Bölüm Şarkısı - Elif Buse Doğanay : Aşk Yolu
Merhaba arkadaşlar 🖐🏻🖐🏻 Yeni bölümle geldim... Bu bölüm hikayemizin ikinci ana karakteri Selçuk'u tanıyacağız azıcık. Büyük acılar yaşamış bir karakter kendisi ama zamanla azar azar tanıyalım namı diğer hafızımızı. Eee küçük birde süprizim var bizim yaşlı kurtlarıda özlemiş ola bileceğinizi düşünerek araya biraz harmanladım. Zeynep ve Emir bu bölüm yok malesef. Bir kaç bölüm den sonra iki ana karakterle ağırlıklı olarak devam edeceğiz. Arada süpriz diğer bir çiftimizi de hikayeye dahil edip üçlü bir hikayeyle finali yaparız inşallah.Umarım beğenip keyif aldığınız bir bölüm olur. Yormlarınızı ve düşüncelerinizi merakla bekliyorum keyifli okumalar.🥰🥰🥰
"Nam- ı diğer Şeytan Emine ! "
Selçuk karşısındaki adamın kızın babası olduğunu öğrendiği andan itibaren mahçup bir şekilde bakışlarını yere eğmiş bir şekil de sıkıntı için de kendi ne saydırırken son işittiği ile bakışlarını hızla Mehmet'e çevirerek memnuniyetsizce söylendi.
"Tövbe estağfurullah! O nasıl söz Mehmet amca? Kovulmuş melunun ismini cismini bir insana yakıştırmak ne haddimize. Allah'ın gücüne gider falan tövbe de!" Sözlerinden sonra başını sağa sola çeviren Selçuk içinden kendine saydırıyordu. Gıybet makinası gibi gelip ili dakika da adamın kızını yermişti. Tamam biraz değişik bir karaktere ve yapıya sahip ola bilirdi ama böyle bir lakabı hak edecek kadar değil di muhakkak. Allah katında affedilmeyecek olan şeytan la kızı özleştirmekte neyin nesiydi?
Düşüncelerinin daha çok dağılması ile toparlanmaya çalıştı. Yaptıklarını Sahra'ya yakıştıramasa da böyle bir etiketi ona yapıştırmaları da tuhafına gitmişti.
Mehmet karşısındaki adamı baştan ayağa inceleyen bakışlarla süzdü. Onun saygısı, edebi hoşuna gitmişti. Kızına karşı olan tutumu da gözünden kaçmamıştı. Sahra zor bir insan dı. Yıllar önce kaybettiği Emine nine si sanki onda tekrar can bulmuştu. Üstelik sevgili karısının huyları, inadı ve dik başlılığı da ninesinin karakterinin üzerine eklenince,çevirdiği dolaplar yüzünden amcaları bile yaka silker olmuş,kendisi de baş edemeyecek dereceye gelmişti. Hepsinden çok onun için endişeleniyordu. Dik başlılığı ve boyun eğmez tavrıyla başına bir iş gelmesinden korkuyordu. Her taşın altın dan onun çıktığı ve kızların ele başı olduğunu elbetteki geçen yıllar da gayet net bir şekil de öğrenmişti. Ne var dı sanki ninesi ve karısının huylarını alıp onlara çekecek ? Babasının mülayimliğini, ince düşüncelerini, uzlaşmacı tavrını alsa ne olurdu sanki? Ama Meyra ve Tuğra'nın yumuşak başlılığı dışında bütün çocukları ezelden sözleşmiş gibi kendisi hariç herkese çekmişti. Tabi en çokta Sahra!
Bakışlarını kısarak aldığı kararı kendi kendine onayladı. Böyle bir fırsat insanın ayağına kırk yılda bir gelirdi. Eee Sahra'nın yaşını ve başına açtığı işleri düşünecek olursa değil kırk yıl, kırk gün bile bekleyemezdi. Madem kızı kendi diliyle bu adamı seçtiğini ilan etmiş, bu çocukta kızını korumak adına bunu kendisine bildirmişti ona da yollarını açmak düşerdi. Sonuçta o ileri görüşlü bir babaydı. Buğazunı temizleyerek Selçuk'un bakışlarını üzerine çekti.
"O lakabı uzun yıllar önce nineme takmışlar evlat. Köylük yer sonuçta. Ninem de çok zeki kadınmış o yüzden. Eee köyle hala bağlantımız var şükür. " Başıyla araçtaki kızını işaret edip sözlerine devam etti. " Sahra'da tıpkı ninem gibi zeka fışkırıyor maşallah! Huyu suyu da bir. Kimseye pabuç bırakmayınca köyde ona da ninamin lakabını takmışlar işte." Mehmet'in sözleri ile Selçuk'un bakışları kısa bir an araçtaki kızı bulurken kendisini toparlayarak bakışlarını hızla geri çekti. Kimseye pabuç bırakmayan,dik başlı,dediğim dedik bir kız olduğunu bu gece zaten fark etmişti ama kendisini hiç alakadar etmiyordu. Bu geceki kızın sözlerine takılsada,kendisi de o kızı ilgilendirmese onun için iyi olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ DİLDE AŞK (DAVA SERİSİ 3) FİNAL OLDU
Ficción General+18 Sahneler içerir Meydanda kalırsam yazılsın taşa Kader de ne varsa o gelirmiş başa... Bir yüreğe iki sevda sığar mı? İlk sevdanı dünyaya gözlerini ilk açtığında isminle beraber fısıldadılarsa kulağına,diğer sevdan ruhun bedenine üflendiğinde yazı...