BÖLÜM 26

6.9K 125 6
  • İtfaf edildi Aslı Hakan
                                    

(Bu bölümü crazygirl18'e ithaf ediyorum. Güzel yorumları ve mesajları için. Tabi bir de oyları için. Şimdi keyifli okumalar. :)))

İçeri girdiğimde salonda  kimse yoktu.  Demek uyanmamışlardı. Sessizce parmak uçlarıma basarak odama geçtim. Ardımdan kapıyı kapattım. Birden ışıklar açıldı.

“Jessica? Nerelerdeydin kızım, erken geldin. Biraz daha dursaydın.” Annemin sesinde kinaye vardı.

“Şey, anne...”

“Neredeydin dedim! Sen böyle bir kız değildin, neler oluyor sana?” Süt dökmüş kedi gibi mazlum mazlum bakıyordum. Bu işten yırtabileceğimi hiç  sanmıyordum. Duvar saatime baktım, saat 3’ü çeyrek geçiyordu. Çok büyük bir kuralı çiğnemiştim.

“Anne, bak üzgünüm. Bir dahaki sefere daha dikkatli olurum.”

“Jessica, sen bir çocuk değilsin.  Benden izin alman gerekmiyor, sadece nereye ne zaman gideceğini söylesen yeterli. Seni merak ettim.”

“Şey, babam biliyor mu?”

“Hayır babanın haberi yok. Telaşlandırmak istemedim. Ama biraz daha geç gelseydin, babana haber verecektim. Şimdi söyle neredeydin?!”

“Jose’yle. Yani bir piknik alanı vardı oraya gittik.” Yalan söylemiş sayılmazdım. Tamam pek herkesin kullandığı bir alan değildi ama sonuçta orada piknik yapılıyormuş.

Annem “Şu motorlu çocuk... Çok takılmaya başladınız. Yarın akşam söyle yemeğe eve gelsin. Tanışmak istiyorum.” deyince çok şaşırdım. Tamam  tanışmak için çok hevesli sayılmazdı ama sonuçta benimle ilgilendiği için merak ediyordu. Ama annemin söylediği laftan sonra hevesim kaçtı. “Geçen sene Dexter’la olanlardan sonra  aynı şeyleri yaşamak istemeyiz. O yüzden önceden tedbirimizi alalım.” Lanet olsun.

“Peki, söylerim.” deyince annem de bana “Şimdi yat, uyu. Seni beklediğim için şuan yorgunluktan ölüyorum. Ben de yatacağım.”

“Tamam, iyi geceler.” Diyerek yanağından öptüm. Annem kapıdan çıktıktan sonra da pijamalarımı giymek için soyundum. Sonra gözüme dövme ilişti. Çok güzeldi, tam bedenime göre. Küçük, siyah bir motosiklet. Aynı Jose’nin sahip olduğu gibi. Jose’nin ait olduğu bir şeye artık ben de sahibim.

***

Sabah uyandığımda saat 2’ydi. E tabi gece 3 buçukta yatınca sabah, ah pardon şuan sabah geçmiş durumda, gündüz bu saatte kalkıyor insan. Yataktan kalktığım gibi salona koştum. Zaten açık mutfak olduğu için bir bakıma mutfağa koşmuş oluyorum. Babam işe gitmişti. Ünlü bir avukat olarak evde kaldığı söylenemezdi. Annemse uzun bir süredir çalışmıyor. Televizyon seyreden annemi görünce irkildim. Dün akşam beni yakaladığından beri çok mahcuptum. Tam odama geri dönüyordum ki sesiyle irkildim.

“Jessica, sonunda kalkabildin. Akşam şu motorlu çocuğu çağırma konusunda ciddiydim. Ara, haber ver.” Ah tabi ya akşam yemeği. Geri çevirmek olmazdı, anneme evet anlamında kafamı sallayıp odama geri döndüm. Masamın üstünden telefonu aldığım gibi çağrılara baktım. 2 cevapsız çağrı vardı. Ama Jose’den değil, Lucy’den. İlk önce ne olduğunu öğrenmek için Lucy’yi arama tuşuna bastım. İlk çalışta açtı.

“Efendim Jess, bir şey mi oldu neden aradın?” Sesi neşeli geliyordu.

“Ne demek neden aradın? Sen aramışsın beni Lucy.”

“Akıl mı kaldı güzelim, niye açmadın aramamı?”

“Uyuyordum, yeni kalktım.”

“Seni tanıdığım günden beri uyuyorsun Jess. Staj yerimi haber vermek için aradım. NYÜ !!!”

Alışılmamış DuygularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin