Start ,part II:
"Percy'yi bulduk." diye mutlulukla bağırdı Leo zili çalarken. Nico arkasından tebessüm ediyordu.Evet Nico.
Birkaç kırılma ve düşme sesi geldikten sonra sırasıyla Hazel,Jason,Annabeth,Frank ve Piper güverteye çıkıp Leo'nun yanına koşar adımlarla geldiler. Ardından Percy'yi bulmasına yardım eden Nico konuşmaya başladı,
"Şu anda güçsüz durumda olmalı ki Leo ve ben onu bulduk daha doğrusu bulabildik-"
Piper konuştu "Güçsüz durumda derken Nico?"
"Gidince görürsünüz," dedi Leo birkaç tuşa basarken ," koordinatları girdim.Yarım saate oradayız."
"Hazırlanırsanız iyi olur.Hem ruhsal hem de silah bakımından." diye Leo'yu tamamladı Nico. Ne kadar dışa vurmasa da endişelendiğini hissedebiliyordu diğerleri.Gözleri onu ele veriyordu.
"Sana emanet." dedi Leo dümeni Nico'ya bırakırken.Nico ,Leo'nun yerine geçti ve "Tamam." dedi. Herkes hazırlanmaya giderken dümendeki Nico ve güverteden çıkmak üzere olan Jason arasında bir bakışma geçti.İkisi de bir şeylerin değişeceğini hissetmiş gibiydi. Nico ,Percy dahil hiç kimseye bir şey olmaması için dua edecekken aklına bir şey geldi.
Acaba tanrılar ne yapıyordu? ,diye düşündü Nico, beraber olacaklarını söylemişlerdi.
Ve tam o sırada güvertede iki patlama oldu -küçük çaplı canım -
"Biz geldik!!" diye cıvıldadı Afrodit yüzündeki parlak gülümsemeyle. Apollon ise Afrodit'in tam yanında durmuş eli onun belinde etrada bakınıyordu.Ama Nico'ya göz kırpmıştı .
Ah harika,diye düşündü Nico, iki sapık tanrı geldi!
******
Percy odada tek başına kalmıştı.İçinde fırtınalar kopmasına rağmen dışarıya sakin bir görüntü veriyordu. Gözlerini odada gezdirdi sadece bir yatağı olan , duvarların rengi solmuş,tahtaları çürümüş ve penceresinde çatlak olan küçük odada.Ve dişlerini birbirine bastırdı.Aklındaki soruların hepsinin cevabını almıştı.Bir anda hem de.Yani anlattıkları içinden sonuç çıkarıp cevaba ulaşmıştı ....Kolay değil...
Tanrıça Serena odadan gittikten sonra Percy hemen Daniel ve Olivia'nın yanına gidip onları kovmuştu.Yeraltına geri dönmüşlerdir diye düşünüyordu.Ne de olsa burada yapacakları pek bir şey kalmamıştı.Artık her şey son bulacaktı. Bir karar vermesi gerekiyordu; ya gidecekti ya da kalacaktı.Eğer geri dönerse 'arkadaşlarının' yüzüne nasıl bakacağını bilmiyordu ve aklında kehanetin son cümlesi yankılanıyordu " büyük bir fedakarlık olacak dönüş için."
Nasıl bir fedakarlıktan bahsediyordu?
Ve tanrılara geri dönerse ne olacaktı?
Devam etmeliydi.Başladığı işi bitirmeliydi.Ne kadar canı acısa da geri dönemezdi.Dönmemeliydi.Her zaman savaşmıştı.Bir kere daha savaşsa bir şey olmazdı.Ne kadar acı verse de arkadaşları,kardeşlerine karşı savaşacaktı.Svaşmalıydı.Bu içgüdü gibi bir şeydi veya iç ses. Artık yansımayı falan da kafaya takmayacaktı.O, o'ydu.Başka biri değil.Kendisiydi. O Perseus Jackson'du.
Ve o herkesin güvenliğini kendini feda ederek sağlayacaktı.Bunun içinde duygusuz olmalıydı.
"Gaia! "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olimpos'un Laneti
FanficHer zamanki PJO hikayesini unutun..Percy iyiymiş;Nico ,Percy'ye kin besliyormuş falan filan...Unutun. Percy'nin annesi ve babasının Poseidon ve Sally olduğunu. Yalanlar üzerine kurulu olan bir hayatın , sakladığı tüm gerçeklerin ortaya çıkmasını anl...