Kırmızı Başlıklı Çocuk

534 35 4
                                    

Jongin ve Sehun hastahaneye Chanyeol'u ziyarete gelmişlerdi. Uzun süredir görüşemiyorlardı. Görüşmek istiyorlardı ama bu pek mümkün olamıyordu. Hepsi oldukça yoğun çalışıyorlardı. Ama hala eskisi gibi yakınlardı.

"Yani sonuca gel bro. Ne yapmayı planlıyorsun?"

Chanyeol başlarından geçen olayları kısa bir Özet olarak anlatmıştı. Bu süreç Baek'i de, onu da yıpratmıştı.

"İkimizin de işlerini ayarlayıp bir tatil oluşturacağım. İkimizin de buna çok ihtiyacı var. Hatta hep beraber gidelim. Nasıl fikir?"

Aslında bu fikir Sehun'u da Jongin'i de cezbetmişti ama dediğim gibi, onlar artık iş sahibi insanlardı.

"Bilmiyorum Chan izinleri ayarlayabilirsek neden olmasın?"

Konuşma burada başlamıştı ve önlerindeki 2 gün boyunca üçü de araştırma yapmaya başlamıştı.

...

Ertesi gün akşamı gelip çatmıştı. Chanyeol tatili ayarlamıştı. Hunhan ve Jongsoo da geliyordu. Baekhyun'a daha söylememişti. Sürpriz yapmayı planlıyordu. Çünkü Baek sürprizleri çok severdi.

Dişlerini fırçalayıp yatağa geçti. Baekhyun da uzanıyordu. Chanyeol yatağa yatıp Baekhyun'u göğsüne doğru çekti.

"Yeollie bana masal anlatır mısın?"

"Anlatırım anlatmasına da, birdenbire nereden esti bu hayatım?"

Baekhyun daha da sırnaştı eşine. Chanyeol gülümsedi.

"Bilmem, canım istedi bir anda. Hadiii."

Chanyeol Baekhyun daha da mızmızlanmasan anlatmaya başladı.

""Bir zamanlar küçük bir çocuk varmış. Annesi ona üzerinde kırmızı başlığı olan bir pelerin almış. Küçük bu pelerini çok seviyormuş ve nereye gitse onu giyiyormuş. Bu nedenle de herkes ona Kırmızı Başlıklı Çocuk diyormuş. Bir gü""

"Bir dakika. Cidden Kırmızı Başlıklı Kız'ı mı anlatacaksın?"

Chanyeol da güldü.

"Sadece dinlee. Hem bu Kırmızı Başlıklı Çocuk."

Ve ardından anlatmaya devam etti.

""Bir gün seslenmiş küçük çocuğun annesi. "Büyükannen hâlâ hasta. Hadi giyin de, ona yaptığım şu çöreği götür."

Kırmızı Başlıklı Çocuk da kıyafetini giymiş, üzerine kırmızı başlıklı pelerinini geçirmiş, başlığı çenesinin altında sıkıca bağlamış ve yola çıkmış.

Tam ormana girmiş, birkaç adım atmış ki, çalılıkların arasından bir ses duymuş. Yola birden bir kurt fırlamış. Kırmızı Başlıklı Çocuk korkusundan az kalsın elindeki sepeti düşürüyormuş. Fakat kurt hiç de öyle düşmanca görünmüyormuş. "Nereye böyle küçük çocuk?" diye sormuş kurt. "Büyükanneme gidiyorum," demiş Kırmızı Başlıklı çocuk. "Büyükannemin sağlığı pek iyi
değil."

"Bak sana ne diyeceğim. Ben bir koşu gidip Büyükannene senin yolda olduğunu haber vereyim. Yalnız sakın yolda oyalanayım falan deme, olur mu? Başına bir şey gelmesini istemeyiz, öyle değil mi?"

Kurt oradan hemen sıvışmış! Çünkü yakınlarda bir oduncu dolaşıyormuş. Kırmızı Başlıklı Çocuk yolda ağır ağır ilerlerken kurt kestirmeden Büyükannenin evine varmış, kapıyı çalmış.

"Kim o?" diye seslenmiş içeriden yaşlı kadın.

Kurt sesini değiştirerek, "Benim, Kırmızı Başlıklı Çocuk" demiş. "Kapı açık yavrum," diye seslenmiş Büyükanne. Kurt hemen içeri dalmış. Öyle açmış ki! Bu yüzden Büyükanneyi çiğnemeden bir lokmada yutuvermiş. Biraz sonra Kırmızı Başlıklı Çocuk Büyükannenin kapısını çalmış. "Kim o?" diye seslenmiş kurt yumuşak bir sesle.

"Benim, Kırmızı Başlıklı Çocuk."

"Kapı açık bebeğim," diye seslenmiş kurt. "İçeri girebilirsin."

Kırmızı Başlıklı Çocuk bir an için tereddüt etmiş. 'Büyükannemin sesi ne kadar da garip böyle?' diye düşünmüş. Sonra büyükannesinin hasta olduğu gelmiş aklına ve kapının mandalını kaldırıp açarak içeri girmiş.

Kurt, Büyükannenin geceliğini giymiş, onun başlığını ve gözlüğünü takmış yatakta yatıyormuş. Yorganı boğazına kadar çekmiş, içerisi karanlık olsun ve suratı fark edilmesin diye de perdeleri iyice kapamış.

Kırmızı Başlıklı Kız çöreği yatağın yanında ki küçük masanın üzerine koymuş, ama hemen kurdun yanına gitmemiş. Çünkü Büyükannesi bir tuhaf görünüyormuş.

"Kolların neden bu kadar büyük Büyükanne?"

"Seni daha iyi kucaklamak için!" ""

Bunu dedikten sonra Baekhyun'u sıkı sıkı sarmış.

"" "Kulakların neden büyük, peki?"

"Seni daha iyi duyabilmek için!" demiş kurt.

"Gözlerin neden kocaman, peki?"

"Seni daha iyi görebilmek için," demiş kurt.

"Dişlerin neden sivri peki?"

"Seni daha iyi yiyebilmek için," ""

Bunu dedikten sonra Baekhyuna eğilip yanağını ısırdı Chanyeol. Baekhyun kahkahalarla onu kendinden uzaklaştırmaya çalışıyordu. En sonunda bu kadar ısırmanın yeterli olduğunu anladıktan sonra Chanyeol sevdiğinin dudaklarına yapıştı. Belki sürekli öpüşmeleri dışarıdan çok sinir bozucu görünüyordu, ama onların umrunda değildi. Kendilerini güvende hissettikleri bir limandı dudakları.

"İyi geceler Baebeğim."

"Tanrı aşkına şu espriden ne zaman vazgeçiceksin?"

Chanyeol gülüp Baekhyun'a iyice yanaştı.

"Asla vazgeçmeyeceğim desem?"

Baekhyun yumruğunu gösterdi.

"O zaman yumruğumu tadacaksın desem?"

"Senden gelen her şey kabulüm desem?"

"Offf. İyi geceler Park."

Chanyeol güldü ve alnından öptü Baekhyun'u. Ardından gözlerini kapatmadan önce son kez konuştu.

"Seni seviyorum Park. Çok seviyorum."




...

Herkese merhaba. Yine çok ara verdim evet. Farkındayım. Çok özür dilerim bunun için. Ama ne zaman yazmak için girsem, bir cümleyi zar zor yazıyordum. Asla ilham gelmiyordu. Ben de o sırada atmak istemedim. Umarım bu bölümü beğenirsiniz. Teşekkür ederim.

OUR STORY 2 -CHANBAEK-  (Sezon 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin