Bölüm Şarkısı - Onur Şan : Zülüfünü Taramadım
Emir karşısında ki ikiliye bıkkınlıkla bakarken Selçuk dayanamayıp Harun'a bir tekme sallayınca korkuyla Emir'in arkasına saklanarak mahçup bir şekilde konuştu.
"Komutanım yeminle kötü bir niyetim yoktu ya!"
Emir'in omuzunun üzerinden başıyla ellerini önünde birleştirmiş suçlu bir çocuk gibi alacağı cezayı bekleyen Gökhan'ı işaret ederek sözlerine devam etti.
" Vallahi her şey bu bulaşık süngeri kılıklı Gökhan'ın yüzünden oldu. Sizin eve bakan kahvede oturmuş hem nöbetimizi tutup,hem çaylarımızı içiyorduk bu salak her zamanki gibi boş boş konuşmaya başladı. Yok memeleri büyük olmalı! Yok doğurgan olmalı! Yok dağa çıkaracaksın..."
"Ulan senin ağzını burnunu kırarım ben!? Sen nasıl benim kızım hakkında böyle hayaller kurarsın!"
Selçuk öfkeyle yumruk yaptığı elini ısırırken kahvecinin öfkeli sesiyle mahçupça ona baktı. Adamın arkasındaki mahalleli ikiliyi linç etmek istercesine öfkeyle hareketlenirken Gökhan kendini ifade etmek istercesine ellerinin parmaklarını birleştirip adama isyan edercesine baktı.
"Amca yok öyle bir şey! Biz senin kızını tanımıyoruz bile yahu!"
"Ulan nasıl tanımıyorsun kızım kahvenin önünden geçerken sapıkça düşüncelerini dile getiren kimdi puşt!"
"Allahım bunları bana ceza olarak mı verdin rabbim! Ben günahımın bedelini cehennemde çekmeye razıyım! En azondan sonun da cennet var! Ama bu itlerle her anım cehennem benimm!"
Sözlerini bitirerek bu sefer Gökhan'ın üzerine doğru hışımla yürürken Gökhan korkuyla bir kaç adım geri kaçarak telaşla konuştu.
"Durun komutanım vallahi öyle değil! Ben emeklilik hayali kuruyordum sadece!"
"Ulan Gökhan nasıl emeklilik hayali bu? Siz bizim başımıza belamısınız! Adamı mahallesine rezil ettiniz lan!"
Arkasındaki Emir'in sert ve öfkeli sesi ile hızla o yöne dönerek telaşla konuşmaya başladı.
"Komutanım vallahi inekler den bahsediyordum ben!"
"Ne ineği lann!? Sen zaten büyük başın önde gidenisin hayvan! İnek senin neyine!?"
Selçuk'un kükremesi ile ürkekçe devam etti anlatmaya.
"Emekli olunca hayvancılıkla uğraşmayı hayal ediyordum! Sonuçta herkesin bir emeklilik hayali vardır komutanım. Ama artık şu saatten sonra yemin olsun istemiyorum! Kapattım o defteri!"
Harun saklandığı yerden çıkarak Emir ve Selçuk'un arasından elindeki telefonu kahveciye uzatarak konuştu.
"Arkadaşım doğru söylüyor amca. Telefona bak inanmazsan."
Adam hırsla Harun'un elindeki telefonu çekip alırken o bakışlarını Emir ve Selçuk'a çevirdi.
"Vallahi doğru söylüyor komutanım. Hayvancılıkla uğraşacak mış emekli olunca. Biz kahveci amcanın kızını görmedik bile. Görmediğimiz birinin meme..."
Emir'in ıyatan öksürüğü ile sözlerinin devamını getiremezken kahveci arkasındaki mahalleliye dönerek doğru söylüyorlar dercesine başını sallayıp bakışlarını Gökhan ve Harun'a çevirerek memnuniyetsizce konuştu.
"Cıkk! Bunların cinsi pek iyi değildir yiğenim. Memeleri büyük olsada pek süt vermezler. Siz yabancı değilsiniz. Madem Selçuk'un arkadaşlarısınız gelin beni dinleyin kurbanlık işine girin onda para daha çok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ DİLDE AŞK (DAVA SERİSİ 3) FİNAL OLDU
Ficção Geral+18 Sahneler içerir Meydanda kalırsam yazılsın taşa Kader de ne varsa o gelirmiş başa... Bir yüreğe iki sevda sığar mı? İlk sevdanı dünyaya gözlerini ilk açtığında isminle beraber fısıldadılarsa kulağına,diğer sevdan ruhun bedenine üflendiğinde yazı...