12

341 25 5
                                    


''Endişelenmişlerdir öyle mi?'' Kainin sesi alaycıydı. ''Tabii.Hiç işleri yok senin için endişelenecekler.Tabii.Bunu Chanyeolla konuşacağım.Seni bulmak için şehrin altını üstüne getiriyorlarsa ya Morganville'de kalamayacak kadar ateşlisin ya da senin için acilen bir koruma bulmamız gerek demektir...''

''Ama...polise gitsek..''

''Gelen polisti zaten.'' dedi Beakhyun. ''Sana söylemiştim.Şehiri onlar yönetiyor.Bu adamlar vampirler için çalışıyor.Kendileri vampir değil ama vampir dişleri varmış gibi tehlikeliler.Bak , aileni arayabilir misin? seni okuldan alıp eve falan götürseler?''

Tabii.Bu dünyanın en kolay işi olurdu.Sadece başarısız olduğu anlamına gelirdi.Söylediklerinin tek kelimesine inanmazlardı.Zaten açıklamaya kalksa hayatının sonuna kadar ilaç kullanıp terapiye gitmeye mahkum olurdu.

Kyungsoo bunu düşünmenin saçma olduğunu aklından geçirdi ama bunlar gerçekti. Peki vampirler? onlar o kadar da gerçek değildi.

''Bir şey yapmadığım halde nasıl peşime düşerler?''

''Hayat adil değil'' dedi Kai , ''Tek bildiğim yanlış kişiye karıştığın. Çocuğun adı ne? Seni hırpalayanın yani?''

''L-Luhan.''

İkiside gözlerini ona dikti.

''Kahretsin'' dedi Baekhyun dehşete düşerek. ''Lu Han'mı ?''

Kai'nin yüzü birden...bomboş oldu.Gözleri dışında bütün ifadesi yok olmuştu.Gözlerinde ise korkunç korkunç birşeyler oluyordu. ''Luhan'' diye tekrarladı.''Nasıl olur da haberim olmaz?''

Baekhyun dudağını ısırarak onu izliyordu. ''Afedersin Kai , söylerdik..yemin ederim , şehirden ayrıldığını sanıyordum.Üniversiteye falan gitti sandım.''

Kai omuzlarını silkip umursamıyormuş gibi yapmaya çalıştı.Ama umursadığı çok belliydi.''Kai..''

''Bir şeyim yok.Beni dert etme.''

''Seni hatırlamıyordur bile , '' deyiverdi Baekhyun. Sonra da hemen bunu söylememiş olduğunu diledi.''Ben...öyle demek istemedim özür dilerim.''

Kai güldü.Ama acı bir gülüştü bu.Kısa , rahatsız edici bir sessizlikten sonra Baekhyun konuyu değiştirmek için tabağında soğuyan pastırma ve yumurtalara baktı.Sonra kocaman gözlerini açıldı. ''Lanet olsun'' deyip ağzını kapadı.

''Ne var?''

Tezgahtaki tabakları işaret etti.Kai'nin tabağı , onun tabağı...ve Kyungsoo'nun tabağı. ''Üç tabak var.Bir şeyler olduğunu anladı.Chanyeol'un evde olmadığını söyledik.O yüzden kurcaladı demek.''

Kai bir şey demedi ama Baekhyun onun daha da üzüldüğünü farketti.Ama Kai duygularını köreltmekte kararlıydı.Tabağını alıp basamakları ikişer ikişer çıkıp odasına gitti..Odanın kapısı sertçe kapandı.

Baekhyun onun arkasından bakarken dudağını ısırıyordu.

''Şey..Luhan'la Kai?..'' dedi Kyungsoo.

Baekhyun'un gözü hala kapalıydı.''Düşündüğün gibi değil.'' dedi '' O piçe hayatta dokunmazdı.Ama aynı lisede okudular.Kai'de bir gün onun tersine gelmiş.Tıpkı senin yaptığın gibi.''

''Ne oldu peki?''

''Kai onunla dalaşınca evi yandı.Nerdeyse ölüyordu.'' dedi Baekhyun. ''Kız kardeşi o kadar şanslı değildi ama.Chanyeol onu delice bir şey yapmadan önce şehirden uzaklaştırdı.Bir kaç yıl gelmedi.Ben buraya taşınmadan bir iki hafta önce dönmüştü.'' Baekhyun'un yüzünde zoraki bir gülümseme belirdi.''Hadi yiyelim.Açlıktan ölüyorum.''

|akşam|

Kyungsoo duvarda duran antika saate baktı , on biri geçiyordu. Bu günkü derslerine gerememek onun moralini bozmuştu. Kai'de odasından çıkmamıştı bütün gün. Kyungsoo uykusunun geldiğini hissetti.Ağır ağır merdivenlerden çıkıp odasına gitti.

Yatağa yattığında bütün uykusu kaçmıştı çok geçmeden kapı hafifçe çalındı.Uykusuzluğun verdiği enerjiyle fırlayıp kapıyı açtı.

Gelen Kai'ydi.İçeri girmek istediği halde girmeye cesaret edemeden kapının eşiğinde duruyordu.Kyungsoo daha önce onu hiç bu kadar kararsız görmemişti.

Kai'nin üstünde rahat bir tişört ve eşofman vardı , sıcacık bir duygu Kyungsooyu ürpertti.Yatarken giydiği kıyafet olmalıydı bunlar. Tamam bu konuyu düşünmeyi kesse iyi olurdu yok Kai onu bir yamyam gibi görecekti.

Kyungsoo üstünde bol ince bir tişört olduğunu ve boxer'lı gezdiğini fark etti.Yarı çıplaktı neredeyse.

''Merhaba.'' dedi Kyungsoo.

''Merhaba ,'' dedi Kai.''Uyandırdım mı?''

''Hayır uyuyamadım.'' Kyungsoo göz ucuyla arkadaki dağınık yatağa baktı.''Şey , içeri gelmek ister misin?''

''Gelmesem daha iyi , '' dedi Kai usulca. ''Kyungsoo ben..bugün için üzgünüm.sana bağırmamalıydım.ayrıca gitmeliyim.burda olmam bile doğru değil.'' Başını iki yana salladı , önüne düşen saçları yüzünü süpürüyordu.

Ama gitmiyordu..

''Şey,'' dedi Kyungsoo , ''Ben oturuyorum.Burada dikilmek istiyorsan sen bilirsin.''

Yatağa gidip resmi bir tavırla oturdu.Ayakları halıya ucu ucuna yetişiyordu.

Kyungsoo ellerine baktı ve biçimsiz tırnaklarını gergince yemeye başladı.

Kai iki adım içeri girdi.Kyungsoo başını yerden kaldırmadı.Kai bir iki adım daha yaklaşınca çıplak ayaklarıyla eşofmanı Kyungsoo'nun görüş alanına girdi.

Kai güldü.Çenesinden tutup Kyungsoo'nun başını kaldırdı.Bir saniye için bütün dünya sessizliğe gömüldü.Kyungsoo kalp atışlarını bile düşünemedi.

Dudakları sıcak , yumuşak ve tatlıydı , hissettikleri Kyungsoonun aklını başından aldı.Kendini beceriksiz hissedip korktu.İçinden 'Ben daha önce..Daha önce kimse beni...Beceremiyorum!!..'

Ona nasıl karşılık vereceğini bilmediği için kendinden nefret etti.Kai'nin öptüğü ondan daha becerikliydi.Öpüştüğü kızlarla onu karşılaştırdığını biliyordu..

Durdu.Kalbi öyle hızlı atıyordu ki , sanki göğsüne bir kuş girmişti.Kıpkırmızı olan Kyungsoo için için yanıyordu..

Kai alnını onunkine bastırıp iç çekti.Nefesi Kyungsoo'nun yüzünü ısıtıyordu.Bu kez Kyungsoo onu öptü , içgüdülerinin onu yönlendirmesine izin veriyordu.Elleri birbirini buldu , parmakları kenetlendi.Kai diğer elini onun beline tişörtüne sokmuştu.Vücudunun sadece yalnızken ısınan yerleri ateş gibiydi.

Nefes almak için durduklarında Kai tamamen geri çekildi.Yüzü kızarmıştı , gözlerinde bariz bir parıltı vardı.'Ah' dedi Kyungsoo içinden.'Galiba şu dil olayına girmeliydim.'

''Seni hiç öpmemek aptallık olurdu Kai.'' dedi Kyungsoo.

Bu kez kimin kimi öptüğü belli değildi.Belki yer çekimi etki etmiş ya da bir yerlerde yıldızlar birbirine girmişti.Kyungsoo'ya öyle geliyordu.Kai'nin elleri boştaydı , Kyungsoonun yüzünü , saçlarını , boynunu okşadı , omuzlarından aşağı indi...

Kyungsoo onun açık duran ağzına nefesini verdi.Kai inledi. 'İNLEDİ'. Kyungsoo bir yıldırım gibi teninde ve içinde gezinen bu duygunun var olduğunu bile bilmiyordu.

Kai'nin eli tam orda , Kyungsoonun belinde durdu.Islak dilleri nazik ve kararsızca birbirine değince Kyungsoonun dizlerinin bağı çözüldü.
Kai sağ eliyle onu belinden kendine çekiyor , sol eliyle de boynunu tutuyordu.

Evet , işte öpüşmek buydu.Ciddi ciddi öpüşüyorlardı.Vay canına Kyungsoo öpüşmenin böyle bir şey olduğunu tahmin bile etmemişti. Kai onu bırakınca Kyungsoo güçsüzce yatağa oturdu.Kai'de yanına otursa kendini yatağa bırakacak ve..

Kai geri geri iki koca adım attı , arkasını döndü ve odadan çıktı.Kyungsoo onun güçlü , geniş sırt kaslarına bakakaldı.

Kai tekrar yüzünü dönerek , ağzını açtı , sonra kapandı ve gözlerini yumdu.

''Soo....Kapıyı kilitle...''



MORGANVILLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin