Bölüm şarkisi: LP-Levitator
Bella'nin son cumleyi duyup duymadigindan emin degildi Charlie. Ancak zaten o kendisini bulmasa da onun okuldaki ilk isi Bella'yi bulmak olacakti.
O gunku balodan öyle kaçarcasina gitmelerinin üzerinden 3-4 gün geçmişti. Kraliçe balodan neden apar topar çiktiklarini açiklamadiği gibi şu 3-4 gundur Bella'yi odadan çikarmiyordu da. Kendisi de arada bir çikiyor belli bir sure sonra yeniden geliyordu. Onun sorularini yanitlamamasi ve kendisini bu odadan disari cikarmamasi artik canina tak etmisti Bella'nin. Bir gece tum cesareti toplayip karsina gecti.
Odadaydi. Koltuğunda oturup kucağinda ki Vahşet'i okşuyordu. İçeri girdi. Hafifçe oksurup varligini belli etti.
—İyi geceler efendim.
—Sana da Bella. Bir sorun mu var? Yoksa Ctry yaramazlik mi yapiyor?
Başini çevirip omzunda ki kirmizi gozlu kargaya bakti. Onu gordugu andan itibaren pesinden ayrilmamisti bu urkutucu kuş. Sadece Kraliçe varken gozden kayboluyordu. Açikcasi ondan biraz korkuyordu. Onun Kraliçe'nin bir casusu olduğunu düşünüyordu. Ancak bu dusuncelerini kendine saklayip asil sorusunu sordu.
—İmm. Aslina bakilirsa hayir. Onunla alakali bir sorun yok. Zaten yaptigi tek sey beni gozetlemek.
Gergince guldu. Kraliçe'nin sari gozlerini gordugunde ise toparlanip cesur olmaya calisarak konustu.
—Şey, benim bir kaç sorum var. Ancak siz bunlari yanitlamiyorsunuz.
Kraliçe rahatsiz edici bir bakis atip harika sesiyle cevapladi:
—Her şey seni ilgilendirmez tatlim. Ancak sunu soylemeliyim ki artik zamani geldi.
—Iıı, neyin zamani geldi?
—Seni hazirlayacagim. Sana ogretmen olacagim ve seni yetiştireceğim.
—Neye? Nasil? Anlamadim.
—Seni savaş ve hanimefendilik konusunda eğiteceğim. İşim bittiğinde guçlu bir "kadin" olacaksin. Guclu ve mukemmel. Ayni benim gibi. Egitimimiz 5 ay surecek.
—Peki ya okul!? Yani VYGA?
—Okulana devam edeceksin. Tabii istersen. Ancak bir şartim var. Bu dersler kesinlikle sir kalacak. Birinden duyarsam pek iyi olmaz. Bana kalirsa hiç gitmemelisin o aptal akademiye ama-
—Yo, hayir. Orayi seviyorum. Orada şey var. Arkadaşlarim.
—Pöh! Neyse o kadar istiyorsan git. Ancak okul ve ustune egitim. Yani emin misin? Çok yorucu olacak. Dayanabilir misin?
—E-evet efendim. Dayanabilirim.
—Anlaştik o zaman yarin dersimiz 18.30'da başlayacak. Geç kalayim deme sakin.
—Peki efendim. İyi geceler.
Kraliçe ona cevap vermeden Vahşet'i okşamaya devam etti. Bella sakin kalmaya çalisarak odasina yoneldi. Bazen -yani çoğu zaman- bu kraliçe bozuntusuna uyuz oluyordu. Onu şey buluyordu. Ukala. Evet, evet tam bir ukalaydi. Bir gece kalbine kazik batirmayi dusundu. Sonra ise bu dusuncelerden kurtuldu.
Ne oluyordu ona? O boyle biri degildi. O olumlu biriydi. Nefretten olabildiğince uzak kalmaya calisirdi. Her seyin iyi olacagina inanirdi. Yine oyle olmaliydi. Gergin ve mutsuz halinden kurtulmaliydi. Her şey geçecekti. Ve o bu aptal eğitimden, iğrenç gorevden kurtulacakti.
Bu dusuncelerle ustunu degistirip yatağina geçti. Ctry'in bakislarini umursamadan uyumaya calisti. Uyumaliydi. Ne de olsa yarin okul vardi. Okul. Arkadaşlari. Charlie. Bu dusuncelerle gulumseyip gozlerini kapadi.-----------------------------------------------------
Sabah alarm sesiden bile gicik bir ses ile uyandi. Kulagini kapatip "gak,gak!" sesini duymamaya, uykusuna devam etmeye calisti. Ancak nagile. Yataktan kalkip kizginca yataginin ustundeki kargaya bakti. Saate bakti. 06.30. Alarmin calmasina daha yarim saat vardi. Dilinin ucun kadar gelen hakaretleri yutup olumlu kiz imajina dondu. Hem bugun de erken giderdi. İyi de bir kahvalti yapabilirdi. Vampirlerin yemek yiyebilmesi en buyuk mutluluguydu. Tamam doymuyor olabilirdi. Ancak yemek yemek hobi gibi bir şeydi. Oldukça lezzetli bir hobi.
Miskince yatagindan kalkip erken kalkmanin avantajlarini kullanmaya basladi. Once dusa girdi. Ardindan siyah bir tayt ustune de mavi bir sweettisört( yanlis yazdim^,^) giyindi. Bal rengi saçlarini topuz yapip spor ayakkabilarini giyindi. Sirt cantasini da taktiginda hazirdi. Tam Kraliçe'nin odasindan cikisa yoneliyordu ki hinzir bir miyavla durmak zorunda kaldi. Arkasini dondugunde Vahset'in Naliya'nin kilere anormal derece de çok benzeyen sari gozleriyle karsilasti.
Tam ne var diyecekti ki ona mamasini vermedigini fark etti. Kraliçe yataginda uyuyor olmaliydi. Ancak onu izleme ihtimali de vardi.Cibindilik yuzunden onu goremiyordu çunku. Olabildigince hizli olmaya calisarak mama kabini siyah paketteki bisküvilerle, su kabini ise duvar daki kapsul kanlardan biriyle doldurdu. Kedinin agzindan taşan parlak beyaz sivri dişleriyle kan içmesi hiç de şasirtici degildi zaten.
Tekrardan cikis kapisina yoneldi. Yapacak bir isi kalmamisti. Hizlica odadan cikip siyah mermer sutunun yanina gitti. Aklindan yemekhane diye gecirdiği anda kendini tepsilerle sira bekleyen yuzlerce vampirin arasinda buldu. Keyifle gulumsedi. Bu sutunu ona Kraliçe Naliya gostermisti. Aklindan gecirdigin yerlere gidebiliyordun bununla. O gun baloya da boyle gitmislerdi zaten. Bella'nin burayi kullanmasina izin vermisti Kraliçe. Tabi sadece okul için kullanacakti. Aksi dusunulunemezdi zaten. Kraliçe'nin aninda haberi olurdu.
Bella aval aval etrafina bakarken burnuna odun ve nilüfer kokusu gelince afalladi. O olabilir miydi? Merakla basini kaldirdi. Kendisine bakan bir çift yeşil gozle karsilasinca emin oldu. Bir anda nabzi hizlanmis yasam enerjisi tekrardan gelmisti sanki. Sesinin catlamamasini umarak konustu.
—Iıı merhaba! Gorusmeyeli uzun zaman oldu.
—Merhaba . E-evet uzun zaman oldu. Yani 3-4 gun. Aslinda o kadar kisa degil. Aaa sey bana gore uzundu. Yani beklemek. Yani seni. Offff!!
Charlie'nin bu hali Bella'yi guldurmustu. Kikirdamayi kesip konustu.
—Sakin ol genç adam. Hadi kafeteryaya gidelim de bir şeyler yiyelim. Sen de kendine gelirsin belki.
Charlie rezil olmanin sokuyla ses cikarmadan Bella'yi izledi. Daha yeni yaptigi sacmaliga hala inanamiyordu. Tam bir şapşaldi. İyi ki Bella insafliydi da cok ustelememisti bu durumu.
Beraber kafeteryanin sirasina girdiler. Bir sure sonra Bella kruvasan ve sicak cikolata, Charlie ise vanilya kremali corek ve kahve almisti. Beraber bir masaya oturup konusmaya basladilar.
—Eee nerelerdeydin?
—Hı!?
–Yani şu 3-4 gundur. Yoktun. Seni baya aradim.
—Ah! Üzgünüm. Kraliçe yüzünden. Beni odada kalmaya zorladi.
—Bu barbarlik.
—Aslina bakilirsa ben de bu sure boyunca pek mutlu degildim. Neyse ki geri dondum artik sorun yok.
Charlie'nin endişeli yeşilleriyle karsilasinca onu inandirma cabasina girdi.
—Gerçekten. Bana bisey yapamaz. Yani yapmaz. Ee nasil gidiyor? Akademi'yi nasil buldun? Alistin mi?
—Evet. Herkes çok i-
Charlie'nin cumlesi Carolina'nin masalarina kibarca(!) oturmasiyla bolundu.
—Ah, tatlim. Charlie bu ezikle ne işin var senin?
—Kim?
—Bella tabi. Bu masada başka ezik var mi sanki? Ah Bella ona ne yaptin da senin masana oturdu? Soylesene hangi buyu bu? Aksi takdirde bu olmaz yani.
—Seni-
—Benim arkadaşlarim seni ilgilendirmez Carolina. Lutfen beni Bella'yla yalniz birak simdi.
Carolina hirsla kalkip gitti. Bella ise hala sinirle soluyordu.
–Hey! Sakin ol Bella. Onun için mi moralini bozuyorsun? Cidden mi?
–Tamam, tamam. Ben iyiyim. Hadi gidelim. Ders birazdan başlar.
Beraber okula doğru ilerlediler. Artik ikiside bir diğerini asla yalniz birakmayacakti.Merhaba!! -klasik yazar notu başi- yeni bolum geldi. Bu bolumu biraz farkli mi yazdim? Bilmiyorum bana biraz farkli geldi. Neyse bu bolum biraz kisa kesiceğim. Hoşcakalin! Parlatin yildizlari. Hayalet okuyucu olmayin...
SEGONA^.^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan Prensesi 1- Vahşet Tacı
VampirosSakin ve güzel bir hayatı olan KATHLEEN hep heyecanlı ve tehlikeli bir macera hayal eder. Böyle bir macerada kahraman olmak ister. Ne yazik ki hayalleri gerçek olur. Ancak başından geçen olaylar ve verdiği onca kayıptan sonra bunu yapıp yapamayacağı...