5

364 25 0
                                    

''Adım Baekhyun'' diyerek gülümsedi çocuk.....

Gülümsemesi kayboldu ve dikkatlice Kyungsoo'nun yüzünü inceledi.
''Vaaayyy gözün iyi morarmış.Kim yaptı?

''Hiç kimse.''Gotik Baekhyun'un Züppe Luhan'ın arkadaşı olamayacağını bilmesine rağmen , bunu hiç düşünmeden söylemişti.''Bir kaza oldu.''

''Tabii.'' dedi Baekhyun yumuşak bir sesle.''Bende böyle kazalar geçirirdim.Yumrukların üstüne falan düştüğüm oldu.Dedim ya çok sakarımdır.İyi misin? Doktora falan ihtiyacın varmı ? İstersen seni arabayla bırakabilirim.''

Baekhyun yanlarındaki sokağı işaret etti.Kyungsoo başını kaldırıp o yöne baktığında karşı kaldırımda duran siyah eski impala'yı farketti.
Arka dikiz aynasından keyifli görünen bir kuru kafa sallanıyordu.Kyungsoo arka tamponun da kimsenin duymadığı müzik gruplarının çıkartmaları olduğuna emindi.

Baekhyun'u çoktan sevmişti.''Hayır gerek yok.''dedi.''Ben..ııı ......şey , özür dilerim korkunç bir gün geçirdim.Aslında sizin odayı görmek için gelmiştim ama...''

''Tabii ya , oda !!'' baekhyun bunu tamamen unutmuş gibi parmağını şıklattı ve heyecanla üç kez yukarı zıpladı.''Harika! bende mola verip eve gelmiştim.Minseok'un yeri diye bir kafe
biliyormusun ? orada çalışıyorum.Chan daha uyanmaz , ama istersen gelip evi görebilirsin.Kai buralarda mı bilmiyorum , ama...

''Alında fena olmaz.''

''Kesinlikle gelmelisin.Çok iyi olur.''Beakhyun gözlerini devirdi.''Eve girmeye çalışan kaç sersemle karşılaştık inanamazsın.Cidden.Hepsi kaçıktı.Sen şimdiye kadar gördüğüm ilk normal adaysın.Seni ikna etmeye çalışmadan elimden kaçırırsam Chanyeol canıma okur.''

Kyungsoo gözlerini kırptı.Kendisinin normal olduğunu kabul etmeleri için yalvaranın kendisi olacağını sanıyordu.Ama şimdi..Baekhyun onun normal olduğunu düşünüyordu.

''Tabii , çok isterim.''

Baekhyun , Kyungsoonun sırt çantasını alıp kendi tabut şeklindeki , gri çivilerle süslü siyah çantasının üstüne attı.''Beni izle.'' 2 adımda gotik verandaya çıktı.

Yakından ev iyice eski görünüyordu,ama öyle harabe gibi de değildi.Biraz yıpranmış diye karar verdi Kyungsoo.Ön kapı yakından iki kat daha büyüktü , tepesinde kocaman buzlu camdan bir bölme vardı.

''HEY!'' diye bağırdı Baekhyun.''Ev arkadaşlarım! Normal bir tane bulduk.''

Evin içindekiler korkutucu değildi en azından.Bir sürü ahşap şey vardı , etraf temiz ve sadeydi.Köşelerdeki sıvalar dökülmüştü.Ortalık limon ve birde..Acılı meksika fasulyesi kokuyordu.


Baekhyun yine ''Hey!'' diye bağırıp koridorun ucuna yürüdü.Burası daha büyük bir salona açılıyordu.Kyungsoonun görebildiği kadarıyla içeride kocaman deri kanepeler ve kitap rafları vardı.Baekhyun'un sesi tekrar duyuldu ''Kai , fasulye kokusu geliyor.Burada olduğunu biliyorum.Şu kulaklıkları kulağından çıkar!''


Kyungsoo çekinerek koridorda bir kaç adım attı.Baekhyun'un ayak sesleri başka bir odadan belkide mutfaktan geliyordu.Ev çok sessiz görünüyordu.Hiç bir şey önüne atlayıp onu korkutmayınca , Kyungsoo adımlarını bir bir dikkatlice atıp büyük salona yürüdü.

Bi çocuk kanepeye yayılmış esneyip başını ovuyordu.Kyungsoo selamlamak için ağzını açınca , çocuk sırıtıp parmağını dudaklarına götürerek sus işareti yaptı.''Selam.Ben Kai.N'aber ? bir kaç kez göz kırpıp kendine geldikten sonra konuşmaya devam etti. ''Abi gözün fena morarmış.Acıyor mu ??''

Kyungsoo hafifçe başıyla onayladı.Kai bacaklarını kanepeden indirip düzgünce oturdu.Dirseklerini dizlerine koyup Kyungsoo'yu izledi.Koyu kahve saçları tuhaf katlı kesilmişti.Büyük bir çocuktu , yani Kyungsoo'dan büyüktü.On sekiz falan vardı.İri ve uzun boyluydu.Kyungsoo'yu normalden daha ufak tefek hissettirecek kadar yapılıydı vücudu.Gözleri kahve rengiydi galiba ama Kyungsoo sadece bir kaç kaçamak bakış dışında onunla göz göze gelmeye cesaret edememişti.

''Sen bir de diğer çocuğun halini gör dersin şimdi.'' dedi Kai.

Kyungsoo başını salladı , bu ufak hareketi bile canını çok yakmıştı.

''Eee nasıl oldu ? bela arayan bir tipe benzemiyorsun pek.''

Kyungsoo bu sözden alınması gerektiğini düşündü.Ama bütün bu olanlar anlamsız bir rüya gibi gelmeye başladı.Belki de hiç uyanmamıştı.Belki de hastanede komada yatıyordu da Kai'de Alice harikalar diyarındaki sırıtkan kedinin uyduruk bir kopyasıydı.''Ben Kyungsoo.''dedi.

Kai başıyla deri bir koltuğu işaret etti.Kyungsoo koltuğa oturunca bedeninde bir rahatlama hissetti.Kendini evde gibi hissetmişti , tabii burası evi değildi , bu işin olmayacağını düşünüyordu.Buraya uygun değildi.

''Bir şey ister misin??'' diye sordu Kai birden.''Kola var.Fasulye ? ya da eve dönüş bileti mesela ?''

''Kola olur.'' dedi Kyungsoo sonra da ''Biraz da fasulye.'' diye ekledi.

''Harika seçim.Kendim yaptım.Yani fasulyeyi,kolayı değil.'' Kanepeden kalkıp çıplak ayaklarıyla Baekhyun'un gittiği mutfağa doğru yürüdü.Vücuduna göre inceydi.Kyungsoo mırıltılar duydu. Kendini koltuğun yumuşaklığına teslim edip gevşedi. O ana kadar evin serin olduğunu fark etmemişti.Tavandaki pervane kızgın , acıyan yüzüne serin hava savuruyordu.Çok iyi geldi.

Baekhyun'un ayakkabılarının sesini duyunca gözlerini açtı.Baekhyun'un elindeki tepside kırmızı beyaz teneke bir kola kutusu , bir kase , bir kaşık ve birde buz torbası vardı.Tepsiyi üzerine koyduğu sehbayı diziyle Kyungsoo'ya doğru itti...

MORGANVILLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin