Multimedya; Savaş'ın uzattığı çerçeveli fotoğraf (Bade'yle annesi)
Şarkı; Sezen Aksu - Unuttun mu beni?
Bade'den....
"Kız kardeşine 'Hoşgeldin' de bakalım oğlum!"
"Ah, şaka mı bu?!" Dedi gülerek. Ama sinirlerinin bozulduğu her hâlinden belliydi.
"Şaka yapar gibi halim mi var oğlum?" Dedi kadın rahat bir tavırla.
Beklediği şey olmayınca; "Hadi ama?" Diye diretti kadın.
Adının Çınar olduğunu öğrendiğim çocuk bir müddet gözlerime öylece baktıktan sonra; "İyi, hoşgeldin." Dedi umursamaz bir tavırla.
"Kardeşim?" Dedi kadın, imâlı imâlı. Çocuk gözlerini devirerek;
"Hoşgeldin, kardeşciğim." Dedi, sahte bir tebessümle; 'kardeşciğim' in üstüne basarak.
'Hoşbulmadım.' Dedim içimden.
"Hoşbuldum, abiciğim." Dedim, bende 'abiciğim'in üstüne basarak. Bununla çok dalaşacağımız şimdiden belliydi.
Tüm öfkesini gözlerinden kusarak kalktığı yere tekrardan oturdu ve oynadığı oyununa kaldığı yerden devam etti. Sanırım onu taklit etmem hoşuna gitmemişti. Gözlerimi devirerek kadına doğru döndüm.
"Oğlunuz muydu cidden?" Diye sordum, sadece kadının duyabileceği bir ses tonuyla. Çünkü böyle bir yaratık bu melek gibi kadından çıkmış olamazdı.
"Sayılır." Dediğiyle anlamayarak kaşlarımı çattım. "Nasıl yani?"
"Henüz bunları öğrenmen için çok erken. Her şeyin bir yeri ve zamanı var güzelim." Dedi diğer eliyle saçlarımı okşayarak, diğer eliyle ise hâlâ elimi tutuyordu. Ardından ayağa kalktı.
Aniden; "Kızınızın fotoğrafı var mı peki?" Diye sordum tüm merakımla. Duraksadı. Acı içinde gülümseyerek başını olumlu anlamda salladı.
"Gel, göstereyim." Diye fısıldadı.
Elim hâlâ elindeyken biraz evvel beraber indiğimiz merdivenleri tekrardan çıktık ve 2. kata girdik. Onun odası olduğunu tahmin ettiğim kocaman ahşap beyaz kapıdan içeriye girdik. Klasik zengin odasıydı. Dev oval konforlu baza, bir duvarı kaplayacak büyüklükte gardrop, tavanda gösterişli bir avize vs. Kesinlikle modası asla geçmeyecek şeylerdi. İlerledik ve pencere kenarındaki ikili oturma grubuna oturduk. Beni kucağına oturtmuştu ve saçlarımı okşuyordu. Alışkın olmadığım için bu durumu biraz garipsemiştim. Her bir dokunuşu içimdeki anne hasretine su serpiyordu. Her ne kadar rahat olmamam gerekse bile kendimi biraz rahatsız hissetmiştim. Acaba dizleri ağrıyor muydu?
"İşte, benim Bade'm." Dedi hemen ileriyi işaret ederek. Sesiyle irkilmiştim.
Gösterdiği yere doğru baktım. Beyaz ahşap komodinin üstünde çerçevelenmiş bir fotoğraf vardı. Ayaklarım benden bağımsız bir şekilde oraya doğru hareket etmeye başladı. Biraz eğilip beyaz çerçeveli olan fotoğrafı incelemeye başladım. Üstünde buz mavisi bir elbise, gülücükler içinde salıncakta sallanan benim yaşlarıma yakın bir kız çocuğu vardı. Kadının da yanıma yaklaştığını giydiği stiletto topuklularından anlamıştım. Derin bir nefes alarak;
"Çok benziyor değil mi sana?" Diye sordu aniden. Bir elini omzuma yasladı. Başımı olumlu bir şekilde salladım ve konuşmaya başladım.
"Annemi kaybettiğimde 3 yaşıma daha yeni girmiştim. Simâsını bile hatırlayamıyorum, ki zaten hatırlayamamam çok normal. Ama ne bileyim... Mezarlıkta sizi ilk gördüğüm zaman bana tuhaf bir şekilde annemi anımsattınız ve onun sıcaklığını verdiniz." Fotoğrafa bakarak konuşmuştum. Kadının şaşkın bakışlarını üstümde hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CADDE GÜZELİ Wattys2021
JugendliteraturBen kimdim?.. Ailem kimdi?.. Ve neredeydi?.. Ben bir evlatlık olduğuma göre ailem... Ailem ölmüş müydü?! Instagram; sibellanizz Twitter; kediamakutsal Facebook; Sibel yıldız