6

369 24 0
                                    

Tepsiyi üzerine koyduğu sehbayı diziyle Kyungsoo'ya doğru itti.''Öne buz torbası.''dedi. ''Kai'nin fasulyenin içine ne koyduğunu asla bilemezsin.Kork bence.''

Kai kanepeye yaslanıp kendi kolasını içmeye başladı.Baekhyun ona kızgın bir bakış fırlattı.''Bana da getirdiğin için saol.''Koyu göz kalemi göz bebeklerini olduğundan daha da büyük gösteriyordu.

Kyungsoo kaşığı eline alıp koyu , etli , baharatlı , sarımsaklı fasulyeden çekinerek bir kaşık aldı.Gerçekten de lezzetliydi.Kantinin yemeklerine alıştıktan sonra bu, yediği en lezzetli şey gibi gelmişti ona.Kyungsoo yemeğe yumulurken Kai kaşlarını kaldırıp onu izledi.
Kyungsoo kasenin yarısına geldiğinde , baekhyun da elinde tepsiyle içeri girdi.Tepsiyi sehbanın diğer ucuna koyup bağdaş kurarak yere oturdu.

Yemeğe başlayınca ''Fena değil , en azından bu kez.Hey sosu koymamışsın !'' Kendime özel yaptım o sosludan , üzerinde tehlikelidir etiketi var , buzdolabında.Yanarsan karışmam.Çocuğu nereden buldun?''
''Dışarıda , odayı görmeye gelmiş.''
''Yeterince sağlam olup olmadığını anlamak için önce dövdün mü ?''
''Çok komik fasulye çocuk!''
Sen baekhyun'a aldırma.'' dedi Kai.''İş günlerinden nefret eder.''
Baekhyun araya girerek ''Evet , Kai'de çalışmaktan nefret eder.Ee adın ne ??''

Kyungsoo tam konuşmaya başlayacaktı ama Kai ev arkadaşının bir sıfır önüne geçmek için ondan önce davrandı.''Kyungsoo.Adını sormadın mı ?çocuğun biri onu pataklamış.Yurttaki piçlerden biridir herhalde.Oranın nasıl olduğunu bilirsin.''

İkisi bakıştılar.Uzun bir bakıştı bu.Baekhyun Kyungsoo'ya döndü. ''Doğru mu ? Yurtta dayak mı yedin ?'' Kyungsoo başını sallayıp daha fazla bir şey söylemek zorunda kalmamak için ağzına yemek tıkıştırdı.''Fena olmuş.Demek bu yüzden oda arıyorsun.'' Kyungsoo başını tekrar salladı.Baekhyun devam etti ''Yanında da fazla birşey yok.'' ''Çok eşyam yok.'' dedi Kyungsoo. ''Sadece kitaplar.Odamda birkaç şey daha vardı.Ama..eşyaları almak için oraya gitmek istemiyorum.Bu akşam olmaz.''

''Neden ki ?'' Kai yerden eski bir beyzbol topu alıp onu tavana doğru fırlattı.Top pervanenin kanatlarını son anda kaçırdı.Kai zorlanmadan topu tuttu.''Seni pataklamak için yolunu mu gözlüyorlar ?''

Kyungsoo ''Evet.'' deyip çabucak biten fasulyesine baktı. ''Öyle tahmin ediyorum.Sadece o değil piç arkadaşlarıda var.Orası berbat bi yer.''

''Oradaydım.'' dedi baekhyun.''Ah , yani hala oradayım.'' Kai topu ona atar gibi yaptı. Baekhyun başını eğdi. ''Chanyeol ne zaman kalkıyor ?'' Kai topu yine ona atar gibi yaptı.''Off Baekhyun , Bilmiyorum.Adamı severim , ama sevişmiyoruz.Kapısını çalıp sor.Bende hazırlanayım.'' ''Neden hazırlanıyorsun?'' diye sordu Baekhyun.''Cidden yine dışarı çıkmıyorsun değil mi ?''

''Cidden çıkıyorum.Bowling oynayacağız.Adı Laura.Daha fazla ayrıntı istiyorsan sende herkes gibi videoyu indir.''Kai kanepeden kalkıp ikinci kata çıkan geniş merdivenlere yöneldi.Kyungsoo yatak odalarının ikinci katta olduğunu tahmin etti.''Görüşürüz Kyungsoo.''

Baekhyun sinirli bir ses çıkardı.''Dur bi dakika ! Ne diyorsun ? Kalsın mı kalmasın mı ?'' Kai elini salladı.''Fark etmez.Bence iyi biri.'' Tuhaf tatlı bir gülümsemeyle hızlıca Kyungsoo'ya bakıp merdivenleri çıktı.Bir atlet gibi hareket ediyordu ama Kyungsoonun alıştığı gibi kendini beğenmiş değildi.Bayağı çekici biriydi aslında.

Kyungsoo güçlükle gülümsemeye çalışmıştı.Ama yarılan dudağı zonkluyordu.Yara yeniden açılmıştı galiba.Kan çenesine süzüldü. Kyungsoo tepsideki peçeteyi alıp dudağına bastırdı.Baekhyun kaşlarını kaldırıp dikkatlice onu izledi.Sonrada yerden kalkıp buz torbasını aldı ve buzları Kyungsoo'nun başındaki şişliğe hafifçe bastırdı. ''Böyle nasıl?'' diye sordu. ''Daha iyi.'' gerçekten de daha iyiydi.Buz anında acıyı uyuşturmaya başlamıştı.Yedikleride karnında güzel , sıcak bir ateş yakmıştı.''Odayı sormam gerek galiba.''

''Chanyeol'la tanışman lazım.Onun da evet demesi gerekiyor.Ama çok tatlıdır.Ayrıca buranın sahibi o.Yani ailesi.Galiba bir kaç yıl önce taşınıp onu burada bırakmışlar.Bende altı ay büyük.Hepimiz on sekiz yaşındayız.Chanyeol en büyüğümüz.'' ''Gündüzleri mi uyuyor ?''
''Evet , yani bende gündüzleri uyumayı severim , ama onunki başka bir şey.Gündüzleri ayakta olmaktan hiç hoşlanmadığı için bi keresinde ona vampir demiştim.Ama ona hiç komik gelmemişti.''
''Vampir oladığına emin misin ? Filmlerde görmüştüm.Çok sinsi oluyorlar.'' Kyungsoo şaka yapıyordu ama Baekhyun gülmedi.

''Çok eminim.Öncelikle Kai'nin fasulyelerinden yiyor , ki yemeğin içinde tanrı biliyor ki bir düzine drakulayı patlatmaya yetecek kadar sarımsak var.Bir keresinde de haça dokunmasını sağlamıştım.'' Baekhyun kolasından bir yudum daha aldı.

''Ne yaptın ? Dokunmasını mı sağladın ?''
''Evet , tabii ki.Yani bi erkek çok dikkatli olmalı.Özellikle de buralarda.'' Kyungsoo boş boş bakmış olmalı ki Baekhyun gözlerini devirdi.''Morganville'de , bilirsin ya ?'' ''Ne olmuş ki buraya ?''
''Yani bilmiyor musun ? Nasıl bilmezsin?'' Baekhyun kolasını bırakıp dizlerinin üstünde doğrularak dirseklerini sehpaya dayadı.Koyu göz kaleminin altında çok içten görünüyordu.Koyu kahve gözlerinin kenarları bal rengiydi. ''Morganville vampirlerle dolu.''.....

MORGANVILLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin