapmislardi. Ona saygi duyuyorlardi.
—Beni çagirmişsiniz efendim.
—Evet . Otur.
Kendini yavaşca zumrut yesili koltuklara birakti. Derslerde ogretildigi gibi sirtini olabildigince dik tutarak Bayan Haps'in konuşmasini beklemeye başladi.
—Biliyorsun ki Kara Kraliçe gelmeden once sana bir gorev vereceğimi söylemiştim.
Onaylarcasina başini salladi Bella.
—Kraliçe ilginç bir şekilde 15. Sinifta bir kız öğrenciyi asistani olarak almak istediğini söyledi. Bana senin de takdir ettiğin biri olsun dedi. Ve bende seni seçmeye karar verdim.
Saşirmişti. Ayni zamanda sevinmişti de. Demek ki Bayan Haps kendisini takdir ediyordu. Ancak bu görev de nesiydi? Neden kraliçe 15. Sinifta bir kız öğrenciyi asistani olarak almak isterdi ki? Sözlerini devam ettirmesi için Bayan Hops'a bakti.
—Şasirdiğini biliyorum. Ben de cok şaşırdim. Ancak ona itaat etmeliyiz biliyorsun. Şimdilik bu kadar bilgi yeter. Daha fazlasini sana yaklaşik 2 hafta sonra anlatacağim. Şimdilik Kraliçe'nin dinlenmesi gerek. Bu arada bu görev aramizda kalacak. Şimdi çikabilirsin.
Kovulduğunu anlayan Bella bir kedi gibi sessiz ve yumuşak bir şekilde kapiyi kapatip çikti. Bayan Hops'in bu hallerine alışıkti. Ancak kafasi karisikti. Bu gorev neden ona verilmisti? Kraliçe neden boyle garip bir şey istemişti? Onunla ne yapacakti?Ne yazik ki tum bu sorularin cevabini 2 hafta sonra alacakti.Bölümün başında da sonunda da yazar notu yazan koca yürekli yazar; ME :) Merhaba yine ben! Alın size tam olarak 1123 kelimelik bolum. Bu bolumu yazarken nedense çok zorlandim. İlham perilerim azaldi sanirim :ı
Neyse ki sonra hallettim :). Bella'yi sevdiniz mi? Beni bilgilendirin.Neyse çok konuştum. Votelemeyi unutmayin! Bye...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan Prensesi 1- Vahşet Tacı
VampirgeschichtenSakin ve güzel bir hayatı olan KATHLEEN hep heyecanlı ve tehlikeli bir macera hayal eder. Böyle bir macerada kahraman olmak ister. Ne yazik ki hayalleri gerçek olur. Ancak başından geçen olaylar ve verdiği onca kayıptan sonra bunu yapıp yapamayacağı...