Bölüm -5- Yiğit olan derki;

5.3K 405 289
                                    

Bölüm Şarkısı. - Aşık Veysel -Yiğitler Silkinip Ata Binen de

Uzun süre ikili sessizce yaşananları sindirmeye çalıştı. İlk kendini toparlayan Berze olurken yavaşça oturduğu yerden kalktı ve çekingen bir şekilde Emir'e doğru yaklaşarak omzuna dokundu. Omzunda hissettiği elle başını kaldıran adam kızın ağlamaktan şişmiş iri gözleri ile karşılaşınca içinde bulunduğu duruma daha çok öfkelendi.

"Bunları yaşamak zorunda değildin. Açıkla onlara her şeyi. O kızı daha fazla perişan etme. Ben bu vicdan azabını kal... "

"Sen neden bahsediyorsun ha!?  Neyi açıklayım?  Zaten her şey sizin yaptığınız o küçük hata yüzünden bu hale geldi! Bir de sen üzerime gelme! Hiç birinizin vicdanı şu an benim yüreğim deki kadar ağır bir yükün altın da olamaz!" Öfkeyle söylediği sözlerden sonra başını tekrar elleri arasına alarak çaresizce fısıldamaya başladı. "Kaybettim!  Ben sevdiğim kadını, yüreğimin yangını kaybettim!  Zeynep beni asla affetmeyecek!  Ailemi her şeyi mi kaybettim ben! " Berze, Emir'in ani çıkışı ve sözlerindeki haklılık karşısında ne diyeceğini bilemezken herkesin hayatını mahfettiği gerçeği bir tokat misali tekrar çarptı yüzüne. Emir aynı sözleri tekrar ederken kız yavaşça doğrularak gözyaşları içinde sessizce kapıdan çıktı. Yanına yaklaşan herkesin hayatını karartıyordu. Üzerindeki uğursuzluk öyle bir boyuttaydıki  bir büyü bir lanet misali etrafındaki herkesi kötü kaderine hapsediyordu. Akın ve Mirza'yı ondan koparan laneti şimdi de Emir'i koparıyordu bütün sevdiklerinden. Üzerindeki lanet bir her defasında bir çember misali büyüyerek etrafındaki insanları mutsuzluğa sürüklüyordu. Gözyaşları aralıksız süzülürken gözlerinden binanın çıkış kapısından hızla çıkarak koşar adım siteden çıktı. Nereye gittiğinin ne yaptığının farkında değildi sadece yürüyordu kendini kaybetmişcesine uzayıp giden yolda bilinçsizce yürüyordu. Muhtaç,aciz,etrafındakilere zarar vermekten başka bir işe yaramaz, ölmeyi bile başaramayan zavallının biriydi. Gitmeliydi! Etrafındakilere daha fazla acı çektirmeden, Mirza ve Akın'ın sonunu Emir'e de yaşatmadan gitmeliydi!  Hiç yaşamamış hiç var olmamış gibi sessizce çıkıp gitmeliydi herkesin hayatından. Kulaklarını tırmalayan korna sesi ile daldığı düşüncelerden sıyrıldı. Üzerine hızla gelen arabanın farları gözlerini alırken olduğu yerde donup kalmıştı. Birden bedenini saran kolla geriye doğru sertçe çekildiğini hissetti. Sendeleyen bedeni sert bir bedene çarparken kulaklarında hissettiği ürkütücü sesle korkusu daha da arttı kızın.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen!?  Delirdin mi!?" Berze zorlukla nefes alırken karşısındaki adamın öfkeden kararmış yüzü  onu daha çok korkutmuştu.

"Be... Be.. "

"Sen ne ha!? Sen ne?  Nasıl bu kadar aptal olabilirsin? Hayatın bu kadar ucuz mu?  Kendini düşünmüyorsun karnındaki bebeği de mi düşünmüyorsun!?  Hepsini geçtim senin için hayatını hiçe sayan insanları da mı düşünmüyorsun!?" Berze tam ağzını açıp bir şey söyleyecektiki karşısındaki adam buna müsade etmeden öfkeyle kızı bileğinden kavrayarak sözlerine devam etti. " Yaptığın hataları böyle düzeltemezsin!  İntihar ederek mi düzelteceksin ha!? " Adamın tutuşundan canı acıyan kız son sözlerinden sonra kolunu sertçe kurtardı bileğindeki elden. Sait'in bakışları hızla kızın yaşlarla ıslanmış yüzünü bulurken Berze başını olumsuz anlamda sallayarak bitkince konuştu.

"İntihar falan ettiğim yok!  Onu bile başaramayacak kadar beceriksizim ben! Gitmek istedim!  Üzerimdeki lanetle birlikte hiç var olmamış, hiç yaşamamış, hiç kimseye zarar vermemiş gibi sessizce çekip gitmek istedim! " Kızın kendinden, canından bezmişcesine söylediği sözler Sait'in bir an tutulmasına sebep olurken Berze ellerini karnına götürerek acı dolu bir sesle fısıldadı. "Onu kendimle birlikte ölüme nasıl sürüklerim?  Şu koca dünyada ben hep kimsesizliğin acısını çekerken, sadece gidecektim. Ona kimsesiz bırakmamak için çekip gidecektim. "  Kızın fısıltıyla söylediği sözler Sait'in boğazına bir yumru misali otururken adam sertçe yutkundu ve kızın çenesini tutarak eğdiği başını kaldırdı ve gözlerini buluşturarak tıpkı onun gibi fısıltıya benzer bir sesle konuştu.

İKİ DİLDE AŞK (DAVA  SERİSİ 3) FİNAL OLDUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin