"Perseus bu ne?" diye sordu Daniel kolyesini göstererek. "Birincisi bana Perseus deme Percy de Daniel.İkincisi bu bir zamanlar yaşadığım kampın kolyesi.""Percy." diye bir kaç kez içinden tekrar etti Daniel. "Duyduğuma göre biri daha gelecekmiş.Hekate melezi sanırım." Percy derin bir nefes verdi. Gaia ne planlıyordu gene! "Sen ciddi misin?Ah harika!" Daniel bakışlarını yereeğdi.Yeraltında,Tartarus'taen söz sözünü geçiren ikinci kişiydi,ölüm getiren cezalandırıcı Daniel olarak adlandırılırdı ( tamamen sallama) ama nedense bu erkeğin yanında süt dökmüş kediye dönüyordu.Ve o kızlardan hoşlanırdı !
"Daniel,bak eğer bana bir şey olursa ne olursa olsun beni bırakıp gitmeni istiyorum." Percy büyük bir kararlılıkla konuştu.
"Ne ? Hayır tabiki de biz bir takımız Percy.Seni ölüme mölüme terketmeyeceğim !"
Percy bakışlarını yıkılmış evin kırık camlarına çevirdi,dışarıda güzel bir yağmur vardı. Sokaklar boştu. "Daniel-"
"Hayır Jackson.Konu kapanmıştır."
Percy ofladı.Sonra ikna ederim diye düşündü ve gözlerini kapadı.Her gözlerini kapadığında melez kampı gözlerinin önünde beliriyordu,arkadaşları ve en önemlisi de Annabeth.
Daniel ise büyük bir hayranlıkla onu süzüyordu. Neden ona çekildiğini anlayamıyordu..Gözlerini saklasa bile ölümcül bir çekiciliği vardı sanki istese herkesi kendine bağlayabilirmiş gibi... Bakışlarını ondan çekip yukarıya baktı. Ay tüm ihtişamıyla tepede parlıyordu.Ne kadar tavan kırı- ne kırığı bildiğin tavan yoktu ama sorun değildi çünkü Percy suların onların etrafına yağmalarını sağlamıştı.Onlara değmiyorlardı pardon Percy'e değiyorlardı ama Daniel'e değmiyorlardı.Eh zaten Percy ıslanmıyordu.Daniel'de Percy'nin yaptığının aynısını yaptı,gözlerini kapadı.Bir süre sonra ikisi de uyuyakaldılar ...
*********** ARGO II **************
Afrodit büyük bir zarafetle yatağından kalktı ve karşı yatakta uyuyan Poseidon'a baktı. Gözleri sulanmıştı Afrodit'in.Dün gece odaya geldiğinde Athena ve Poseidon konuşuyorlardı sonra Afrodit'te konuşmalarına dahil olmuştu. Athena gittiğinde Poseidon,Afrodit'e sarılmış ve bir süre öyle durmuştu.Sonra da ona bakarak büyük bir minnettarlıkla "Teşekkür derim " demişti. Ve yatağına geçip uyumuştu.Afrodit bir süre ona bakakalsa da sonra onun uykusunda mırıldandığı duydu. "Percy..Oğlum geri gel..lütfen." Neredeyse tüm gece Poseidon mırıldanmıştı bu yüzden Afrodit yanına gitmiş alnına bir öpücük kondurarak onun Percy ile yaşadğı güzel anıları görmesini sağlamıştı,Poseidon gecenin devamını gülerek uyumuştu,Özlem ve hüzün dolu bir gülümsemeyle.
Afrodit bunları hatırlarken yüzünde hüzünlü bir gülümseme oluşmuştu. Poseidon'u uyandırmadan nazik ve yavaş bir hareketle kalktı ve güverteye doğru yürümeye başladı.
Güvertenin ortasında Annabeth hariç tüm melezler oradaydı ve hepsi denize bakıyordu.Afrodit şefkatli bir gülümsemeyle yanlarına gitti . "Melezler,uyudunuz mu?"
"Evet anne uyuduk ama fazla değil." dedi Piper sulanmış gözleriyle annesine bakarken.Afrodit içinin sızladığını hissetti. "Ah canım,canlarım." diyerek hepsine sarıldı ve Piper'a sarılarak durdu. "Merak etmeyin onu bulacağız."
"Bizim endişemiz o değil tanrıçam" dedi Jason büyük bir saygıyla.Deniz çok durgundu."Percy gittiğinden beri deniz çok durgun.Bir ara az kalsın gökyüzünde uçarken ölüyorduk ve Percy bizi kurtardı ve bir su küresiyle bizimle konuştu," derin bir nefes aldı "o değişmişti tanrıçam.Çok değişmişti."
Afrodit ona döndü " Hayır değişmedi size böyle davranmasının sebebi sizi kendisinden uzak tutmak istemesi , size bişi olmasını zarar görmenizi engellemekti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olimpos'un Laneti
FanfictionHer zamanki PJO hikayesini unutun..Percy iyiymiş;Nico ,Percy'ye kin besliyormuş falan filan...Unutun. Percy'nin annesi ve babasının Poseidon ve Sally olduğunu. Yalanlar üzerine kurulu olan bir hayatın , sakladığı tüm gerçeklerin ortaya çıkmasını anl...