Annem bugün akşam gelecekti. O zamana kadar evi biraz daha düzene sokmalıyım. Ama zamanım pek yok. Hemen üzerimi giyip okula koştum. Sonra sakince okula girdim. Yolun yarısında Işıl'da bana katıldı.
- Günaydın.- Sana da.
- Gülümsemen normal mi?
- Ben asla gülmem. Bunu aklında tutarak düşün.
Onun sınıfına gelince benden ayrıldı. Yavaş adımlarla sınıfa girdim ve sırama oturdum. Ege ve arkadaşları yanıma geldi.
- Ödevi ne yaptın canım?
Yerdeki çantayı aldım. Ve ayağa kalkıp tahtaya çıktım. Çoğu kişinin dikkati buraya kesildi. Çantanın fermuarını açtım ve sallayarak ne kadar kitap defter varsa yere döktüm. Ege'nin gözleri pörtledi.
- Bu ne?!
Ayağımla göstermeye başladım.
- Bak şu kırmızımsı şey fizik defteri. Bu yarısı yanık olanlar ise, fizik kitabı.
Bir-ikisini ayağımla tekmeledim. Ege sinirden kıpkırmızı oldu.
- Seni-
- Al sana ödev. Ca-nım!
Sırama geri oturdum. Tepkisini beklemeye başladım.
- Seni şikayet edicem!
- Kime, polise mi? Müdüre mi? Olur. Ama müdür de, senin kızları kullanıp ödevleri nasıl yaptırdığını öğrenir. Defterlerini kurcaladım tabi ki. Aralarında telefon numaraları vardı ve bir erkeğin olamayacak kadar düzenli yazılar... O sayfaları yırttım. Evde delil bekliyor.
Dudağımın sağ köşesini havaya kaldırdım.
- Ben sen gibi salak değilim.
Ege kudurmak üzereydi. Haklı olduğumu bildiği için delirecekti. Öğretmen sınıfa girdi ve mecbur yerine oturmak zorunda kaldı. Ders bitince, kitaplarımı alıp dolaba yerleştirdim. Dolabı kapattığımda, Özgür'ü yanımda gördüm.
- Selam.
- Bay.
- Hop hop hop nereye?
Kolumdan tuttu.
- Ne istiyorsun? Peşimi bırak, artık seni dövmek istemiyorum.
- Bunu duymak güzel. Hala tam olarak tanışmadık. Ben Özgür.
- ... Gölge.
- Güzel isim.
Siyah saçlarım, koyu yeşil gözlerim ve beyaz mermeri kıskandıracak kadar solgun bir tenim vardı. Aslında, tam bir gölge canavarıyım. Ona "sağ ol" demekle yetindim. O sırada yanımıza Işıl geldi.
- Çıkışta bir şeyler yapalım mı?
- Ben gelemem. Annemle planlarım var.
Bunu bahane edip yanlarından ayrıldım. Umarım aile kısmını daha fazla kurcalamazlar. Okul çıkışı, pazar günü gittiğim kafeye gittim. Bar kısmına oturdum. Furkan ile karşılaştım.
- Selam!
- Merhaba. Portakal suyu istiyorum.
- Hay hay!
O portakalları sıkarken ben etrafa bakındım.
- Gece yok mu?
- Bugün izinli. Onun yerine ben varım. Olmaz mı?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖzGöl
Teen FictionGölge Karabulut, aile şefkatinden mahrum ancak kusursuz bir kız çocuğudur. İyi fizikten tutunda ateşli agresifliğine kadar herşeye sahiptir. Babasının işi gereği Antalya'dan, Istanbul'a taşınırlar. Ve bir gölgenin özgürlük hikâyesi... Orada başlar. ...