14- Git

360 132 22
                                    

Feride Hilal Akın - İntihaşk

Sen bana çiçek alma gülüşünde gül bahçelerini saklayan adam. Sen bana gül sadece , gül ki ruhuma çiçekler açsın.

Eylem Can Açıkel

Uyurken bile uyanıktım artık. Ruhum unutmuştu sessizliği. İçimde fırtınalar kopuyor beni kayalıklardan aşağı atıyordu. Bedenim sağlam ruhum paramparçaydı. Ruhum çığlık çığlığa bağırırken susmayı öğrenmiştim.

Öğretilmişti.

Babam öğretmişti.

Hayatımda büyük yenilgilerim yoktu benim ta ki o güne kadar. Benim doğmama vesile olan ve bana kol kanat geren , sahip çıkan bir babam vardı o güne kadar. O günden sonra her şey beni şu an ki karanlığıma çekmişti. Aydınlığı olan bir karanlık. Evet benim babam bizi aldatmıştı. Evet benim babam annemi öldürmeye kalkmıştı. Annem bedenen yanımdaydı ama ikimizin ruhunuda söküp gitmişti bu adam.

Herkesin ilk kahramanı babası olurdu değil mi ? Benim ilk kahramanım intihar etti. Belki bedenen olmasada artık ruhunun yaşadığına inanmıyordum. Ben karanlıktan korkan bir kız çocuğuyken şu an karanlığa hapsedilmiştim.

Her şey üst üste geliyordu. Önce babamı aldatışını sonra katil ruhunu görmüştüm. Sokakta o çocuklardan dayak yediğim günü saymıyordum. Acıyı o gün gördüğüm o bıçakla unutmuş ya da yaşamıştım. Şimdi ise benim yüzümden zarar görmemesi gereken biri için beni tehdit eden adamı aramak üzereydim.

Alp.

Beni tehdit etmiş yetmemiş mahsum bir adamı korkutmuş belkide zarar vermişti. Benim canımın canı acımıştı. Melihin.

O acıyacağına ben yok olurdum. Onun gözlerinde acının izlerini görmek benim yüreğimi yakıyordu. Yüreğimi yakan bir adama sahiptin. Gözyaşlarımı silen değil gözyaşlarımdan öpen bir adama sahiptim. Acılarımı acısı bilen bir adama.

Ne zaman yüreğime ateş olduğunu bilmiyordum. Ne zaman olması önemli değildi asıl olan olmuş olmasıydı.

Numarayı bulmak için Baran ile konuşmuştum. Daha doğrusu Barana yalvardım desem abartmış olmazdım. Numarayı vermeden bana bir güzel tavır yapmış neden uzaklaştığımı sormuştu. Uzaklaşmamış sadece Melihe yakınlaşmıştım. İç sesim şu an yalancı diye bağırıyordu. Bal gibi de hayatımda ki en güvendiğim dostlarıma vefasızlık yapıyor ailevi sorunlarımı neden olarak gösteriyordum. Bana bu yaptığı tavır az bile kalıyordu. Daha sonra Baran ile Eylülün gönlünü alacağıma aklıma yazıp Barana dil dökmeye devam ettim. En sonunda dayanamamış - çenememi çekememiş- homurdana homurdana vermişti. Nedenini sorsada anlatırım diyerek geçiştirip eve koşmuştum. Zaten aynı mahallede olmamız her zaman benim için bir avantajdı. Melihin evinden geleli bir buçuk saat olmuştu. Saat sekiz buçuğa geliyor ve Melih hâlâ beni aramadı demeden

Melih Arıyor ...

Yazdı telefon ekranımda.

Kalbim on kilometre koşmuşum gibi hızlanmaya başlarken ellerim titremeye başlamıştı. Mesajlaşmış ama ilk defa konuşacaktık. Neden böyle saçmalıyorsun Yaren ? İki saat önce seni öpen adam. İç sesim haklıydı. Kalbim ise bu sesi duyamayacak kadar sağır. Ellerimi kotumun üzerine silerek telefonu açtım. Sesimin titrememesine dikkat ederek kelimeleri dudaklarımdan özgürlüğe fısıldadım.

"Efendim"

Derin bir nefes aldı. Merak mı etmişti ?

"Nerdesin ? "

Balın Zehri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin