Marketin kepenkleri kapalı değildi kapıya doğru giderek içeri bakındım ancak bir hareketlenme göremedim. Marketin içine bakmaya çalışırken uzaktan gelen bir araba sesiyle irkildim. Daha sonra gelen arabanın farları gözüme vurmuştu ışıktan hiçbir şey göremiyordum. Karşıma gelip durdu. Arabadan 30 yaşlarında bir adam indi ve direk silahını bana yöneltti. "Hey dur ne yapıyorsun sen" dediğimde ölü olmadığımı anladı. Arabaya binerek kornaya üç kez bastı ve marketin içinden bir kız kapıya geldi. Bu Tessy idi. Bu oydu inanmıyorum.
Tess kapıyı açtı o sırada ilerden bize doğru koşturan biri vardı. Adam silahını oraya yönelterek gelenin beynini parçaladı. Adama dönerek "ne yaptın sen o bir insandı zombiler koşamaz" dedim. Adam sert bir bakış atarak "sen öyle sanmaya devam et" dedi ve içeri girdi.
************
İçeriye girdiğimde ilk koridordan sağa döndük. Richert'da buradaydı yanında benim yaşlarımda bir erkek vardı. Richert'ın yanına giderek "iki gündür sizi arıyorum neredeydiniz?" dedim. Meğer onlarda beni arıyorlarmış. Richert'ın yanındaki genç Tess'in yanına giderek kulağına bir şeyler söyledi ve gülümsediler. Tam bir ukala Tess'in yanına gittim ve nasıl olduğunu sordum sadece "iyiyim" dedi. Yanında ki genç bana bakarak göz kırptı. Ne ayak la bu, Tess tanıştırdı beni bu gereksiz ile adı Finc'miş isme bak peh. Finc Tess ile birlikte arkalara doğru gitti o sırada Finc'in kafasını koparmak istedim. Sonra kendi kendime dedim ki "Lan sen aşık olmuşsun."
Biraz önce dışarda tanıştığım adamda yanıma gelerek bana bir silah verdi. Adının da Martin olduğunu söyledi. Gayet iyi bir adamdı Finc öküzü gibi değildi.
Markette bolca yiyecek vardı açlığı gidermek için abur cubur yedim. Tekrar yalnız kalmadığım için günler sonra yüzüm gülmüştü. Bu geceyi burada geçirecektik burası üstelik radyo binası gibi değildi, çok daha güvenliydi. Saat geç olmuştu bu gece Martin dışında herkes uyuyacaktı Martin ise nöbet tutacaktı. Çok geçmeden hepimiz uykuya dalmıştık.
-
Gün doğmak üzereydi bir tıkırdı ile uyandım biraz etrafı dolaştım bir şey görünmüyordu sanıyorum ki dışardan gelmişti. Herkes uyuyordu ben biraz erkenciydim, sonra fark ettim ki akşam Martin nöbet tutmak için uyumamıştı ancak ortalıkta görünmüyordu. Bir an telaş yaptım hemen Richert'ın yanına gidip uyandırdım. Martin'in burada olmadığını söyledim. Richert şöyle bir kendine geldi, ve bana "dışarı çıkmıştır" dedi. Peki ya ne için dediğimde "bizde bilmiyoruz pek burada durmuyor bir yerlere gidiyor" dedi.
Aradan bir kaç saat geçince herkes uyanmıştı. Marketin kepenkleri açık olduğu için dışarısı çok rahat görünüyordu. Kapıya doğru yürüdüm dışarıda bir sessizlik varda kimseler yoktu ve güneş tam tepedeydi. Arkamı döndüm Tess ve Richert'ın yanına gidecektim bir araba sesi geldi kapıya geri döndüm. Bu Martin olmalıydı zombiler araba kullanamaz ama dünde koşamaz dediğimde Martin kapak yapmıştı.
Araba Martin'in arabasıydı. Tahminim doğru gelen Martin'di. Arabadan indi ve bana bir selam çaktı. Ona kapıyı açtım içeri girdi. Kepenkleri ve kapıyı kapattık, Martin'in boynu dikkatimi çekti uzunca bir çizik vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mizahi Zombiler
Science FictionŞimdi izlediğimiz zombi filmlerinin gerçek olduğunu düşünün. Tabiki düşünmediniz bende sizler gibi düşünmedim. Ancak koca şehirde şuan zombilerle yaşıyorum. Evet yaşıyorum tek sorun onların beni yemek istemeleri, nerede eski komşular adam gibi du...