Bölüm şarkısı - Orhan Gencebay - Vatan Sağolsun
Arkadaşlar bu aralar çok yoğunum bölümleri düzenlemeden yayınlıyorum, çünkü sizi daha fazla bekletmek istemiyorum. Kusurlarım varsa affola keyifli okumalar 😉😉
Pusat timi tam teçhisat komutanın gelmesini beklerken kendilerince bu acil toplantının değerlendirmesini yapıp nasıl bir görev olacağı hakkında fikir yürütüyorlardı. Emir cebinden telefonunu çıkararak en az on beş defadır aradığı numaranın üzerine tekrar tuşladı. Nihayet çalan telefon açılınca aceleyle konuştu.
"Nerede kaldın oğlum!? Berze den ayrılamadın galiba? Bir an önce nikahı kıy yoksa bu işin sonunda kızın başını yakacaksın."Karşıdan gelen sıkıntılı nefesten sonra Mirza cevap verdi.
"Emir yerdemiyim göktemiyim belli değil zaten,siktirtme belanı! " Arkadaşının kötü gelen sesiyle timden biraz uzaklaşarak endişeyle sordu.
"Ne oldu lan? Bir sorun mu var oğlum sesin çok kötü geliyor. " Mirza tuhaf bir gülümseme sesinden sonra cevap verdi telefondaki adama.
"Ne kadar kötü geliyor kardeşim? "
"Açıkçası bok gibi geliyor Mirza! Anlaşılan telefonda anlatmayacaksın ne olduğunu. O yüzden biraz acele etsen iyi olur komutan gelmeden derdin ne ise anlayalım. " Zeynep'in hediye ettiği kolundaki spor saate bakıp homurdandı. "Gerçi komutan da biraz dan gelmek üzere ama. "
"Geldim zaten birazdan yanınızdayım kapat telefonu hadi. "
Emir telefonu kapatarak diğerlerinin yanına geçerken biraz önceki değerlendirmenin yerini kız muhabbeti aldığını görünce gülümsemeden edemedi. Günlerini bazende aylarını dağlarda geçiren bu adamların bir birine hava olsun diye anlattıkları olaylar çoğu zaman önemli görevlerin öncesinde stres atmalarına yardımcı oluyordu.
"Baktım kapıya dayanmış elindeki telefonu sallayarak böyle vik vik konuşuyor yok efendim dağdan mı indin, yok efendim medeniyetten haberin yok muyok efendim seni polise şikayet edeceğim. " Diğerleri Sayit'i bir operasyondan bahsediyor muş gibi dikkatle dinlerken oda masanın üzerine doğru eğildi ve bilgin bir tavırla dudaklarını büküp başını salladı. "Ben de dedim ki; Güzelim sen elinde 3G telefonla gezerken ben hergün o lafını ettiğin dağlarda elimde G3 le geziyorum!" Bu bir afalladı böyle gözüne far tutulmuş tavşan gibi bir baktı sonra bakışlarına bir korku yerleşti ve dediki sen Vatan haini misin? Yani terörist misin? " Diğerleri kıkırdayarak Sayit'i dinlerken o havalı bir poz keserek arkasına yaslandı ve elini gelişi güzel kaldırarak anlatmasına devam etti."Lan o laf öyle kanıma dokunduki şöyle bir alayla baktım ve dedimki; Güzelim şu sözümü sakın unutma bize öğretilen Ay akşamdan ışıktır! Ve arkasından yapıştırdım rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun sözlerini. Bizi kanı bozuklarla bir tutma! Kan dökmeyi seven bir millet değiliz ancak söz konusu vatan ise; dünyanın şah damarını keseriz! "Kız sertçe yutkundu ve bir adım geri gitti. Artık kıza nasıl bir bakış attıysam gerisini siz düşünün. "İki saat sonra kız elinde bir tabak dolusu börekle kapımı çaldı ve birlikteliğimiz yengenizle böyle başladı. Diğerleri ıslık çalıp tezahürat yaparken Emir iki büyük adımla Sayit'e yaklaştı ve ensesine bir tane patlattı.
"Lan dallama! Daha bir gün önce ümitsiz vakaydın bu gün başıma Eros mu kesildin puşt! Biraz ufak at!"Sait arkadaşının sözleri ike yüzünü buruştururken Emir gözlerini şüpheyle kısarak tekrar konuştu. "Hangi ara kız buldun da hangi ara yengeleri oldu lan!? Sıkıyorsun madem usturuplu sık!"
"Ya komutanım ama ya! Niye sıkayım şimdi? Bu sabah başladı gelirken bitti ama peşini bırakmam yarimin! Hem siz arayıp görev var demeseydiniz kız çoktan yengenizdi yani!" Sait'in biten sözlerin den sonra Mirza'nın sesi yankılandı boş alanda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ DİLDE AŞK (DAVA SERİSİ 3) FİNAL OLDU
General Fiction+18 Sahneler içerir Meydanda kalırsam yazılsın taşa Kader de ne varsa o gelirmiş başa... Bir yüreğe iki sevda sığar mı? İlk sevdanı dünyaya gözlerini ilk açtığında isminle beraber fısıldadılarsa kulağına,diğer sevdan ruhun bedenine üflendiğinde yazı...