13. Bölüm

19 0 0
                                    

Pazar sabahı evde aylaklık yapmak istemediğim için dışarı yürüyüşe çıktım. Gece'nin çalıştığı "Retro Sound"un açıldığını görünce oraya uğradım. Belki de kahvaltıyı orada yapardım?

Içeri girip her zaman oturduğum bar kısmındaki tabureye oturdum. Gece beni görür görmez yanıma geldi.

- Uzun zamandır yoksun.

- Birkaç gün önce geldim ama sen yoktun.

- Anlaşıldı. Furkan öğleden sonra gelecekmiş.

- Gelse ne yazar gelmese ne yazar?..

;dedim fısıltıyla.

- Aç mısın, yer misin bir şeyler?

- Evet açım aslında.

- O zaman sana bir kahvaltı tabağı yolluyorum.

Yanımdan ayrıldı. Aklıma sebepsiz yere Işıl geldi.

Işıl, Özgür'ün kız versiyonu gibidir. Sürekli neşeli ancak duygusal bir yapıya sahip.

"Sen kırılmışsın..."

Cümlesi aklıma geldi. Bana öyle diyerek ne demek istedi? Bir şeyler mi biliyordu?

Cebimden telefonu çıkartıp Işıl'ı aradım.

- ... Alo?

- Bu saatte hala uyuyor musun sen?

- G-Gölge?

- Hemen kalkıp hazırlan. Sana bir konum yollıycam, yanıma gel. Yoksa karışmam.

Telefonu kapatıp ona bulunduğum kafenin konumunu attım.

On beş dakika sonra yanımda bitti.

- Yalnızca kafenin adını verseydin de bilirdim. Beni neden çağırdın?

Oturmasını işaret ettim. Merakla bana bakıyordu.

- Ilk tanıştığımız gün bana "sen kırılmışsın." Dedin. Ne demek istedin.

- Vay canına. Konuya dalmakta üstüne yok.

- Cevap ver bana! Ne demek istedin?

- Şey... Aslında pek bir anlamı yoktu. Masanın altındayken göz göze gelmiştik. Yanlızca hayatımda gördüğüm en soluk yeşil gözler olduğunu düşünmüştüm.

- Soluk mu?..

Gece kahvaltı tabağını önüme koydu.

- Al bakalım. Sende bir şey ister misin?

- Evet olur.

Gece, Işıl'ın siparişini hazırlamaya gitti.

- Sen... Beni bunun için mi çağırdın?

- Evet.

- Çok zahmetli biri olduğuna kara verdim.

- Eksik olma.

Kahvaltıdan sonra Işıl ile biraz yürüdük. Daha sonra eve geldim ve spor için hazırlandım. Ilk uğrak noktam kum torbası oldu. Az bir süre sonra Volkan yanıma geldi.

- Ne haber minik kurşun?

- Üstüme verici filan mı koydun?

- Işıl burda olacağını söyledi. Ha bu arada...

Merdivenlerden dört erkek ve bir adet Özgür indi. Ağzım açık kaldı.

- Sana bir-iki öğrenci getirdim.

- Ne... GETIRDIN?!

- Senin gibi kas yapmak istiyorlarmış.

- Sende onları bana öğrenci diye mi getirdin yani?!

- Evet... Çok ilgilerini çekti.

Derin bir iç çektim. Tabi ki de öyle bir şey yapmayacaktım.

- Gidin başımdan. Sizinle uğraşamam. Ayrıca hiç birinizi tanımıyorum.

- Özgür'ü tanıyorsun zaten. Diğerleri de benimle aynı sınıfta.

Kum torbasına geri döndüm. Oturup beni izlediler, bazen de attığım yumrukları taklit ediyorlardı. Sinir oldum ve havlu ile suyumu alıp yukarı çıktım. Peşimden geldiler. Koşu bandına çıktım ve ben inene kadar benimle koştular. En sonunda dayanamayıp tekrar aşağıya indim. Peşimde ördek yavruları gibi dolanıyorlardı. Volkan'ın yakasına yapıştım.

- Neden onlara sen bir şeyler öğretmiyorsun?

- Senin öğretmeni istediler çünkü. Bende aynı ateşli hava yok. En azından onlar için.

- Ne yok, ne yok?!

Parmaklarımı çıtlattım.

- Kaçmayın gelin.

Yukarı koştular. Torbaya geri döndüm, salaklar sürüsü de beş dakika sonra bana! Volkan torbaya yürüdü.

- Bakın şimdi.

Torbaya bir kaç yumruk attı.

- Böyle güçlü vuracaksınız. Her zaman sert.

Havlu ve suyumu elime tekrar aldıktan sonra:

- Ne kadar güçlü vurursan vur, tekniğin yoksa o güç bir işe yaramaz.

- Öyle diyorsan öyledir hocam.

- Bana öyle deme.

Yukarı çıkıp giyindim. Bütün konsantrasyonumun içine ettiler!

Eve vardığımda nedense kendimi kötü hissettim. Çünkü yolda gelirken çok neşeli bir aile görmüştüm. Küçük çocuğun attığı kahkaha ile içimde bir şey kopmuştu.

Kendimi iyi hissetmiyorum...

Bazen dünyada acı çeken tek kişi benmişim gibime geliyor.

Ne hissedeceğimi bilmiyorum. Aşk hakkında bir fikrim yok. Sırf bana diğerlerine kıyasla farklı davrandı diye Özgür'ü peşime taktım. Bunu yapmamalıydım...

Kendimi tutmalıyım, sakin ve soğukkanlı olmalıyım. Bir katil gibi.

Içten içe nefret etmeliyim. Dışardan belli etmeyerek, onu öldürmeliyim.

Aklımı çelmenin cezasını çekeceksin Özgür!

ÖzGölHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin