8.bölüm

1.6K 87 0
                                    

MAVİ DÜNYAM 8. BÖLÜM

YAZAN: FATMA FADİME

Rüya hanımın şartlarını dün gece kabul etmişti Anıl etmesine ama programını değiştirmesi gerekiyordu. İçinden Rüyaya saydırsa da en azından küskünlüğün biteceği için içten içe seviniyordu. Tüm önemli toplantılarını Yusuf’a yıkmıştı, diğerlerini de bırakıp çıksa da olurdu ne de olsa patron oydu. Şimdi tek yapması gereken Rüya’nın aramasını beklemekti.

Rüya’nın da Anıl’dan pek farkı yoktu. Sırf o kızla baş başa kalmasın diye, evine götürmesine izin vermişti ama sonrada söyledikleri planlı değildi. Zaten kabul etmesini de beklemiyordu, madem kabul etti o zaman onu zora sokacak saatlerde aramalı ve istekleriyle canından bezdirmeliydi. Evet tam olarak bunu yapmalıydı. Ama ne işte elinde telefon düşündü ve sonunda aramaya karar verdi.

Çalan telefonu hemen açtı Anıl, zaten masanın üstünde duran telefondan gözünü ayırmıyordu.
“Efendim Rüya” diye açtı telefonu ve cevap bekledi.

“Napıyorsun bakalım “ bu sözlere karşılık Anıl seni demek istedi ve biraz değiştirerek,
“Bana vereceğin cezayı düşünüyorum, ilk olarak neyle başlıyoruz” deyip sordu genç adam, hemende cevabını aldı,
“Terzide özel olarak yaptırdığım elbisem var onu alıp, daireme bırak. Kapıcıda anahtar var arayıp sana vermesini söyledim.” Bu sözlerle Anıl kısa bir şok yaşadı. Anlaşılan Rüya hanım onu tam anlamıyla köle olarak kulanmaya kesin kararlıydı.

“Emredersiniz Rüya hanım başka bir arzunuz var mı acaba?” diye alayla sordu ama karşılığında sadece, ” Hayır yok bir saat sonra kapıcı orda olmasan anahtarı sana vermicek yani şuan tam olaral elli beş dakikan var, kolay gelsin sana.” Diyerek telefonu kapatmıştı, kapatmasına ama adresi vermemişti ki?

Hem bir saat ne ya diye düşünürken Anıl telefonuna gelen mesaj sesiyle tekrar telefonu eline aldı ve adresi görüp derin bir nefes aldı.En azından yol üstündeydi ama biraz daha böyle beklerse anahtarı zor alırdı. Bu yüzden son hız şirketten çıktı, etrafından selam verenleri bile görecek hali yoktu.

Yusuf’da arkasından bakanlardandı ama bu duruma anlam veremiyordu. Bütün önemli toplantıları ona yıkmıştı. Sinem için yaptığı planların bir kısmını askıya almak zorundan kalacaktı. Ama en azından aynı şirket de olmaları avantaj sağlıyordu genç adama. Sinem’in odasına girdiğinde onun dosyalara gömüldüğünü gördü.

“Kolay gelsin,” deyip karşısındaki koltuğa oturdu, genç kız şaşkınlıkla genç adama bakıyordu. Kendine geldiğindeyse, ”Teşekkür ederim seni beklemiyordum, kapının sesini de duymadım? Bu soru üzerine genç adam gülümseyerek,”Çalmadım, sekreterde haber verdirmedim. Senin için, sorun olmaz diye düşündüm,” dediğinde gülümsemesi tüm yüzüne yayılmıştı. Gerçek den çok güzel gülümsüyordu, Sinem bu adamın bu gülüşle çok can yaktığına emindi. Ama artık önemli değildi ondan önce olanlar.

Önemli olan şimdi… Şuandı ve bu çapkın yakışıklı kendisinin nişanlısıydı. Son zamanlar etrafında nasıl döndüğünün de farkındaydı genç kız.

“Önemli değil sadece şaşırdım, eee sana ne ikram edim,”

“Bir sade kahveni içerim. Eh nede olsa bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır. Ben senin her gün kahveni içmeye gelmeliyim bence” dediğinde genç kız yine şaşkınlıkla baktı. Yusuf konuşmasına devam etti.

“Evleniceğimize göre her gün kahveni içmeliyim ki bir ömür hatırım olsun sende.” Artık Sinem’de gülümsüyordu.

“Hım anladım… O zaman benimde gelip senin kahveni içmem lazım canım.Her şey karşılıklı olmalı öyle değil mi?” genç adam canım lafında takılıp kalmıştı. Ne kadar güzel canım diyordu. İçinden senin canını Yesinler demek geldi ama canım diye ona hitap ettiği için bundan vazgeçti.

MAVİ DÜNYAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin