rüya&anıl

2K 125 0
                                    

MAVİ DÜNYAM -2. BÖLÜM- 


YAZAN: FATMA FADİME

‘’Günaydın!’’ deyip kahvaltı masasındaki yerini alırken babası kızına gülümseyerek ‘’Günaydın canım erkencisin’’ dedi. Rüya dönüp babasına mahzun mahzun bakarak ‘’Evet babacığım, bugün Sinem’e uğrayıp onu yemeğe çıkaracağım. Dün gece baya fırça attı bana bir haftadır zaman ayıramıyorum diye’’ dediğinde küçük kardeşi Galip lafa atlayıp ‘’Tabi canım git sen Sinem ablamla yemek ye! Benimle çok zaman geçiriyordun zaten’’ diyerek sitem etti ablasına. Onu çok özlemişti sonuçta ama ablası sürekli arkadaşlarıyla takılıp duruyordu.


Rüya masanın üzerinden ona doğru uzanarak ‘’Aman da aman kardeşim istedi de ona zaman ayırmadım mı ben’’ derken Galip’in yanağından makas aldı. Bunun üzerine küçük çocuk heyecanla ‘’O zaman bizim okula gel abla’’ deyip cevabı beklemeye koyuldu. Rüya’ysa onun bu çocuksu hallerinin tadına doyum olmadığını düşünüyordu. Hemen sonra ‘’Sen istersin de ben gelmez miyim kardeşim? Ama neden okul beraber başka yerlere de gidebiliriz’’


‘’Olmaz. Arkadaşlarım seni merak ediyor, gazetede resmini görenler çok güzel olduğunu söylüyorlar sen okula gel bende onlara hava atıp bakın sizin de var mı böyle güzel ablanız diyeceğim’’


Bu sözlerin üzerine Rüya’nın namı diğer cadı üvey annesi söze karışıp ‘’AA oğlum ablanı sıkboğaz etme. Hem Sinem ablan gelmişti ya okula, geçen onunla hava atmıştın’’ dediğinde Galip dudaklarını büküp ‘’Ama anne Sinem ablamı zaten hep görüyorlar’’ dediğinde Rüya gülümseyip ‘’Tamam prensim gelirim ben okula ama yarın, bugün Sinem ablanla yemek yiyeceğiz. Anlaştık mı?’’ diyerek göz kırptı. Galip bunu duyduğunda sevinç içinde ‘’Anlaştık. Oley be oley!’’ bağırmıştı.



Rüya evden çıktıktan sonra işlerini halledip, babasının iki sene önce ortak olduğu şirkete gelmişti. İçeri girerken herkesin gözü ondaydı. Erkekler güzelliğine hayran hayran bakıp süzüyor, kızlar içlerinden bu mu güzel tarzı düşüncelere dalıyordu ve bazılarıysa onu patronun kızı olduğu için yakından inceliyordu. Rüya bunlara alışıktı her zaman her yerde bu bakışlara maruz kalıyordu. Kimseyi takmayarak asansöre doğru yürüdü. Ona soru sorup durdurmamışlardı nede olsa patron kızıydı kim hesap sorabilirdi ki. En üst kata geldiğinde direk Sinem’in odasına yönelmişti. Fakat toplantı salonundan gelen, bağırıp çağırmalarla oraya doğru yürümeye başladı. Kapıya doğru yaklaştığında Anıl’ın ‘’Lanet olsun! Siz nasıl profesyonelsiniz bir işi halledemediniz’’ diyen sesiyle olduğu yerde durdu. Sonra tanımadığı bir adamın cevabı duyuldu. ‘’Anıl Bey biz bu..’’ demesiyle, Anıl’ın neredeyse kükreyerek çıkan sesiyle bölmesi bir oldu.


‘’Kes bana bahane uydurmayı! Ya gidip bu işi halledersiniz ya da başka bir iş aramaya başlarsınız!’’ 


Yusuf’un araya girip ‘’Toplantı bitmiştir herkes çıkabilir’’ demesiyle hepsinin kaçarcasına odadan çıkması saniyesinde gerçekleşti.


Anıl hırsla ellerini saçlarına daldırdığında duyduğu sesle kapıya döndü.


‘’Selam gök mü gürlüyordu? Halbuki bugün havalar güneşli diye biliyordum ben’’ derken davet beklemeden içeri girdi Rüya.


‘’Rüya sen ne arıyorsun burada?’’ derken şaşkınlığı da sesine yansımıştı Sinem’in.


‘’İstemiyorsan giderim güzelim, hem bir haftadır görüşemiyoruz diye şikâyet ediyorsun hem de gelince ne işin var diye soruyorsun’’ derken küskünce dudak bükmüştü Rüya. Bu hareket sabahtan beri sinirle köpüren Anıl’ın yüzüne tebessüm yayılmasına neden olmuştu.


Sinem ayağa kalkıp hemen Rüya’ya sarılırken ‘’Of kızım ya saçmalama iyi ki geldin sadece geleceğini bilmediğimden öyle tepki verdim’’ demişti.


‘’Süpriz yapmak istedim canım ama kapıda duyduğum gök gürlermiş gibi çıkan seslerden tırstım desem yeridir’’


Bu sözlerin üzerine Anıl ‘’Pek tırsmış birine benzemiyorsun baksana kapıyı bile çalmadan girdin içeri’’ deyip alayla süzmüştü genç kızı.


‘’Ben artık resmiyeti bıraktığımız için kapı çalmaya gerek duymadım’’ diyerek umursamazca söylenmişti Rüya. Hemen sonra ise ‘’Onu bunu bırakında ben çok acıktım hem Sinem’i yemeğe çıkarmaya gelmiştim madem sizde buradasınız hep beraber çıkalım mı?’’ diye sordu. Herkesin olumlu cevap vermesi üzerine şirketten çıkıp şık bir Restoran’a gittiler.


&&&


Restoran’a geldikleri anda hemen oturup yemeklerin siparişini verdiler. Yemekleri beklerken Rüya sonunda merak ettiği soruyu sormaya karar verdi.


‘’Ee bugünkü bağırmaların sebebi neydi?’’ sordu öylesine sorar gibi.


Anıl ’’İşler her zaman yolunda gitmiyor işte’’ dediğinde siparişlerin de gelmesiyle ‘’Boş verelim de yemeğimizi yiyelim’’ dedi. Ama Rüya hala merakını gideremediği için iştahı kaçmıştı. Tam bu sırada Sinem aklına gelen bir şeyle gülümseyerek Rüyaya ‘’Aslında sen bizim sorunumuzu çözebilirsin’’ dediğinde tüm bakışları kendi üzerine topladı. Hemen sonra konuşmasına devam etti. ‘’Canım biz bir iş anlaşması yapacağız ama müşteri hakkında pek bir bilgimiz yok. Anlaşma şartlarımız her şey güzel ama adam anlaşma yapacağı insanların davranışlarını ve onu ağırlama şekillerine göre karar kılıyormuş. Anlayacağın çalışmayı düşündüğü insanları her yönüyle değerlendiriyor’’


Rüya sakince sineme dönüp ‘’Özel ilgi alanlarını öğrenmemi mi istiyorsun?’’ diye sorduğunda sinem başıyla onaylamıştı. Anıl ise dayanamayıp kahkaha atmıştı. Rüya hemen ona bakıp ‘’Neden güldün, komik olan ne?’’ dediği anda mavi gözlerle derinden bakan kahveler göz göze geldi. Anıl alayla ‘’O kadar adamın öğrenemediğini sen mi öğreneceksin?’’ diye sormuştu. Ona göre, baba parası yiyip gezen bu şımarık kızın bunu yapabilmesi imkânsızdı. Ama bilmiyordu ki Rüya sadece baba parası yiyen bilindik zengin kızlardan değildi, öğrenecekti. Rüya gülümseyerek Anıl’a kahverengi gözlerine dikti gözlerini ve sordu. ‘’Öğrenirsem bana ne vereceksin ya da benim için ne yapacaksın’’ dedi ciddiyetle. Anıl’sa hala alayla kendi gözlerine meydan okuyan mavilere bakıp ‘’Sen ne istersen madem öğreneceğini düşünüyorsun’’ dedi

MAVİ DÜNYAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin