*******
En sevdiğim şeylerden biri de sevgili kardeşim Carter'ın araştırmalarını mahvetmekti ama hiçbir zaman araştırmalarında Yunan mitolojisine rastlayacağım aklıma gelmemişti. Ve de sayfanın yanındaki Percy Jackson yazısına. İnternette bu adı araştırdım tabi ki de ama hiçbir şey bulamamıştım. Açıkcası hala aklımı kurcalıyordu. Hem de çok kötü bir şekilde. Walt ile de konuşmuştum. Anubis ile de. Anubis bu konuda konuşamayacağını ama yakında anlayacağımı söylemişti. Bu yüzden o anda pek fazla üstelememiştim çünkü eğer zorlarsam bir önceki gibi sevgilimin başı derde girebilirdi -ikisininde- . Bunu yapamazdım bu yüzden zorlamadım ve konuyu orada kapatmış gibi yaptım. Ama tabi ki de kapamamıştım. Daha da kötüsü Bilmem gerektiğini fısıldayan ses daha da güçlenmişti. Ve benim meraktan kendimi kemirmeme az bir süre kalmıştı -ki beni tanıyan bilir sabırlı biri değilimdir!-
Ama içimden bir ses ne olduğunu öğrenmeme çok az kaldığını söylüyordu...
ve bunun şuan camdan gördüğüm uçan at ve üstündeki iki insanlar tabibi de alakası OLABİLİRDİ !!!
O PEGASUS MUYDU HEMDE SİYAH?!?!?
İsis aşkına! Bu Bes'in hamile kalması gibi bir şeydi eğer siyah Pegasus hatta Pegasus gerçekse...
Bes hamile kalabilir mi demek oluyordu bu???******
Jason gözlerini kırpıştırarak karşısında sarılan ikiliye baktı ve gözleri renkli saçlara sahip kıza takıldı. Onun gözlerinde de ayı bakışı görünce bu durumda olanın tek o olmadığını anlayarak rahatladı.
Sadie kendisine bile gösterilmeyen bu sevginin abisi tarafından başkasına gösterilmesini kıskanmıştı ana dürüst olması gerekirse çocuk tam bir meteordu. Hayatında bu kadar yakışıklı birini gördüğünü hatırlamıyordu Sadie. Anubis ve Walt bile bu kadar yakışıklı değildi."Sen kimsin?" Diyerek her zamanki gibi anın içine etti Sadie hiç durmayan çenesi ile.
Carter ve Percy birbirlerinden ayrıldılar. Percy parlayan gözlerle ona dönünce bir an kalbinin duracağını sandı. Percy ise şaşkınlıkla ona baktı.
KIZ AYNI ONA BENZİYORDU!
Annabeth izin verse o da saçını boyatacaktı. Simsiyah saçlarına renk atmak istiyordu .
"Oha saçın çok güzel olmuş " dedi Percy. Jason bu kez dehşete düşmüş bir şekilde Percy'ye baktı. Kamptan ayrılırken gördüğü bitkin Percy ile şimdiki Percy arasında uçurumlarca fark vardı.
"Ah teşekkür mü etmeliyim?" Diye sordu Sadie alayla. Tabi ki de güzel olacaktı !"Ben Percy yanımdaki de Jason. Ben Yunan o roma melezi ama ikimizde bazı olaylar sonucunda iki tarafında melezi haline geldik ," deri ve güldü "ben Poseidon o Zeus'un oğlu"
"O zaman o daha güçlü." Deri Sadie sanki basit bir şeyi dile getirirmiş gibi. Carter gözlerini kıstı. Tam bir şey diyecekti ki Percy kahkaha attı.
"Eski haline döndüğünü güzel kardeşim," deri Jason kendine gelerek " ve hayır Percy benden çok daha güçlü. Hatta bugüne kadar ki en güçlü melez. Tanrılara meydan okuyup yenebiliyor." Dedi jason sahte bir kıskançlıkla.
Percy'bin ilk cümlede gülüşü donsa da son cümleyle birlikte tekrardan gülümsemişti.
"An-" diyecekti ki Carter'ın sözünü kesti Percy " ah evet bu arada bu görevin bir kısmında yardımın lazım dostum." Carter tamam anlamında başını salladı ardından meraklı gözlerle Jason'a döndü. Jason 'un bakışları hüzünlüydü.Ne olduğunu saniyesinde anlayan Carter "yoksa..." diye mırıldandı ve şaşkınlıkla Percy'ye döndü. Percy gözlerini camdan dışarıya dikmiş bir şekilde duruyordu. Sadie anlamamış bir şekilde sordu "ne yoksa?"
"Öldü mü?"
Percy sertçe yutkundu " bu ...konu hakkında konuşmak istemiyorum Carter lütfen."
"Tamam dostum " diyerek anlayışla konuştu Carter. Sadie 'ye uyarıcı bir bakış atarak çenesini tekrardan açmaması için dua etti.
Ama Sadie bunu anlamadı ve her zamanki gibi çenesini açtı.
"Annabeth kim? Ve ölü mü?"
Percy bakışlarını Sadie'ye odakladı.
"Bu.Konu.Hakkında.Konuşmak.İstemiyorum.Dedim" deri tane tane. Her son kelimesinde yer hafiften sallandı. Bu konu hakkında konuşmak istemediğini daha kaç kere ifade edebilirdi ki ! O da bıkmıştı artık bari o yokken bu konuyu açsalardı. Ama hayır bunu illa o varken yapmalılardı.
" Sadie kendi özel hayatımın seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum ben sadece abin ile tanıştım seni tanımıyorum. " dedi Percy soğuk sesiyle.
Bir zamanlar kampa ihanet etmesinin ona getirdiği tek şey duygu kontrolü ve acımasızlıktı. Bazen çok acımasız olabiliyordu artık. Değiştiğini biliyordu en azından bazı davranışlarının.
Carter uyarırcasına Percy'ye baktı bu sefer. Tamam dost olabilirlerdi ama kız kardeşine karşı bu kadar ağır konuşmasına gerek yo-
"Haklısın. Özür dilerim Perseus. " dedi Sadie .
Percy güldü. " hangi Tanrı veya tanrıça var içinde ?" Diye sordu. Sadie gülümseyerek konuştu " İsis. Ah bu arada sevgilimin içinde ise ölüm tanrısı Anubis var ."
"Ölüm benim için sorun değil. Ölümü yenmiş bir insanım "
"Dostum sen insan değilsin." Diyerek araya daldı Jason istemsizce.
"Tamam Tanrıyım ama daha resmiyet kazanmadı bu "
"TANRI MISIN?!" Sadie ve Carter aynı anda sordu. Percy bu sefer biraz utanmış bir şekilde ensesine elini götürdü.
"Olaylar...çok uzun desem?"
**"Yani..2.defa teklifi reddettin ama onlar seni her şekilde tanrıyapacak?" diyerek konuşmayı şaşkınca özetledi Carter karşısındaki ikiliyebakarken , "yüce horus adına bunu gerçekten beklemiyordum dostum"
Saddie ise sırıtıyordu , "diğer tanrılar gibi olmadığın için o kadar mutluyum ki şimdiden ," dudaklarını yaladı , "bedava hamburger menü alma şansım var mı?"
Percy gülümsedi içten bir şekilde , "istediğin o olsun saddie"
"Percy beni evlatlık alsana direk , abi değiştirme hakkını kullanmak istiyorum"
Saddie ve Percy beklenenden de iyi anlaşmıştı , şaşırtıcı şekilde Saddie ağzını açmıyordu malum konular hakkında ve goygoy yapıyorlardı aralarındaPercy için ise kamptan çıkıp başka bir "havaya" girmesi ona iyi gelmişti , jason kendini hala biraz tuhaf hissetse de -sonuçta roma yunan tanrıları ayrı bi olaydı hazmetmesi kolay olabilecek ancak mısır'ın işe dahil olması onda biraz..kafa yapmıştı-
"Sen iyi misin?" diye sordu Carter ,Jason'a bakarak.
"Hazmetmesi zor" dedi Jason hafifçe.
Carter başını olumlu olarak sallarken omuz silkti , "eh fazla irtibat kurulmaması gerekiyor sonuçta hatta hiç.."
"Ama neden"
"Düzen bozulur" dedi Saddie konuşmaya dahil olarak , "Mısır'ın kendi içinde düzeni var, sizinde olduğu gibi bunlar karışmamalı""Bir de , " Percy araya girdi , "biz içimizde tanrıları barındırmıyoruz , onların çocuklarıyız.Mısır için bu farklı , onlar ımm nasıl denir , tanrıların elçileri gibiler onlarla bağ kuruyorlar ruhen "
Ardından doğru mu dercesine Carter'a bakmıştı
"Sayılır, yakın anlattın Perc ," dedi Carter gülerek , " iki ayrı düzen diyelim kısaca uzatmayalım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olimpos'un Laneti
FanfictionHer zamanki PJO hikayesini unutun..Percy iyiymiş;Nico ,Percy'ye kin besliyormuş falan filan...Unutun. Percy'nin annesi ve babasının Poseidon ve Sally olduğunu. Yalanlar üzerine kurulu olan bir hayatın , sakladığı tüm gerçeklerin ortaya çıkmasını anl...