Bölüm.2 : Kehanet Ve Görev

1.9K 93 6
                                    

"Percy uyan artık !" Diye bağırıyordu Annabeth , Poseidon kulübesinin önünde. Biricik yosun kafası kalkmamıştı. Zaten gece de Bi garipti hele boynumdaki o kızarıklık. Bir kez daha bağıracakken yanına nefes nefese kalmış Piper geldi. Annabeth bakışlarını ona döndürerek sordu " neler oluyor?" Piper biraz daha soluklandılarsa sonra nefeslerinin düzene girdiğinden emin olunca onu yanıtladı " Percy kamptan ayrılmış, nereye gittiğini kimse bilmiyor ve AYRICA kahin yedilileri topluyor bu sefer Nico'da gelecek. Gel" Piper bunları der demez gerisin geri koşmaya başladı ,ana eve doğru. Arkasındaki Annabeth ilk önce olanları sindirdi. Doğdu mu duymuştu? Yosun kafası ona gerçekten de haber vermeden mi gitmişti bu en son onu gördüğündeki davranışlarını açıklardı tabi. Hızlıca kendime geldi ve Piper'in ardından koşmaya başladı. Bi bildiği vardır diye düşünüyordu. Percy çoğu kişiden daha iyi tanıyordu. Son Zamanlarda ne kadar değişse de kapansa da o hala onun yosun kafası'ydı,bi açıklaması olmadan gidemezdi.Bi dakika diye aptalca düşüncelerine son verdi. Onun gittiği fikrine nereden kapılıyordu ki? Belki de gitmemiştir?Belki tanrı poseidon onu çağırmıştır.Bu olabilirdi.Annabeth'in beyni yine onu en kötüye hazırlıyordu her zamanki gibi.Ama bunun doğru olmasından çok korkuyordu.Evet akıllı ve savaşçı Annabeth korkuyordu.En son ne zaman korkmuştu?Ah evet Percy yanında olmadığında veya tek başına onsuz bir yere gittiğinde hep onu düşünmüş ve başına bir şey geleceği korkusuyla titremişti.

"Annabeth."diye fısıldadı Jason sessizce ve dolu olan gözleriyle.Annabeth gözlerini ona çevirdi ve etrafına şaşkınlıkla baktı.O kadar mı düşüncelerine dalmıştı?

Ne kadar çabuk ana eve gelmişti.Etrafında bir sürü melez vardı,aynı zamanda Kheiron ,Kahin Rachel ve tanrı Dionisos da onlarlaydı ve hepsi tek bir yere odaklanmıştı masanın üstünde duran mektuba. Annabeth'de oraya baktığında mektubun üzerindeki yazı hemen dikkatini çekti. Bu yazı Yosun kafası'nın yazısıydı.Hemen anlamıştı.Ona haber vermeden gideceğini başından beri inanmıyordu zaman.Gülerek koşar adımlarla mektubun yanına gitti.Heyecandan titreyen elleriyle yırtık olan zarfı açtı ve içindeki  iki mektuptan birini aldı.mektubu en başından okumaya başlamadan önce içini bir huzursuzluk kapladı.Percy asla bu kadar uzun yazmazdı ve nedense kağıdın üstünde kurumakta olan hatta bazıları kurumuş bir kaç tane damla vardı.Gözyaşı mıydı acaba? Mutluluktandır diye düşündü Annabeth ve mektubu okumaya başladı.Her kelimede yüzü asılıyordu.Gözleri dolmaya başlamıştı ki ilk mektubu bitirdi. İkinci mektubu korkarak eline aldı ve kendini zorlayarak okumaya başladı.Gözyaşları gözünü buğulandırsa da okuyordu.Zırıl zırıl ağlamasına az kalmıştı. Percy tam da tahmin ettiği gibi hepsine kısa kısa yazmıştı ama zaten asıl anlamaları gerekenleri anlamıştı.Percy...gitmişti. Ellerini yüzüne koyup yere çömeldi .Mektup havada süzülürken bir el onu yakaladı ve masanın üstüne koydu.Leo. Annabeth yere gözünden akan gözyaşlarıyla sessiz sessiz ağlarkan hiç kimse konuşmuyordu.Hepsi düşünüyordu.Hepsi Percy'yi tanıyordu.Ayrıca nasıl oluyordu da Gaia'nın korktuğu bir düşman Percy'ye bulaşmıştı?Ondan ne istiyorsun?Ve percy bunları biliyor muydu? Rachel yavaşça Annabeth'in yanına geldi.Kollarını ona doladığı an Annabeth ona baktı ve sert bir sesle konuşmaya başladı. "Ona ne dedin?!"  Rachel ona baktı huzursuzca,sinirli ve üzgündü. "Annabeth,ne dediğimi hatırlamıyorum.Ama sanırım ona onunla ilgili bir kehanet dedin." aklını zorlayarak konuştu. Aklını daha da zorladı tam olarak kehaneti hatırlayamayacağını biliyordu ama deneyecekti en azından bir kaç kelime . "Savaş..Oğul...Mavi...gerçekler" derin birnefes verdi "Üzgünüm annabeth sadecebu-" "Olamaz yeni bir kehanet mi?!" diye şaşkınlıkla konuştu Kheiron.Bugüne kadar 2 tane kehanetin birbirlerine bu kadar yakın zamanda ortaya çıktıklarını ne görmüş ne de duymuştu. "

"Yeni yedili

çıkacak kurtarmak için yolA

Dikkatli olmalı yalnız

dost bildiği düşmana dönüşmeden

duygularını kaybetmeden

bulmalı asıl gerçeği

kurtarmalı denizi "

Bunu der demez bayılacakken Annabeth onu tuttu.Deniz'i kurtarmak...PERCY ! Aklında sadece bu isim vardı ve kesinlikle herkesin aklında bu isim olduğuna dair zerre şüphesi yoktu.

Bişiler oluyordu büyük bişiler ve Percy bunun ana taşıydı. Jason ona doğru eğildi " Annabeth iyi misin ?" Annabeth kendini zorlayarak konuştu " evet. Evet iyiyim Jason. Percy'yi bulmamız gerek " sesi sert ve kontrollüydü. Piper ona bir kez daha hayran oldu. Kendini kontrol edebilme kabiliyeti muhteşemdi. Tek kelimeyle muhteşem. Kheiron konuşmaya başlamadan önce herkesin dikkatini çekmek için bir iki kez toynaklarını yere vurdu. Tüm bakışlar ona döndüğünde sert bir sesle konuşmaya başladı " Yediliyi herkes biliyor zaten ama bu sefer Percy olmadığından yerine Nico geçecek AYRICA yolda size Avcı Thalia katılacak. Percy için onun bağı olduğu melezleri bir araya getirmek zorundayız ki herhangi Bi durum da korunaklı olun. Percy 'ti eve geri getirin çocuklar " dedi. Annabeth sevinse mi üzülse mi bilemedi. Thalia gelecek bu kesinlikle iyi bir haberdi. Ancak bir gemide iki zeus melezi. Teh-ah yapma ! Percy varken de fazla gelmiyorlardı. Hem Percy çok daha güçlü.
"Ablam mı gelecek?" Diye sordu şaşkınlıkla Jason. Duruma inanamıyordu. Ablasını görecekti ve de üstüne üstlük onunla bir görev yapacaktı. Ah bu muhteşemdi! "Evet Jason , " diye konuştu Annabeth onun ne düşündüğünü tahmin edebiliyordu " ne de olsa onunla bir çok göreve çıktı hatta üçü. Nico , Percy,Thalia yeraltına özel bir görev için gitti " diye tamamladı cümlesini " ne görevi?!" DEDİ herkes bir ağızdan Annaberh ve Nico'ya bakarken Nico gözlerini Annabeth'e çevirdi gözleri sanki iyi bok yedin der gibiydi ( rahatsız olan varsa özür dilerim ) "şey görevin detaylarını tam bilmiyorum aslında görevi de bilmiyorum sadece yeraltında olduğu ve üçünün gittiğini biliyorum " DEDİ ve kendini kurtardı Annabeth. Bakışlar Nico'ya dönmeden önce Annabeth'i kuşkuyla süzdüler. Athena'nın kızı bir şeyi bilmiyordu ve üstelememişti. Ama herkes onun üstelediğini biliyordu ama cevap alamadığına göre -Percy'den bile- gerçekten de önemli ve gizli bir görev olmalıydı. "Boşuna bana bakmayın o görev Hakkı'nda konuşmuyorum. Konuşmuyoruz. Konuyu açmayın bir daha lütfen " soğuk bir sesle konuştu Nico bakışları ona yöneldiğini farkedince. Herkes derin bir nefes verdi. Büyük üçlünün çocukları bir göreve gitmişti ve bundan haberleri YPKTU !!!
" pekala. Hazırlanın çocuklar ve onu yunusa dönüştürebilmem için Percy'yi getirin !" Tanrı Dionisos'un sert sesi hepsini kendine getirdi. Herkes teker teker odadan çıkarken yeni yedili birbirlerine BAKTI ve gözleriyle birbirlerine söz verdiler.
Kesinlikle Percy'siz geri gelmeyeceklerdi !

Olimpos'un Laneti Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin