Ah koca adam insan birine güveniyor öyle güveniyor ki ölümle baş başa gelse onun yanında ölümü düşünmüyor neden mi? Bu adam yaşıyorken yanında olana zarar gelmez de ondan, öyle fedakâr ki arkadaşları için canını verecek biri.
Herkes birine güvenir aslına herkes yanında o kişi olunca dert etmez hiçbir şeyi. Bir dostun olur senin derdini kendi derdi gibi görür.
Ah koca adam yıkıldın mı sen şimdi dostlarını bu cehennemde bırakıp gittin mi?
Ah koca adam ah yakında bende geleceğim yaş falan umurumda değil yakana yapışıp hesap soracağım bizi bırakıp gitmek nedir?
Bir dost çekip gider aslında hepimizin bir Richert'ı var. Onlara iyi bakın..
************
Silah sesleri beynimize işledi artık lan duymasak bir şey oldu sanacağız. "Hey Johnet bizi hemen çöz seni kurtarmaya geldik" dedim seslerin şiddeti artarken. Johnet yanıma yaklaşarak "Adımı nerden biliyorsun kimsin sen?" diye söyledi ona olan biteni kısaca açıkladım Richert'ın dostu olduğumuzu söylediğimde hemen onu sordu. "Nerede o, Richert nerde?" dilim varır mı ki söylemeye "Öldü!"
Bir an duraksadıktan sonra elimi çözmeye başladı. "Demek Richert öldü ha işler karıştı yani" diye söylendi. Ona "Ne karıştı? Ne olmuştu ki?" diye sordum cevap vermedi elimi çözdükten sonra gidip Tess'in elini çözmeye başladı o sırada bende ayaklarımı çözüyordum.
Silah sesleri kesildi.
Çığlık sesleri kesildi.
Hiçbir ses yok.
"Sizcede çok sessiz değil mi ?" diye sordum öylece. Ama yok hayır ayak sesleri vardı ve yaklaşıyordu.
Düğümleri çözdüğüm sıra aniden kapıya bir tekme geldi kapı sertçe duvara çarptı. Johnet "kim o ?" diye sorunca içeriye yavaş adımlarla takım elbiseli biri girdi. Bu Martin.
Johnet hemen ayağa kalkarak elindeki iğne (şırınga) ile birlikte Martin'in üstüne doğru koştu martin çok sert bir şekilde Johnet'ı boğazından tutarak duvara yapıştırdı.
Elini hareket ettiremiyordu Johnet, ona yardım etmek için yerimden fırladım üstüne doğru gelince aniden arkasını dönüp elinin tersi ile yapıştırdı direk yere kapaklandım. Vay anasını ya yere yapışan hep ben oluyorum.
İnce bir fırsat yakalayan Johnet elindeki iğneyi Martin'in boynuna yapıştırdı. Sanırım çok acı hissetmişti birden Johnet'ın kafasını tüm gücüyle duvara yapıştırıp kendini yere attı. Tess ipin bağlarını çözüp hemen yanıma geldi hızla ayağa kalktım o an Martin'den öyle bir ses çıktı ki kulaklarımız can çekişiyordu sanki ancak bu ses uzun sürmedi Martin ya bayılmıştı yada ölmüştü.
Tess ile birlikte hemen Johnet'ın yanına koştuk son nefesini vermişti. Beyni bir zombinin ki gibi parçalanmıştı.
Kapıya doğru koştuk marketin önüne geldiğimizde yerdeki cesetler kanımızı dondurmuştu sanki hepsi yanmışcasına simsiyah olmuştu. "Buradan hemen çıkmalıyız Tess" diye söyledim koşarak dışarı çıktık çıkmaz olaydık.
Sanki Martin peşinde tüm zombi sürüsünü getirmiş gibiydi ne adım atacak bir yer nede nefes alacak bir hava vardı.
Marketin içine tekrar girdik ve zombiler de koşmaya başladı hepsi sinek görmüş kurbağa gibiydi ağızların suyu değil kanı akıyordu.
Hemen kapıyı kilitledik ve otomatik olan kepenkleri kapatmak için düğmeye bastık ama çalışmadı daha önce burada patlayan bomba sistemi etkilemiş olmalıydı. Zombiler kapıyı yumrukluyordu burada fazla kalamazdık. Tess karanlığın içine doğru ilerlemeye başladı "dur Tess ayrılmayalım" diye bağırdım "Sus bir ses duydum sanki" derken hırlayan iki zombinin Tessy'nin üzerine atladığını gördüm Tess birden çığlık attı. Hemen etrafıma bakındım yerde sert bir odun parçası vardı onu alarak Tess'in üzerinde bulunan iki zombinin beyninin pekmezini akıttım. Çok kolay öldüler benden kaçar mı? Kapıdaki sesler şiddetleniyordu o sırada Tess bir şeyler geveliyordu.
Tess'e dönüp baktığımda korkudan yüreğim ağzıma gelmişti "Olamaz Tess kolun, ne o yara ısırmışlar"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mizahi Zombiler
Science FictionŞimdi izlediğimiz zombi filmlerinin gerçek olduğunu düşünün. Tabiki düşünmediniz bende sizler gibi düşünmedim. Ancak koca şehirde şuan zombilerle yaşıyorum. Evet yaşıyorum tek sorun onların beni yemek istemeleri, nerede eski komşular adam gibi du...