Bölüm 3- Buldum

678 40 6
                                    

Gelen mesaj sesiyle telefonu eline aldı Baekhyun.

Channie❤️
Arabadayım aşkım seni bekliyorum. Bütün gün göremedim seni çabuk gelll :*

Baekhyun mesajı okuduktan sonra kalktı ve üstünü değiştirdi. Chanyeol'a söylese miydi emin değildi. Sakin adımlarla aşağıya indi. Lobide bulunan arkadaşlarına 'iyi akşamlar' dedikten sonra hastaneden çıktı. Arabanın oraya ilerlemeye başladı. Sonunda ulaştı ve arabaya binince hemen Chanyeol'a sarıldı. Chanyeol da hemen sıkıca sarıldı ve sevdiğinin saçlarına öpücükler kondurdu. Geri çekildiklerinde Baekhyun'un ten renginin biraz solgun olduğunu farketmişti.

"Bebeğim sen iyi misin?"

"İyiyim Channie neden?"

"Ten rengin solmuş sanki hasta mısın yoksa?"

"Hayır hasta değilim sevgilim. Sadece... Bazı olaylar oldu. Eve gidelim anlatacağım her şeyi."

"Tamam bebeğim sen eve gidene kadar kestir istersen biraz."

Ardından Baekhyun eve gidene kadar uyumuştu. Chanyeol ise araba durdukça hep ona baktı. Onu bu derece etkileyen olayın ne olduğunu merak ediyordu.

Sonunda eve vardılar. Önce ikisi duşlarını alıp temizlendiler, sonra yemeklerini yediler. Ardından yukarıdaki oturma odasına çıkıp şömineyi yaktılar ve battaniyeyi üzerlerine alıp karşısındaki kanepeye oturdular.

"Şimdi anlat bakalım bugün ne oldu?"

Baekhyun önce derin bir nefes aldı.

"Taeyang'ı hatırlıyorsun değil mi?"

Chanyeol önce biraz düşündü.

"Şu adı lazım olmayan gruptan biriydi değil mi? Evet oyd- Bir dakika. Neden onu soruyorsun?"

"Bugün yanıma o geldi."

"Nasıl yani? Sana bir şey yaptı mı? Beni neden çağırmad-"

"Önce beni bir dinle hayatım."

"Tamam dinliyorum. Sadece endişelendim."

"Geldi ve benden özür diledi. Yaptıklarından dolayı çok pişmanmış. Ama J-jiyong'un başka planları olduğunu söyledi. Dikkat etmem gerektiğini söyledi. Artık onlarla bir bağı yokmuş. Başta inanmadım ama cidden samimi gözüküyordu. Tabii ki de affetmedim ama uyarısına kulak assak iyi olabilir Chan. Bana zarar vermekten fazlasını yapabileceğini söyledi. Sana bir şey olmasından korkuyorum."

Baekhyun sözlerini dolu gözlerle bitirince Chanyeol ona sımsıkı sarıldı.

"Korkmana gerek yok bebeğim. Ne sana bir şey olmasına izin veririm, ne de seni bensiz bırakırım. Ve dediğin gibi, dikkatli olsak bir şey kaybetmeyiz sevgilim. Ancak geldiğini keşke bana daha önce söyleseydin."

"Haklısın özür dilerim."

"Özür dileme Baek. Bunun için söylemedim. Sadece o sıradaki durumunu tahmin edebiliyorum ve onun karşısında tek başına kalmanı ve onunla yüzleşmeni istemezdim." Baek onu onayladıktan sonra sessiz kaldı. Ama Chanyeol bir şeyler olduğunu anlamıştı.

"Söylemediğin bir şey mi var Baek?"

"Yoo neden?"

"Çünkü seni tanıyorum ve şu an bir şeyi saklıyorsun. Başka ne söyledi?"

"Gereksiz bir şey ya önemli değil."

"Söyle Baek."

"Off tamam. Beni sevdiğini söyledi."

"Ne dediğini söyledi sevdi? Bir dakika. Ne dedi dedin sen?"

"Öyle işte." Chanyeol içinde patlak vermiş kızgın Volkan'lara rağmen Baekhyun'un gerginliğini almak için biraz şakaya vurmaya karar verdi.

"Bu kadar güzel olmak zorunda mıydın?"

"Eh?"

"Çevrende seni isteyen kurtların sayısı artıyor. Ne yapmalıyız?" Baekhyun Chanyeol'a baktı. Chanyeol gülümsedi ve burnuna öpücük kondurdu.

"Ama benim seni kaptırmaya hiç niyetim yok." Birbirine aşık dudaklar yine birleşmişti yavaşça. Chanyeol üst dudakta bir süre oyalandıktan sonra alt dudağını da biraz öptü ve dudaklarını geri çekti. Alınları birleşikti.

"Sakın korkma tamam mı? Ben varken kimse senin saçının teline dahi zarar veremez. Buna izin vermem."

"Sen yanımdayken korkmuyorum zaten."

Chanyeol gülümsedi ve Baekhyun'a sarılmaya devam etti. Sevdiği yanındaydı işte. Başka neye ihtiyacı vardı ki?

...

Gece olmuştu. Baekhyun oturma odasında uyumuştu, Chanyeol da onu yatağa taşıdıktan sonra aşağıya inmişti. Ufak bir şeyler atıştırırken çalmaya başlayan telefonuyla elindeki içeceği bırakıp telefonu eline aldı. Gördüğü isimle heyecanlanıp hemen açtı telefonu. Yaptığı minik bir konuşmadan sonra kapattı telefonu. Gülümsüyordu. Sonunda halletmişti bunu. Yarın büyük gündü.

...

Baekhyun sabahın köründe gelen bir telefonla Chanyeol'dan önce çıkıp acil bir ameliyata gitmişti. Chanyeol da yaklaşık 1 saat sonra kalktı ve ufak bir şeyler atıştırıp evden çıktı. Bugünlük hastahane işlerini babasına devretmişti. Çünkü kendisinin halletmesi gereken başka işler vardı. Arabayı eve yarım saat uzaklıktaki kafeye sürdü. Kafenin önüne gelip arabayı valeye verdikten sonra içeri girdi ve gözleriyle etrafı tarafı. Aradığı yüzleri bulunca gülümsedi ve o tarafa doğru ilerledi.

"Merhaba."

...

Baekhyun hastaneden çıktıktan sonra yorgun bir biçimde arabaya bindi. Mesaisinin yarısı ameliyata gitmişti. Bu aralar cidden halsiz hissediyordu. Doktor arkadaşı Heechul'a bir görünse iyi olacaktı. Normalde bugün Kyungsoo ve Luhan'la buluşacaktı, ama Chanyeol işten sonra hemen eve gelmesi gerektiğini söylemişti. O da fazla ısrar etmeyip 'tamam' demişti. O yüzden fazla oyalanmadan arabayı çalıştırıp eve sürdü. Hastahane eve fazla uzak değildi. 20 dakikada eve varmıştı. Arabayı kilitledi ve kapıyı açtı. Kapıyı kapatıp ayakkabılarını çıkarttıktan sonra Chanyeol'un sesini duydu.

"Bahçeye gel Baek!"

Evin arka tarafına doğru ilerlerken elindeki telefonda Kyungsoo ve Luhan'ın olduğu mesajlaşma grubuna bir şeyler yazıyordu. Bahçeye çıktı ve koltuğun oraya doğru ilerledi. Kafasını telefondan kaldırdığında karşısında gördüğü sadece Chanyeol değildi. 3 kişi daha vardı ve bu üç kişi ona oldukça tanıdık geliyordu. Hepsinin yüzüne daha dikkatli bakınca anlamıştı onların kim olduğunu. Elindeki telefon kayıp yeri boylarken gözleri de aynı karşısındakiler gibi hızla dolmaya başlamıştı.Titreyen sesiyle konuşmaya çalıştı.

"A-a-anne?"

...

Taa kitabın en başından beri aklımda olan şeylerden birini gerçekleştiriyorum. Mutluyumm :)

OUR STORY 2 -CHANBAEK-  (Sezon 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin