O sırada ameliyathanenin dışarı açılan kapısı açıldı ancak herkes oldukça konsantre olduğu için farketmemişlerdi. Chanyeol da telefondan kafasını kaldırıp geleni görünce koca bir siktir çekti. Baekhyun ise hala farkında değildi. Ta ki ensesine değen soğuk bir metal parçasına kadar.
"Beni özledin mi Baekkie?"
Baekhyun nefesini tutmuştu. Bu ses çok tanıdıktı. Sakince elindeki ameliyat aletini yana bıraktı ve arkasını döndü. Sakin olmak zorundaydı, yoksa bu ameliyat olan hastanın canına mal olabilirdi.
Arkasını döndü ve sonuç beklediği gibiydi. Kwon Jiyong... Elinde ona doğrulttuğu silahı ile karşısındaydı. Şu an içindeki fırtınaları sakinleştirip dışa vurmamaya çalışan Baekhyun cidden zor anlar yaşıyordu. Ama öncelikle ameliyatı bitirmesi gerekiyordu. Ancak ameliyat ekibini tehlikeye atamazdı. Geriye tek bir seçenek kalıyordu. Ameliyatı tek başına yapmak. Kafasını ekine doğru çevirdi.
"İyi iş çıkardınız. Kalanını ben hallederim. Şimdi hepiniz buradan çıkın."
Ekipteki herkesten itiraz sesleri yükselmeye başlamıştı. Baekhyun sesini yükseltip dediklerini tekrarlayınca kimse ona karşı çıkamadı ve korka korka ameliyathaneden çıktılar. Baekhyun titrek bir nefes verdi ve Jiyong'a baktı.
"Sadece bu ameliyatı bitirmeme izin ver. Olay bizim aramızda, suçsuz bir kızın hayatını buna dahil edemezsin."
Jiyong silahını indirmedi ama biraz geri gitti.
"Onca zaman bekledim, şimdi biraz daha bekleyebilirim. Ama bundan sonra benim olacaksın. Bizi hiçbir şey ayırmayacak, o aptal Park bozuntusu bile."
Baekhyun açık yarada oluşan birkaç tersliği farkedip onları düzeltmek için uğraşıyordu.
"Benim de bir Park olduğumu unutuyorsun."
Alayla söyledi Baekhyun. Jiyong bir anda sinirlendi ve silahın ucuyla Baekhyun'un kafasına vurdu.
"Sen. Park. Falan. Değilsin. Baekhyun. Anladın mı?"
Her kelimesinden sonra silahı kafasına tekrar değdirmişti.
O sırada Chanyeol ameliyathanenin kapısına anca gelmişti. İçerde gördüğü manzara onun sinirlerini iyice germişti ve kapıyı hızla açıp içeri girmeye kalktı. Jiyong bunu gördüğünde hemen Baekhyun'u kendine çekip silahı şakağına dayadı.
"Bir adım dahi atarsan onu ve kendimi öldürürüm."
Chanyeol Baekhyun'a baktı. O onun hayatıydı. Riske giremezdi. Sakince konuşmayı denedi ancak Jiyong yolundan dönmüyordu. O sırada hastaya bağlı olan makinede değişik sesler çıkmaya başlayınca hepsi o tarafa döndü.
"Lanet olsun uyanıyor."
Ameliyatın şimdiye kadar çoktan bitmesi planlandığı için narkoz yeterli miktarda verilmişti. Ancak kız şu an uyanıyordu ve göğsünde daha kapanmamış kocaman bir delik vardı!
"Chanyeol lütfen çık yoksa kız ölebilir!"
Chanyeol istemeyerek ameliyathaneden çıktı ancak bakışlarını asla oradan çekmedi. Baekhyun Jiyong'a döndü.
"Ameliyatı bitirene kadar bir adım dahi yaklaşmaya kalkma sakın!"
Ardından maskesini, saçına bağladığı boneyi ve eldivenlerini çıkarttı. Ardından anestezi makinesinin başına geçip gereken anesteziyi uyguladı. 30 saniye sonra kız tekrar uyuyacaktı. Hemen kızın yanına oturdu.
"N-nerde-deyim b-ben?"
Baekhyun kızın yüzünü okşayıp zor da olsa gülümsedi.
"Ameliyatın Yeni bitti ve sen şu an dinlendirme odasındasın. Anestezi etkisini biraz erken yitirdi ve bu nedenle canın çok yanıyor. Ama ben şimdi takviye yaptım. Beraber 10'a kadar sayalım mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OUR STORY 2 -CHANBAEK- (Sezon 2)
FanfictionHikayemiz kaldığı yerden devam ediyor Baek. Daha çok şey yaşayacağız, Yeni bir kitap daha yazacağız seninle meleğim...