Emiliy'in korku dolu bakışları arasında,kapıyı açtım.Alexander,yüzündeki korkunç ifade ve hissedebildiğim tüm öfkesiyle kapımızda dikiliyordu.Daha konuşmama fırsat vermeden tüm öfkesini üzerime boşaltmaya başladı:
- "Sen ne yaptığını sanıyorsun ! Neden bizi izliyorsun !?"
Kapıyı açarkenki cesaretimin,saniyeler içinde Alexander'ın bakışları altında ezildiğini fark ettim.Önce sessiz kalmak istedim.Sadece kapıyı kapatmak ve içeriye girmek istiyordum.Ama sonra,aklımdan beş dakika önce olanları geçirdiğimde,mantıklı davranmam gerektiğinde karar kıldım.Kekeleyerek konuşmaya başladım :
-"Ben,şeyy...Sizi izlemiyordum.Sanırım sen ve kız arkadaşın ..."
Sözlerimi bitirmeme fırsat vermeden tekrar bağırmaya başladı :
-" Sen ne olduğunu sanıyorsun bilmiyorum.Sadece dün canım biraz eğlence istedi ve sana yardım ettim.Bu yardımım sana benim hayatımı merak etme hakkı vermiyor.Onun benim kız arkadaşım olup olmaması seni ilgilendirir mi sence ? Hem seninle arkadaş olacağım fikrine nerden kapıldın gerçekten bilmiyorum.Bu kadar salak ve sakar biriyle neden arkadaş olıyım ki ? Daha da beteri,yaşadığı her zorlukta kollarını kesen ve bundan zevk alan bir psikopatla neden takılıyım ? Bunun gibi daha milyonlarca neden sayabilirim,ama gördüğüm kadarıyla sen bunların hepsini görmezden gelmişsin.Biraz daha düşü..."
Alexander'ın bitmeyen hakaretlerini,Emiliy'in titrek sesi kesti :
-" Yeter.Sencede abartmıyor musun ? Biz sadece pencereden bakıyorduk.Ona bu kadar ağır sözler söylemeye hakkın yok.Onun bu konuda bir suçu olmadığını sen de biliyorsun."
Emiliy'in cesaret dolu sözlerinden sonra,gözlerim dolmuştu,boğazım yanıyordu ve kelimenin tam anlamıyla nefes alamıyordum.Nefes almak için çabaladıkça,göğüs kafesimin sıkıştığını hissedebiliyordum.Bu hisler astım krizimin en çok görülen belirtileriydi."Hayır,şimdi değil lütfen." diye içimden geçirip Alexander'ı kapıda bırakıp içeriye doğru ilerledim.İşin en kötü kısmı,spreyimi nereye yerleştirdiğimi bile hatırlamıyordum ve bu iyice paniklememe,terlememe neden oluyordu.Çekmeceleri,dolapları deşiyordum ve hala spreyi bulamıyordum.Sakinleşmek için yatağa oturdum ve nefes almaya çalıştım.Başarılı olamadığımı anlayan Emiliy dolapları ve çekmeceleri tekrar deşerken,Alexander yanıma oturup beni sakinleştirmeye çalışıyordu.Onu dinlemiyordum bile.Sanırım dinlemek istemiyordum ve yeterince dinlediğimi düşünüyordum. Alexander konuşmaya devam ediyordu :
-" Jenn,nefes almaya çalışve sakin ol.Emiliy,şu lanet spreyi hala bulamadın mı !"
Emiliy,dağılmış eşyaların arasından geçerek yanıma geldi ve spreyi elime tutuşturdu.Benimle birlikle Alexander da derin birkaç nefes aldı.Birkaç saniye hiçbirimiz konuşmadık.Birkaç saniye sonra sessizliği bozan,Alexander oldu :
-"Jenn,iyi misin ?Bana iyi olduğunu söyle lütfen.Üzgünüm,çok özür dilerim.Abarttım,farkındayım.Sinirimi senden çıkardım.Ben ciddi değildim Jenn,biliyorsun.Söylediklerimde yani.."
Masmavi gözlerinde o an korkuyu ve endişeyi gördüm.Ne kadar korktuğu ve endişendiği umrumda değildi.Titreyen kısık sesimle konuşmaya başladım : "Git burdan.Senden nefret ediyorum."
Söylemek istediğim milyon tane kelime vardı.Ona içimden geçen her şeyi tam olarak anlatmak istiyordum ama öyle kızgındım ki,onunla konuşmaya gerek duymuyordum.Duygularımı hissetmiş olmalı ki,bir süre sessiz kaldı.Bu sessizlik,bizi birbirimize bağlıyor gibiydi.Eğer onunla konuşuyor olsaydım,kendimi bu kadar iyi ifade edemezdim.
Kısa bir süre daha yanımda oturdu.Gözlerini bir an bile üstümden ayırmadı.Bakışları benim için gerçekten çok rahatsız ediciydi.Koskocaman mavi gözleri,koyu siyah gözlerimle buluştuğunda,içimde özgürlüğü ve ne olduğunu bilmediğim o garip duyguyu içimde hissediyordum."Mavi ve Siyah" diye geçirdim içimden.İkisi de birbirine zıt renklerdi ama birbirlerine öylesine yakışıyorlardı ki.Birbirlerini en iyi tamamlayan renk olduklarını düşünüyordum."Eğer Alexander mavi olsaydı,ben kesinlikle siyah olamazdım."diye geçirdim içimden.
Gözlerinin kolumdaki kesiklere kaydığını fark ettiğim zaman,ceketimin kollarını çektim ve kollarımı gizledim.Rahatsız olduğumu fark etmiş olmalı ki bir süre sonra ayağa kalktı :
-"Gitsem iyi olur.Emiliy,bir problem olursa lütfen banada haber ver.Jenn,ciddi değildim,üzgünüm."
Emiliy Alexander'a sadece bakmakla yetindi.Alexander çıktıktan sonra ikimizde konuşmadık.Sessizlik,ilk defa canımı bu kadar çok yakıyordu.Aylardır,herkesten hakkımda en beter şeyleri bile duymuştum.Bazıları gerizekalı olduğumu,bazıları sadece dikkat çekmek için böyle davrandığımı söylüyordu. Bunların hiç biri,canımı yakmamıştı ve şimdi bunları Alexander'dan duymak canımı çok yakıyordu.
Düşüncelerimle boğulduğum anda,Emiliy elinde Josh'un resmini tutarak yanıma geldi:
-" Çekmeceyle boğuştuğum sırada,yanlışlıkla çerçeveyi kırdım,özür dilerim.Umarım manevi değeri falan yoktur.Bu arada bu kim?"
Emiliy'in bu basit sorusu benim paniğe kapılmama neden oldu.Aklım,bu durumu Emiliy'e açıklamamam gerektiğinden yanaydı.Diğer yandan kalbim,oda arkadaşımın benim hakkında her şeyi bilmesi gerektiğini söylüyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Garip
Genç KurguJennifer,gizemli bir şekilde intihar eden sevgilisinden itibaren sadece anılarla yaşamaktadır.Onu hayatta tutan tek şey anılarıdır.Ancak sonra,onu öğrenci olarak kabul eden tek okul olan yatılı bir okula gitmek zorunda kalır.Bu okulda,hiç tahmin etm...