Her şey hazırlanmıştı.Percy normalden de az şey almıştı yanına görev uzun sürmeyecekti sonuçta.En azından o öyle düşünüyordu. Kulübeden çıkıp sessiz adımlarla Thalia'nın ağacına doğru giderken nöbet gezenlere rastgelmemek adına orman yolundan gidiyordu , kampın içinden gideceğine. Denizin yansımasına bakarken yürürken yüzünde acılı bir tebessüm vardı , Annabeth'i ilk burada öpmüştü.. Anılar aklına dolarken bir kez daha yaptığı şeyden pişmanlık duydu. Hatasının bedelini ,eliyle aşık olduğunu ölüme yollayarak çekmişti ve hala daha acısını yaşıyordu...Düşünceleri içerisinde boğulurken geldiğini farketti sınıra.Derin bir nefes vererek yere oturdu ve beklemeye başladı.
**Percy beklemekten sıkılmışçasına etrafa bakındı,neredeydi bu şimşek..
"Jason nerdesin " diye de mırıldanıyordu arada. 6.mırıldanışında tepeye doğru ilerlemekte olan Jason'u görünce kaşlarını kaldırıp ona doğru baktı. Bu karanlıkta insanları ayırt etmek kolay değildi ama Jason'un gözleri kendini hemen belli ediyordu. Percy'ninkiler gibi.
"Dostum," diye fısıltı ile konuşmaya başladı Jason," benim atla gidemeyiz göze batar.Nasıl yapıcaz?"
Bir an hayal etti.Bu Percy'nin kıkırdamasına yol açarken konuştu , "şimşek ve su mu? Sanki yeterince parlamayacakmışız gibi" . Ardından Percy derin bir nefes aldı ve kısık sesli bir ıslık çaldı ardından aklından Karakorsan'a seslendi.
"Ulaşımımız geliyor."
Bir kaç dakika sonra onlara doğru siyah bir pegasus uçarak geldi ve Percy'nin yanına yürüyerek başını omzuna yasladı.
Naber patron? Yoksun uzun zamandır.Çörek var mı?
Percy eski dostunu baya özlemişti. Bunu şimdi farketmesi canını birazcık yaksa da çaktırmadı.
"Karakorsan bizi bir yere bırakmalısın dostum.Döndüğümde istediğin kadar çörek vericem sana merak etme."
Ooo tamamdır Patron .Nereye bırakmam gerek sizi?
"Jason nereye gidiyoruz?" diye sordu Percy ,Karakorsan'ın başını okşarken arkadaşına dönerek sorusunu sordu. Jason biraz düşündükten sonra cevapladı.
"Bilmiyorum ama kahinin dediği bir isim vardı.Carter diye. Kim olduğunu-"
"Ben biliyorum kim olduğunu,"diyerek sözünü kesi Percy gülümseyerek. Eski dostu ile tekrardan bir göreve çıkacaktı ha. İşte bu son zamanlarda duyduğu en güzel haberdi.
"Nereden?" diye sordu Jason merakla.Percy'nin bir isimle gülümsemesinin üzerinden kaç ay geçmişti...
"Carter Cane.Kendisi bir savaşçı ve araştırmacıdır.Ama yunan veya roma mitolojisi ile alakası yok." dedi gülerek, "mısır mitolojisine ait." bunu derken tepkisini görebilmek için Jason'a bakmıştı.
"M-Mısır derken?" Jason duyduğu ile irileşmiş gözleri ve kekeleyen bir sesle tekrarladı dediğini.
"Görürsün.Mısır'da bir tanrının çocuğu değil bedeninde bir tanrı var ve büyü yapabiliyor.Bedeninde Horus var.Savaş tanrısı ama bizim ahmak savaş tanrısı yerine gayet aklı başında iyi bir tanrıdır Horus,aslında severim kendisini .Bir de kızkardeşi var Saddie ama onunla tanışmadım bilmiyorum o yüzden.Carter'ın anlattığına göre hmm Leo'nun kız versiyonu? Carter ise.. zekidir,sakindir. Görünce anlarsın." dedi ve göz kırptı.
"Wowo baya uzun bir açıklamak oldu " diyerek şaşkınlığını belirtti Jason,"nasıl tanıştınız?"
Percy ufak bir kahkaha attı. Gözleri az da olsa neşelendiğini belli ediyordu ve bu Jason'u da mutlu etmişti.Piper'in durumunu bilmesine rağmen mutlu olmaktan kendini alamıyordu ve adı geçince bile Percy'yi mutlu edebiliyorsa önemli biri olmalıydı Carter denen kişi Percy için.
"Timsah. Bir timsah peşindeydim Pegasuslara zarar veriyordu.İşte sonra o timsah Carter'i yuttu ," kahkaha atmıştı " sonra timsahı ortadan ikiye ayırdım ve içinden nur topu gibi bir Carter çıktı.Lanet Sobek dedi bu arada Sobek timsahların tanrısıymış Mısır 'da dostum.Devam ediyorum. İşte onunla tanışırken birden Kronos'un simgesi meydana geldi falan.İşte silahımı çektim böyle savaşırken tanıştık. Ama Kronos ne alaka hala bilmiyorum neyse hadi gidelim Karakorsan , hedefimiz Missisipi,Londra" (çünkü ablanız ancak buraya kadar okuyabildi -.- linkini bilen varsa bu kitabın atsın ingilizce okurum np YALVARIYORUM ATINSJVGŞKFL)
Tamamdır patron hadi binin!
------
mısır mitolojisi de hikayeye kısa bir süreliğine katılacak.
Sizi seviyorum sonraki bölümde görüşürüzzz :)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olimpos'un Laneti
Fiksi PenggemarHer zamanki PJO hikayesini unutun..Percy iyiymiş;Nico ,Percy'ye kin besliyormuş falan filan...Unutun. Percy'nin annesi ve babasının Poseidon ve Sally olduğunu. Yalanlar üzerine kurulu olan bir hayatın , sakladığı tüm gerçeklerin ortaya çıkmasını anl...