Bitti. Hayat denilen bu çukurdan artık çıkmış olmak. Herkezin gözünde büyüttüğü yaşam algısı, değerliydik değil mi? Bir takım safsata işte. Koskoca evren içinde, bir saliseye denk gelmeyen yaşamlar da, para, hırs, öfke, kıskançlık ve aşk. Ne kadar da yabancı kelimeler gibi geliyorlar artık.
Zaman durmuş gibi kalp atışlarım yavaşlıyor. Evrenin sesini dinliyorum, ne kadarda yalnız kalmış yorgun, yaşlı ve sakin bir ses. Vücut hücrelerim son bir umut için kaslarımı zorluyor. Fakat tepki vermiyorum. Ne kadar da kapkaranlık bir gece? Bulanık sesler arasında yaşam çığlığı atan insanlar ve cehenneme yeni doğmuş canlılar. Hiçbiri farkında değil ve olamayacaklar da.
Bir bebek nasıl bir yerde var olduğunu nerden kestirebilirdi ki. Artık daha derin nefes alıyorum, sanki boğuluyormuşcasına bir his var. Göz yaşlarım süzülüp yanaklarımdan göğüsümün üzerine dökülüyor. Stres seviyem artıyor zihnim bu sonu kabullenmek istemiyor. Kaçmak istiyor hala. Fakat soğuk, üşüyorum. Yazın ortasında oysaki.
Gözlerim kararmaya başladı gitgide. Gerçekten bu kadar hızlı mı gerçekleşiyor du. Onca yaşam ve anının hiçliğe gömülmesi. Kollarım ve bacaklarımın uyuşmaya başladığını farkettim. Ne garip bir his. Düşünmekte güçlük çekiyorum. Yok olan hislerim bile canlanmaya başladı. Bütün anılar hayal meyal gözlerimde beliriyor. Sadece.. Sadece gülümseyebiliyorum. Şimdi gözlerimi kapatma vakti sevgili ailem, anılar ve sevdiğim bütün herşey.
Kalbim sıkışıyor artık daha fazla nefes alamıyorum bu dört duvar arasında. Kıpkırmızı bir gölün ortasında. Yapayalnız ve bana ait şeylerin içinde. Ciğerlerimden son nefes hüzmesi de ağır ağır yol alıyor benden kaçarmışcasına.. Güle güle sevgili nefes ve dünya. Beni hiç farketmemiş olsanız.. da..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKOMANİA #Wattys2018 #13Psiko
ParanormalÖlüm ve Yaşam arasındaki ince çizgide ne kadar düz yürüyebilirsiniz ki?