Basın açıklamasından birkaç saat sonra, Burak...
-Aklından neler geçiyor söylesene?
Kimin aklından?
-Doktoru diyorum seni dahi! Geldiğimizden beri aynanın önünde kendini inceleyip duruyor.
Anlatım bozukluğu yapmadan cümle kuramıyorsun, balkabağı, Doktor'un aklından geçenleri anlayacaksın öyle mi? Söylesem bile neler hissettiğini anlayamazsın.
-Senin benimle ne derdin var söylesene! Kaç zamandır bir haller bir haller...
Çilli suratından kaçmak için can atan gözlerini yana devirdi. Cevap vermek yerine omuz silkmeyi tercih ettim. Eskiden sahip olduğum cevap vermeme hakkını özlemiştim...
-Demek susacaksın öyle mi? Aslına bakarsan ben bu tavırlarının sebebini biliyorum!
İkimizin de bakışları aynı noktada kesişti; değişenlere kıyafet dikmekle meşgul olan esmer, kıvırcık bir güzelde... Sohbetimizden habersiz olan kızcağız, büyük bir gülümsemeyle bize karşılık verdi.
- Eğer sorun Melisa ise...
Oktay'ın sesi yumuşamış ama aksine benim tavrım sertleşmişti... Ona iyice yaklaştım neredeyse aramızda hiç boşluk kalmamıştı. Cümlesinin devamı onu ne kadar hırpalayacağıma karar vermemi sağlayacaktı.
- Onu daha yakından tanımak istiyorum.
Suratına bir yumruk attım. Sarsılmış ama düşmemişti. Dudağı patlamıştı ama kan tüküre tüküre konuşuyordu.
- Kiminle olup olmayacağıma sen karar veremezsin!
Omuzlarından tutup yere doğru fırlattım onu. Eğer bağırabilseydim tüm gücümle bağırırdım!
KES SESİNİ!
Üzerine oturmuş, gövdesini bacaklarımın arasına almıştım. Bana karşılık vermiyordu, en başından beri bana hiç vurmaya çalışmamıştı. Ama aklından geçenleri okuyabiliyordum ve bu beni delirtiyordu. Oktay'ın buradaki en yakını bendim ve Melisa'dan hoşlanıyordu. Ondan gerçekten hoşlanıyordu ama duyguları benimkilerle rekabet edemeyecek kadar cılız ve haindi. Bir keresinde Melisa'nın düşleri ile oynamış ve tüm gece düşünde kendisini görmesini sağlamıştı.
Suratına bir yumruk daha attım.
Melisa'yla birlikte olmayı düşlüyor ama onu bir kez olsun eşi olarak hayal etmiyordu.
Bir yumruk daha...
Büyüdüğüm sokakta en pis kavgaların içinde bulurdum kendimi. Kadınlar alınıp satılırdı aynı hırsızlık malları gibi. Annelik şefkatini tatmadım belki ama en çirkin pazarlıkların ortasında kadının kıymetini anladım. Öğrendim ki ait olmadığın kalbe girmemeliymiş insan. O kalbi parçalamadan çıkamazmışssın içinden. Öğrendim ki ait olmadığı tene dokunmamalıymış insan. Parmaklar kor olup yakarmış karşıdakini, her sevişin izi kalırmış öbüründe. Oktay ait olmadığı kalbe girmeye, sahip olmadığı bir tene dokunmaya çalışıyordu. Heves için iz bırakılan tüm kadınların intikamını almak istercesine vuruyordum.
Yumruklarımdan biri havada kaldı. Ne olduğunu anlamadan kendimi duvarda asılı kalmış şekilde buldum. Doktor aynada kendini incelemekten vazgeçmiş ve kavgamıza müdahale etmeye karar vermişti, ne şans! Balkabağı yerde ağzı burnu kan içinde yatarken ben duvarda olmayan bir askıya asılmış gibi duruyordum. Saçımı başımı düzeltmek istedim ama tabii ki kımıldayamadım, bu adamın olayı buydu. Başı omuzlarından daha öndeydi ve gözleri kısıktı. Yavaş yavaş bana doğru geliyordu. Altıma kaçırabilseydim kaçırırdım.
-Bak sessiz çocuk senden hoşlanmıyorum, bunu daha önce söylemiştim sana. Bir daha benim dikkatimi dağıtırsan... Ah ne diyorum ben, bir ikincisi olmayacak!
Beni tavana kadar çıkarıp sonra aşağı bırakmayı planlıyordu ama o sırada gözü duvarın kenarında duran Kraliçe'ye ilişti. Saatlerdir aklında Esen vardı, aynaya bakıp kendisini bu hale getiren kadını düşünüyordu. Esen yeniden uyandığında, onun farklı bir kadın olarak döndüğüne inanıyordu. Eskisinden bile mutlu olacaklarına, birlikte yeni bir düzen kuracaklarına inanıyordu. Mutlu bir gelecek için mutsuz bir geçmişi silmişti çoktan. Kraliçe'nin panzehiri bilip onu tedavi etmek için teklif bile etmemesi, panzehir konusunu aralarında hiç konuşmamış olmaları Doktor'un tüm planlarını suya düşürüyordu.
Beni olduğum yerden aşağı bıraktı. Çok yüksek olmayan bir yerden düşmüştüm şansıma. Doktor beni, bizi, tüm değişenleri unutmuş halde Kraliçe'ye doğru yürüyordu. Balkabağı ile olan kavgamıza toplanan kalabalık doktorun müdahalesi ile iyice artmıştı ve şimdi neredeyse tüm değişenler nefesini tutmuş, olacakları izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Metamorfoz Serisi-Başlangıç
Science FictionAmacımız daha güçlü bir insan ırkı oluşturmaktı. İlk başta yaptığımız şeyin insanlık için enerji içecekleri kadar masum bir başarı olduğunu düşünsem de, deney ilerledikçe bilim dünyasının Darth Vader'ı olduğumuza emin oldum. Değiştiricilerin bir tü...