BÖLÜM 27

5.9K 141 12
                                    

“Jessica! Bir daha asla Jose’yle görüşmeyeceksin! Duydun mu beni? ASLA?!”  Annemin bu sözü ile geri dönülmez bir yere varmıştık. Koşarak odama fırladım. Hemen Jose’yi aramalıydım. İlk çalışta karşıdan boğuk boğuk sesleri gelmeye başlamıştı. “Arama beni Jessica.”

Ne? Arama mı? “Bana söz vermiştin Jose. Beni bırakmayacağına söz vermiştin!”

“Sözümden caymadım. Seni bırakmıyorum Jessica. Ama annen haklı ben sana göre birisi değilim. Beni bırakmalısın.”

“Hayır! Seni asla bırakmayacağım. Seni görmek istiyorum! Şuan.”

“Maalesef benim güzel Jessica’m. Hoşçakal.”

“Hayır! Kapatma! Seni görmem la-“ İnanamıyorum. Annem odaya girdiği gibi telefonu elimden aldı ve aramayı sonlandırdı. Ama daha cümlemi bile bitirememiştim. Annem gözlerinden sinir fışkırarak “Sana onunla bir daha görüşmeyeceksin derken konuşmamayı da kastetmiştim. Telefonunu kullanmıyorsun, en azından ben senin onunla görüşüp konuşmadığından emin olana kadar.”

“Ama anne...”

“Konuşma Jessica. Onunla olarak zaten bizi çok  zor bir duruma soktun. Bu iş bitti!”

“Anne...”

Son olarak annem “Haberleştiğini görmeyeceğim.” diyerek odadan çıktı. Lanet olsun! Bir hışımla duşa girdim. Üstümdeki giysileri yırtarcasına söküp attıktan sonra yere çöküp ağlamaya başladım. Kendime engel olamıyordum. Bir süre kendimi ovaladıktan sonra kan çanağına dönmüş gözlerimle duştan çıktım. Altıma külotumu geçirdim, onun üzerine de şortumu giydim. Üstüme ise iç çamaşırımı giymeye gerek görmeden askılımı giydim. Sonra sıcak yatağıma kıvrıldım.

Yarım saat kadar yatakta ağlayarak döndükten sonra birden gözlerimin kapanmaya başladığını hissettim. Engel olmak istemiyordum, uyumak istiyordum.

***

Sümüklü burnumu çektikten sonra yavaşça gözlerimi araladım. Belimde iki çift el vardı. Onca şeyden sonra hala annem gelip bana sarılabiliyor muydu? Arkamı dönerek “Ne işin var bur-“ Sözümü tamamlayamadan kısa çığlığımı bastırdım. Jose gelip yanıma mı yatmıştı? O kadar imalı konuşmadan sonra...

“Jose? Uyuyor musun?”

“Evet.” diye mırıldandı. Bir de dalga geçiyor.

“Neden geldin?”

“Beni görmek istediğini söylemiştin.”

“Teşekkür ederim... Geldiğin için çok teşekkür ederim.” diye mırıldanırken gözyaşımın akmasına engel olamamıştım.

“Şşş, sakın ağlama. Benim yüzümden gözünden tek bir damla yaş akarsa kendimi asla affetmem.”

“Jose o zaman niye kendini tutmadın? Tamam kabul ediyorum annem çok üstüne geldi ama benim için de olsa neden susmadın?”

“Susamazdım Jessica. Anla işte aileme laf attı annen. Annemin ne bok olduğunu biliyorum ama babam? Babam çok saftı, Jessica.”

“Biliyorum ama...”

“Aması yok. Şimdi sus ve uyu.” Susamazdım. Aklımı kurcalayan soruyu sormak zorundaydım.

“Son bir şey. Beni bırakacak mısın Jose? Her şeye rağmen benimle olacağını söylemiştin. Ama zoru görünce hemen kaçıyorsun.”

“Kaçtığım yok Jessica. Sadece sana layık olmaya çalışıyorum. Şuanlık bir yere gittiğim yok. Sana sadece bu kadarını söyleyebilirim.”

Alışılmamış DuygularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin