Elma Şekeri ●1●

3K 39 10
                                    

  Rüzgara inat uçuşa saçlarım gözlerimin önüne geliyordu.Kalabalık bir insan ordusunun arasında ellerim kabanımın cebine saklanmış bilinçsizde yürüyordum.Nereye gidiyorum bilmiyordum.Tüm herkesten  uzak  kimseyi göremeyeceğim,konuşamayacağım bir  yer bulmayı umarak yürüyordum beklide.Etrafımı boş gözlerle izlemeye  başladım.Herkes bir yerlere koşuşturma peşindeydi.Eminim ki çoğunun hayatı güzel ve yaşamayı anlamlı kılan cinstendi.Kendi hayatım gibi işkence ve acılarla dolu bir hayat değildi.Tüm bunları göremeyeceğim,mutlu olabileceğim sıradan bir hayat ve yer istiyordum.Hiç kimseyi istemiyordum.Bir kütüphane yeterdi  belki.Kitaplarla dolu….

  Yine her zaman ki gibi yağmurlu ve kasvetli hava kendini gösteriyordu.Üşümüyordum bile,onu dahi unutmuştum duygularımı unuttuğum gibi.Boş boş yürürken birine çarptım özür dilemeden yürümeye devam ettim.Eminim ki bana demediği laf kalmamıştır.İnsanları sevmiyordum hiçbirine güvenmiyordum.Hepsi bir gün teker teker arkasında kalanı yada kalanları düşünmeden çekip gidiyordu tıpkı beni sokağa bırakan ailem gibi…Hiç pişmanlık duymamışlar mıydı?Hala bir  kızımız var diyorlar mıydı?En önemlisi yaşıyorlar mıydı?Belki de beni hiç sevmemişlerdi.İstememişlerdi.Bir gün bulurlar mıydı?Ben onları affeder miydim?Affetmezdim.Bir insan çocuğunu sokağa atar mıydı?Evet atardı beni attıkları gibi…Bu soruları her gün binlerce defa kendime soruyordum ama hiçbir zaman çıkış yolu bulamıyordum.

    Ayaklarım beni nefret ettiğim eve getirmişti yine tüm hayatımı mahveden bu sevimsiz sevgisiz eve.Buradan da içindeki  insanlardan da nefret ediyordum.Duygularımızın karşılıklı olduğuna emindim onlarda beni sevmiyorlardı.Kollarımda ve sırtımdaki çürüklerden anlaşılırdı.Cebimde ki anahtarı çıkarıp deliğe geçirdim ve çevirdim.Uğursuz bir ses çıktığında açıldığını anlamıştım.İçeri adım attığım anda o iğrenç yaşını belli etmeyen soğuk suratla karşılaşmam bir oldu.Bana iğrenç bir şeymişim gibi bakan gözleri yine ateş saçıyordu.İfadesizce suratına bakıyordum.Yanıma gelip ben ne olduğunu anlamadan başımda ki acıyla olduğum yere çivilendim.Eminim saçlarımın bir çoğunu kaybetmiştim ve kel kalacaktım.Saçımı şiddetli bir şekilde çekince başım arkaya doğru gitti ve acıyla inledim.Acıdan dolayı gözlerimde yaşlar birikip batmaya başladı.Kulağıma doğru eğilip o mide bulandırıcı uğursuz sesiyle konuşmaya başladı ‘’Yemek vaktini çoktan kaçırdın ve bulaşıklar bana  kaldı.İki gün boyunca yemek yok .Anladın mı?’’başımı zorlada olsa onaylarcasına salladım.’’Aferin’’dedi ve saçlarımı bıraktı.Ondan ve kocasından nefret ediyordum.Beni evlatlık edinmişlerdi ama hiçbir zaman iyi davranmamışlardı.Herşey yasaktı sadece temizlik yaptırıyorlardı eve belli bir saatten sonra gelirsem o gece sokakta sabahlamak zorunda kalıyordum.Oysa beni evlatlık edindiklerinde sevinmiştim mutlu olacağımı sanmıştım.Anne ve baba diyebileceğim diye mutlu olmuştum fakat çok kötü bir şekilde yanıldım.Dayak yedim.Okulda bir tane bile arkadaşım olmamıştı.Sürekli içine kapanık ve asla konuşmayan bir kız olmuştum.Yalnızdım…

    Daha fazla burada kalamazdım.Ayağa kalkıp odama çıktım.Hala yaş olan gözlerimi elimin tersiyle sildim ve yatağın altındaki valizimi çıkarttım.Ufak tefek olan dolabımdaki azıcık kıyafetlerimi valizin içine tıkıtım ve her şeyim olan kitaplarımı da bir küçük valizin içine güzelce yerleştirdim.Gece buradan çıkıp gidecektim ve bu iğrenç insanların yüzünü bir daha asla görmeyecektim.Huzura ve mutluluğa gidecektim.Beni taımayan insnların olduğu bir yerde yeni ve sıradan olmasını istediğim bir hayata başlayacaktım.Özgür olabilecektim.Belki mutluluğu bulabilirdim.Yeni bir okula kayıt olup arkadaşlar edinebilirdim.Bu yaşıma kadar hiç arkadaşım olmamıştı belki şimdi bulabilirdim.Girişken değilim,soğuk biriyim,gülmeyen,hayatı çok zor olan bir,aile sevgisi olmayan,içine kapanık,ağlayamayan,duygusuz,sevgisiz,değersiz biriyim ben.Kimse bana değer vermezdi. Sadece kitap okuyarak  geçen bir hayatım vardı.Dünya’ya kendini kapamış bir ben…Çalıştığım kitapçıdan biriktirdiğim paralarımı çekmecemden alıp sırt çantamın gizli bir bölümüne yerleştirdim.Nükhet Hanımı arayıp ona her şey için teşekkür etmem gerekiyordu.Nükhet Hanım çalıştığım kitapçının sahibiydi aynı zamanda sırdaşımdı.Herşeyimi bilirdi.Benim dayak yediğimi bile bilirdi.Her zaman bana açık bir kapısı olduğu halde ona gidemezdim yoksa lay çıkartırlardı.Beni her öyle gördüğünde sıkıca sarılıp başımı okşar ve tüy kadar hafif bir öpücük bırakırdı.Belki o bana değer veriyordu ama elinden hiçbir şey gelmiyordu.Beni bırakıp giden ailemin benim için açtıkları banka hesabından tüm paramı çekecektim.Bnaka hesabını geçen yıl öğrenmiştim bu kadar zenginlerse beni neden sokağa attıklarını bir türlü çözememiştim ama şimdi bu para bir işime yarayacaktı.Tabi ki o parayı kullanacaktım onlardan elen hiçbir şeyi istemesemde bunu yapacaktım bu  kadarını borçluydular belki de ölmüşlerdi ve bu kadar yüklü parayı arkalarında bırakmışlardı.Umrumda değildi ama…

Elma Şekeri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin