HATIRLATMA...
Kapıda hala beni bekleyen Eymen'in yanına doğru ilerledim. "Oh be geldim sonunda."
O sırada Eymen yine bana bakmak yerine arkama bakınca bir şeyler olduğunu anladım. Yavaşca onun baktığı tarafa doğru dönünce gördüğümüz karşısında bu sefer ikimiz aynı anda o kelimeyi ağzımıza yerleştirdik. "HASSİKTİR!"
Abim, yengem ve Serkan kapıda dikilmiş bize bakıyorlardı...
****
Eymene ürkekçe baktım ve ondan bir adım yana uzaklaştım. Bu defa nasıl kurtulacaktık çok merak ediyordum! Eymene tekrardan bakınca gözleriyle benim olayı açıklamam gerektiğini belirtti. Gözlerinden bile ne dediğini anlıyordum düşünün öyle bir aşk...
Kendime güvenmesem de abimlere doğru yürüdüm. Eymen de arkamdan geliyordu ve abimler de bize bir adım yaklaşınca ortada buluştuk.
'' Hazal? Buraya tek geldiğini sanıyorduk?" Diyen yengem ile yüzüme sahte ama içten bir gülümseme yerleştirdim.
"Ahahah ilahi yengecim. Tabi tek geldim!" Sanki yanımdaki dağ gibi kapı gibi, manken gibi, heykel gibi duran Eymeni görmüyorlar da bende tek geldim diyorum. Ama ne yapıp ne edip sıyrılmamız lazım. Bu şekilde öğrenmemeliler.
"O zaman Eymenin burada ne işi var?" Deyip Eymenle selamlaştı Serkan. "Merhaba kardeşim." Onlar erkeksi bir şekilde tokalaşırken abim de şüpheyle bir bana bir Eymene bakıyordu.
Eymen sonunda bişeyler demesi gerektiğini kavradı ve, " Bende Hazalı yeni gördüm. O çıkarken bende geliyordum işte. Görünce selamlaştık. Bir sorun mu var?" Dedi.
Oha. Ne kadar da iyi yalan söylemişti öyle. Ben anca hebele hübele. Yanlız dikkatli olmak lazım bu adam harbiden fena yalan söylüyor.
Abimin yüzü sonunda memnun bir hal aldı. "Anladık gençler. Bizde bir an yan yana görünce beraber geldiniz sandık."
"Aaa abi ben neden Eymenle baş başa yemeğe geleyim ki? Hemde böyle romantik bir yere. Bu arada Serkan mekanın çok güzel hayırlı olsun. Yengecim, abicim hürmetler. Ben kaçar." Deyip hızlı adımlarla oradan uzaklaştım. Eymende onlarla vedalaşıp içeri doğru girdi çakmasınlar olayı diye."Hazal!" Diye bağıran abimle arkamı döndüm." Efendim abicim?" " Sen neyle geldin buraya akşam akşam?" Bir süre düşündükten sonra " Alperlerle."dedim. Zaten annem de onlarla yemeğe gittiğimi sanıyordu.. Destekli sallamıştım bu sefer.
"E onlar nerede?" Diye soran yengemle içimden sövdüm. Ayak üstü Arka Sokaklar dizisinin sorgusunda sorulan bütün soruları bana sordular resmen! Serkan'ı biri çağırınca kısa bir selam verip yanımızdan ayrıldı.
"İşte otopark pahalı olduğu için onlar beni kapıda bekliyor.", dedim. "Hadi çok bekledi çocuklar, öptüm sizi best çiftim baaaay!" Diyerek koşarak uzaklaştım. Evet bildiğiniz koştum.
Bu kadar aksiyon fazlaydı bana. En son lisede okuldan kaçarken böyle gerilim yaşamıştım. Bir de Eymenle öpüşünce. Neyse o konulara fazla girmeyelim. Ehehehe!
***********************
Eve gelince oturma odasında birinin ağladığını duydum ve hızlıca oraya yöneldim. Annem fil belgeseline bakıp el işi yaparak ağlıyordu. Ve babam da umursamazca bacak bacak üstüne atmış gazetesini okuyordu. Kavga etmiş olamazlar değil mi?
Hızlıca annemin yanına oturdum. "Baba,anneme noldu?" Babam gözlerini gazeteden ayırmadan cevap verdi. "Yavru fil çamura saplanmış. Ona ağlıyor." Babam öyle diyince televizyona baktım. Yavru fil çamura saplanmıştı ve annesi onu kurtarmaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zıt Kutuplar
HumorHazal ve Eymen... Birbirleriyle anneleri tarafından evlendirilmeye çalışan iki masum kişi. Belki pek de masum değillerdir. Görünüş olarak ikisi de birbirinden çok farklı gözüküyor. Ya içleri, duyguları, kalpleri? Aynı şey için birleşirse? Mesela AŞ...