Gözlerimi açtığımda hava aydınlıktı ve ben kanepedeydim. Gözlerim ışığa zar zor alışmıştı. Yavaşça yerimden doğruldum. Yerde çorba kasesi, onun yanında da yerde yatan Özgür vardı.
Onu görünce gözlerim yuvalarından fırladı. Dün akşam benimle birlikte kalmıştı. Neden?..
Ayağımın ucu ile onu dürttüm.
- Kalksana moron!
Homurdandı. Gözlerini açtığında ilk beni gördü. Yavaşça doğruldu, saçları dağılmıştı. Sevimli görünüyordu, yine.
- Saat kaç?
- Ne bileyim ben? Sen gitmedin mi?
- Çorbayı içtikten sonra uyudun. Bende mutfağı biraz toparladım. Seni izlerken uyuyakalmışım.
Bütün bunları gözlerini ovalarken söylüyordu. Yere, onun yanına eğilip; gözünde tuttuğu elini bastırdım.
- Sapık mısın sen?!
- Gözüm! Sabah sabah ne halt ediyo-
- Sus!
Onu devirmeyi başardım. O yerde karın üstü yatarken, bende onun sırtına oturmuştum.
- Üzerimden kalkar mısın?
- Hayır!
- Iyi de neden?!
- Çünkü istemiyorum!
- Salak mısın sen?!
- Salak mı? Sınıf birincisiyim bir kere!
- Evet, sınıfın birinci salağısın!
Azıcık ayağa kalkıp kendimi sertçe Özgür'un sırtına bıraktım.
- Sırtım! Kesin kırıldı!
- Kırılsa duramazsın...
Başını sola çevirdi, yandan bana bakmaya başladı.
- Sabah sabah çok neşelisin?
Üzerinden kalkıp çıkış kapısını açtım.
- Çık artık hadi.
Özgür, dizleri ile kanepeye oturdu ve kanepenin sırt kısmına kollarını dayadı.
- Gölgecim bi arkana baksan mı?
Kapıya bakmam ile Volkan'la göz göze gelmem bir oldu. Onun yanında Işıl ve onun yanında da Ege.
- Hay içine...
Işıl meraklı gözlerle bir bana, birde kanepede sırıtan Özgür'e bakıyordu. Ağzını açan ilk kişi Ege oldu.
- Birlikte misiniz lan siz?
Göz kapaklarımı yarıya indirdim ve Özgür'e dönüp "defol!" Bakışımı attım.
Yavaşça yerinden kalkıp montunu aldı ve kapıda diğerlerinin yanına geçti.
- Baş baş.
; deyip kapıyı kapattım. Derin bir iç çektim ve kanepeye oturdum. Bir süre sonra apartmandan sesler gelmeye başladı. Işıl'ın kahkahasını duyar gibi oldum.
- Hayır! Bunu-bana-yapamazsınız!
Dış kapıyı açtığımda merdivene oturmuş üç dingili gördüm. Ege aralarında yoktu.
- Ne yapıyorsunuz siz?
- Iyi valla gülüyoruz sen?
- Nasıl olduğunuzu sormadım Volkan. Ne halt ediyorsunuz kapımın önünde?!
- Çok asabisin kanka ya.
- Kanka mı?
- Işıl yeter de artar bipe bir de seni mi çekicem?!
Üçüde aval aval suratıma bakıyordu.
- Zevzek kuzenin nerde?
- Eve gitti. Öğlen gelecekmiş.
- Gelmesin! Neden geliyor, kundaklamaya mı?! Apartmanda oturamazsınız böyle!
- Nolur sanki içeri gelsek? Lüüüütfen!
Işıl o kadar masum bakıyordu ki, bir an KÖPEK niyetine başını okşayasım geldi. İç çekerek kenara çekildim.
- ... Yalnızca yarım saat.
- Büyüksün!
Hemen ayaklanıp içeri doluştular. Kanepeye kuruldular.
Uzun süredir kimse konuşmadı. Bu çok sinir bozucu...
- İçecek bir şeyler ister misiniz?
- Kola.
- Bende varsa bir fanta.
- Bende kola istiyorum.
- Evde onlardan yok. Içmiyorum çünkü.
- O zaman dışarı çıkalım!
- Hayır, istemiyorum.
- Uyuzluk yapma gel işte.
- Ben mi uyuzum sümsük?!
Uzun uğraşlar sonucunda onları reddettim ve sakin bir cumartesi sürdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖzGöl
Teen FictionGölge Karabulut, aile şefkatinden mahrum ancak kusursuz bir kız çocuğudur. İyi fizikten tutunda ateşli agresifliğine kadar herşeye sahiptir. Babasının işi gereği Antalya'dan, Istanbul'a taşınırlar. Ve bir gölgenin özgürlük hikâyesi... Orada başlar. ...