Tam bir ay geçti. Ekim aynının sonlarına yaklaşıyorduk.
Işıl resmi olarak en yakın arkadaşım olmuştu. Volkan'da benimle abilik ile dostluk arasında gidip geliyordu. Ege'yleyse nefretle harmanlanmış bir dostluğumuz vardı.
Özgür mü? Suratına bile bakmıyorum. Canını yakmak istiyorum ama şuana kadar açık vermedi. Eninde sonunda avucuma düşeceksin.
Bu arada okul temsilcisi ve sınıf başkanı oldum. Aynı zamanda öğrenciler, beni Başak ile yarıştırıyorlar. "Kim daha ateşli?" Yada "Kim daha havalı?" Gibi salakça şeyler. Ve en çok sinirimi bozansa, Işıl benim adıma miting yapıp duruyor!
Zilin çalma sesini duydum ve kafamı defterden kaldırdım. Test kitabımı açıp biraz test çözmek istiyordum. Iki gün sonra önemli bir matematik sınavı olacaktık. Nefes almaya vakit kalmadan Işıl sırama oturdu. Volkan ellerini omuzlarıma koydu ve Ege'de önümde dikildi.
Bu pozisyon "Acıktık, yemeğe!" Anlamına geliyordu.
- Test çözmem lazım.
- Testini evdede çözersin. Ayrıca Volkan sana iş getirmiş.
Tek kaşımı havaya kaldırdım. Volkan test kitabımın üzerine pembe bir zarf fırlattı.
- Ne bu?
- Bizim sınıftan bir çocuk verdi.
Yerimden kalkıp mektubu açtım. İçinde oğlanın benimle arka bahçede buluşmak istediği yazıyordu. Öğlen yemeğinde, şimdi.
Kağıdı buruşturup Volkan'ın sırtına attım.
- Sana böyle şeylere aracı olma demedim mi ben?
- Yapma Gölge. Herkes seviyor seni.
- Hayır sevmiyorlar. Sırf sert olduğum için suratıma bir şey söylemeye yemiyor.
- O da doğru ama hayranın olmadığını inkaar edemezsin.
- Ettim gitti.
Aniden Ege kahkaha atmaya başladı. Işıl sinirlendi.
- Ne anırıyorsun be?!
- Kuzen? Senin bu sınıf arkadaşı katıksız salak galiba! Bekliyor aşağıda kurbanlık koyun gibi!
Karnını tutarak yavaşça yere oturdu. Deli gibi gülüyordu.
Pencereye gittim. Boyum yetişmediği için sinir olmuştum. Ege'nin bacaklarına bastım.
- Has-
- Ağzını açarsan çenende patlatırım tekmeyi.
Gerçekten aşağıda bekleyen biri vardı. Volkan yanıma geldi.
- Bu o. Git merhaba de madem. Ne istiyormuş öğren.
- Meraklı değilim.
Test kitabımı elime aldım. Kendimi aç hissetmiyordum. Işıl dudak büzdü.
- Yapma Gölge. Yazık çocuğa bekliyor aşağıda.
- Görüyorum...
- Benim için gitsen?
- Hatırın umurumda değil.
Kütüphaneye gitmek amacıyla sınıftan çıktım. Gerçekten çalışmam lazım.
Yirmi üçüncü testide bitirdikten sonra vücudum titredi. Bu tek bir anlama geliyordu...
Cebimden mendili çıkartıp burnuma dayadım. Mendil saniyeler içinde kana bulandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖzGöl
Teen FictionGölge Karabulut, aile şefkatinden mahrum ancak kusursuz bir kız çocuğudur. İyi fizikten tutunda ateşli agresifliğine kadar herşeye sahiptir. Babasının işi gereği Antalya'dan, Istanbul'a taşınırlar. Ve bir gölgenin özgürlük hikâyesi... Orada başlar. ...