8. Bölüm

23 0 0
                                    

Hafta sonu gelip çattı. Cuma günü aptal müdür yanlızca TENEFFÜSTE dinlediğim için müzik çalarımı sene sonuna kadar elimden almıştı. Onun siniri ile cumartesi sabahı evde oturuyordum. Aniden telefonum çalmaya başladı. Tanımadığım bir numaraydı.

  - Kimsin?

; diye açtım telefonu.

  - Benim Özgür.

Özgür ismini duymamla kapatmam bir oldu. Iki dakika sonra aynı numara tekrar aradı.

  - Ne var?!

  - Çok kabasın.

  - Bunu sık duyarım. Numaramı nerden buldun?

  - Işıl desem?

  - Geberticem onu...

  -Ona kızma. Vermesi için ben zorladım.

Hışımla kanepeye oturdum.

  - Sebep?

  - Sana bir teklifim var.

  - Ilgilenmiyorum.

  - Bi da-

Telefonu kapatıp televizyonun başına geçtim. Sonra ardı ardına aradı. Telefonu sessize aldım ve engelledim.

  - Huzur yok mu ya?..

Daha sonra Işıl aradı.

  - Efendim?

  - Alo?

  - Yuh! Işıl'ın yanına ne zaman gittin?!

  - Kapatma sakın! Teklifim şu: müzik çalarını geri alabilirim.

  - Ne?..

Kanepede doğruldum. Kabul... Ilgimi çekti.

  - Okul bugün temizlik için açık, müdürün odası da dahil. Hademeler bahçede takıldığımızı yada yop oynadığımızı bilse yeter. Geri kalanı kolay.

  - Dökül hadi çıkarın ne?

  - Hiçbirşey istemiyorum.

  - Ne?

  - Okulun önünde buluşalım. Şimdi.

Telefonu kapattı. Neden yardım ettiğini bilmiyorum ama çıkar yakında kokusu. Giyinip okula gittim. Bahçe girişinde Özgür'ü gördüm. Beni görünce yaslandığı duvardan doğruldu.

  - Selam.

  - Müzik çalarımı alıp gidicem. Bir şeyler çevirirsen, kırarım kemiğini.

Bahçeden içeri girdim. Okul binasına girecektim ki, Özgür tişörtümden çekiştirip beni başka yöne çekti.

  - Müzik çalarım?

  - Lönk diye okula dalarsan şüphe çeker. Biraz oturalım.

Beni banklardan birine oturtturdu. Kendisi de yanıma oturdu, dirseklerini dizine koydu ve bana döndü. Bir şeyler anlatmamı bekler gibiydi.

  - Ne?

  - Seni hiç anlamıyorum. Suratın "ben şirinim!" Diye bağırıyor. Ama... Cadı olmadığına emin misin?

Gözlerimi kısıp ona baktım.

  - Ne yapmaya çalışıyorsun?

  - Halk arasında buna "tanışmak" deniyor. Kendinden hiç bahsetmiyorsun, Işıl'a bile. Yani... Adından başka bir şey bilmiyorum.

  - Fazlasını öğrenebilecek kadar samimi değiliz. Ayrıca sana ne demeli? Etrafta savsak salak takılıyorsun. Her şey senin için şaka mı?

ÖzGölHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin