Patlamadan bir yıl önce,Esen
Derin bir holdeyim. Elimde deney tüpleri. Işıklar ben ilerledikçe bir bir yanıyor ve benim ardımda kalan yerler karanlığa mahkum... En son ne zaman yemek yedim? Kemal nerede? Onunla çoktan buluşmamız gerekti. İ124'e kan verecekti Kemal. Bir değişeni daha kaybetmek istemiyordu. Bana söylemiyordu ama ben biliyordum artık deney yapmak istemiyordu. Çünkü işlerin rengi değişimeye başlamıştı. Profesör tanrıcılık oynuyordu ve bu bizi ama bilhassa Kemal'i oldukça rahatsız etmeye başlamıştı.. "Yeni bir dünya kuruyoruz çocuklar!" diyordu her fırsatta. Var olanı değiştirmek yenilik midir? Yürümeyi kestim. Fark ettim ki ben ilerledikçe etrafımdaki kapılar ve ışıklar bir bir benden uzaklaşıyor. Karanlıkta tek başıma kalmak istemiyordum. Kemal nerdesin? İ124'e gitmemiz gerekli. Derin hol tatlı bir ezgi ile doldu.Beethoven'dan bir sonat? Beethoven?
Kendi terimde boğulmak üzereyken, kabustan uyandım. Çok şükür, gerçek değilmiş. Ama Beethoven 'ın sesi hala geliyor? Battaniyemi omuzlarıma dolayıp, kapıya doğru koştum. Ayaklarım bir çıplak zemine değiyor bir yumuşacık battaniyeme dolanıyordu. Tam kapıyı açmak üzereydim ki, kapı zili sustu. Sıra anahtar tıkırtılarına geldi. Anahtar benim dışımda bir tek Kemal'de vardı. O yüzden gelen Kemal olmalıydı yinede benim evime başkasının anahtarla girmesi fikri beni rahatsız etti ve panikle kapıya doğru davrandım. Ne olduysa o an oldu ve kendimi Kemal'in kucağında buldum. Ayaklarım panikle battaniyeye takılmış sonra da battaniyeden kurtulmanın sevinciyle havalara uçmuştu. Ve O, tam zamanında beni yakalamıştı. Her zaman olduğu gibi.
Sol kolunda beni tutuyordu, sağ koluyla kapıyı kapattı. Saçlarımı yüzümden çekti, elini yanağıma koydu, " Planladığımızdan biraz erken geldim, sorun olmaz sanırım? Ayrıca, üşütmenizi hiç istemem Esen Hanım. Daha yapmamız gereken çok iş var." Battaniyeyi yerden alıp omuzlarıma örttükten sonra sıra gözlerime gelmişti. Gözlerimi kapatmam için bir kaç işaret yaptı. Ses etmedim, gözlerimi kapattım. Beni korkunç bir kabustan uyandırmış olmasaydı evime bu şekilde gelip düzenimi bozduğu için ona kızabilirdim. Burnuma harika kokular gelmeye başlamıştı, sanki yüzümün kenarında taze bir kek dilimi vardı. Hayali kekimi ısırdım. Voila! Gerçek bir kek! Tepkimi merak ettiğini fark etmem içinKemal'in yüzünü görmeme gerek yoktu, ses tonu her şeyi açık ediyordu, "Gözlerini açma! Yavaşça çiğne bakalım, ne bu?" İlk başta sade kek gibi gelmişti ama çiğnedikçe ağzıma çilek reçeli tadı geliyordu. Onu üzecek tahmini yapmakta geçikmemiştim, " By Tatlı'nın çilek reçelli keki?". By Tatlı şehir merkezinden uzakta, küçük bir pastaneydi. Soyadı tatlı olan yaşlı bir adam her sabah bu keklerden yapar ve bir saate kalmadan hepsini satardı. Bu kadar meşhur bir keki bilmek için gurme olmaya gerek yoktu. Gözlerimi açtım.Hayal kırıklığına uğradığını yüzündeki çizgilerden anlamıştım. " Daha önce yemiş miydin?"diye mırıldandı.Kıyamadım... "Evet ama hiç bu kadar taze ve güzelini yememiştim." Gözlerini kıstı, " Daha önce tatmadığın bir şey bulacağım bebeğim. Söz!"
Kucağı yerine üçlü koltuğa oturmaya karar verdim. Daha rahattı. " Neden geldin Kemal? İ124 için laboratuvarda buluşacaktık ."
Merak etme ona kan verdim, dedi. "Ama bugün garip bir şey oldu." Planımızı bensiz gerçekleştirmesi yeterince garip değilmiş gibi.. Bir an önce işlerin başına dönmeliydim. Üstümü değiştirmek için koşarak odama gittim." Sen anlat Kemal ben dinliyorum!" Kırmızı renkli pantolonu bacağımdan yukarı çekerken sakin kalmak için inanılmaz çaba harcıyordum. Kemal'i seviyordum ama bu yaptığı... Benim işime hiç mi saygısı yoktu!
" Başbaşa daha çok vakit geçirebilmemiz için İ124 ile planladığımızdan önce ilgilenmeye karar vermiştim. Son operasyonda çok kan kaybetmişti, kan grubumda tutuyordu. Profesöre sormak istemedim kan verip vermemem gerektiğini. "
Son cümlesinden rahatsız olmuştum. " Her şeye rağmen o bizim üstümüz, ondan izinsiz bu tarz işlemler yapmandan hoşlanmıyorum."
Kemal'in sesi alaycıydı." Zaten ondan izinsiz olmadı, O da bugün İ124'ü incelemeye gelmiş. İ124'ün yanından çıkarken karşılaştık."
Saçlarımı alelade bağladım. Kemal yanıma gelmişti. Kaşlarım çatık bir şekilde ona bakıyordum. Baş parmağı ile kaşlarımın arasını düzeltti. " Benden bir tüp kan örneği aldı ve incelemek istediğini söyledi. Diğer değişenlere de yardımım dokunabilirmiş." Değiştiricinin çalışanlar üzerindeki olası etkilerini görebilmek adına hepimiz birer tüp kan örneği vermiştik zaten. Profesör, Kemal'den neden ikinci kez örnek almak istemişti acaba. Vücudumun ürperdiğini hissettim, duyduklarım hiç iyiye işaret değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Metamorfoz Serisi-Başlangıç
Science FictionAmacımız daha güçlü bir insan ırkı oluşturmaktı. İlk başta yaptığımız şeyin insanlık için enerji içecekleri kadar masum bir başarı olduğunu düşünsem de, deney ilerledikçe bilim dünyasının Darth Vader'ı olduğumuza emin oldum. Değiştiricilerin bir tü...