Zıt Kutuplar

19. Bölüm

Multide ki müzik aşırı hoşuma gidiyor. Hem böyle yaz şarkısı gibi. Hem de bölümle de uydu gibi.

*******************

Hani küçükken evcilik oynardık da akşam olunca yatar birden kalkıp sabah oldu derdik. Uzatmayı sevmezdik o zamanda. Şimdi de iş günümü size öyle anlatmak istiyorum.

İşe gittim geldim. Hiçbir şey yaşamadım ve o boşlukları anlatarak paragraflarımı harcamak istemiyorum.

Tabi sizde düşündünüz benim gibi Eymenle bir şeyler yaşarım diye. Eymenle birbirimize açıldık ve aynı iş yerinde çalışıyoruz, mutlaka karşılaşır bişeyler yaşardık . İşte hiç de öyle birşey olmadı. Eymen'i dün geceden sonra hiç görmedim. Tabi üzerimde onun mutsuzluğu da vardı.

Şimdi ise sıradan ve sıkıcı bir iş gününden dönmüş odamda felçli Ali Rıza efendi modunda oturup duvarı izliyordum. Olanları anlatmak için de Alper ve Buğrayı çağırmıştım.

Odamın kapısı birden İçeride dizisinin ritminde ( tak tak taka tak) çalınca gelenlerin Alper ve Buğra olduğunu anladım. Yeni fantazileri o diziydi.

Adeta şirket ağasıymışcasına bağırdım. "GEEEL!" Kapı birden sonuna kadar açıldı ve duvara çarptı. İçeriye balerin gibi giren Buğra "Biz geldiiiik!" Diye bağırarak yanımdaki yerini aldı. Alper ise yamuk çenesini gösterircesine sırıttı ve diğer yanıma geçti.

Buğra kolundaki saate baktı ve birkaç tuşa bastı." Evet, süren başladı. Anlat bakalım noldu?" Gözlerimi devirdim. "Süreyle mi konuşucam?" Alper beni başıyla onayladı. "Selin ve Merve bekliyor da..."

Sinirle soludum ve onlara bu konuda bir ara trip atmayı aklıma not ettim. Beni şu aralar çok boşlamışlardı. Birden" Eymen ile birbirimize ilanı aşk ettik." Dedim. Evet aynen bu şekilde bodoslama konuya daldım. Onlar gelene kadar düşünmüştüm ama onların anlayacağı en iyi yol buydu. Şok etkisi.

Tepkilerini ölçmek için onlara baktım. Alperin çenesi şaşkınlıktan daha da yamulmuş, Buğra ise ıslak zemine çorapla basmış gibiydi. Uzun süre bu şekilde durdular. Aynı anda ikisinin de ensesine geçirdim ve kendilerine geldiler.

"Biliydim böyle olacağınüüü!" Diyen Buğraya "Oha Ananaslı Muzlu Krema!" Diyerek Alper eşlik etti. Hey! Ananaslı muzlu krema benim sözümdü!

"Eee yorumlarınızı alayım." Alper birden ayağa kalktı. "Ne yorumu kızım önce neler oldu onu anlat!" Gülümsedim, derin bir nefes aldım ve kısaca olayı anlattım.

"Çoook romantiiiik!" Buğraya sırıtarak baktım. Neden bu kadar sırıtıyordum? Merak konusuydu. Yoo aslında değidi. Neyse.

Çok heyecanlı bir şekilde olanları anlatmaya başladım. Alper'le Buğra'nın tepkileri görülmeye değerdi. Anlatmayı bitirince derin bir nefes verip tepki verişlerini izlemek için yüzlerini incelemeye başladım.

"Yuh lan Eymen odun patronunda ne romantiklikler çıktı." diyen Alper ağzını eliyle kapatıp gözlerini iyice açmıştı. Buğra da çenesini kaşıdı. "Vay be kırk yıl düşünsem Eymen patronu yakışıklısı senin gibi birini seveceği aklıma gelmezdi." Ensesine bir tane geçirmeden durmadım tabi ki.

O ara telefonum çalınca akrobatik hareketler yaparak yatağımın üzerindeki telefonumu elime aldım. Ama üzerindeki 'Eymen' yazısını görünce telefonu Buğra'nın kucağına fırlattım. "Napıyon mık kızı?!" Ellerimi sağa sola sallamaya başladım. "Ayh bilmiyom ne dicem ben ona?"

Alper Buğra'nın kucağındaki telefonu alıp açtı ve kulağına götürdü. Evet telefonu açtı. Çünkü o bir MAL! "Evet buyurun Hazal hanımın telefonu." Napıyo bu ya?! "Yok o şuan müsait değil. Siz bana söyleyin ben ona iletirim. Hayır ben Alper değilim. Sadece askeri ücretle çalışan bir masum sekreterim." Gözlerimi devirip telefonu Alper'den yolup aldım.