Senden Bana Kalan

506 36 15
                                    

"Yok diyorum hiçbir yerde yok hiçbir hastahanede kaydı alınmamış."

Sehun gerginlikle etrafta dönüp duruyordu. Chanyeollardaydılar. Park ailesi, Byun ailesi, Jongin ve Kyungsoo, Chanyeol ve Baekhyun, Sehun ve... Elindeki telefon. Yoktu. Geç kavuştuğu sevdiğinden gelen en ufak bir haber dahi yoktu. Bu onu çıldırtıyordu.

Baekhyun ve Chanyeol aşağıya indi. Doktor kontrolüne gitmişlerdi sabah. Baekhyun'u ek vitamin haplarına başlatmıştı doktor. Bünyesi ciddi anlamda Pert olmuştu. Seohyun onları görünce yanlarına gitti ve Baekhyun'un koluna girip inmesine yardımcı oldu. Ardından ikisi beraber Kyungsoo'nun yanına oturdular. Chanyeol ise Jongin ve Sehun'un yanına gitti. Bay Park hastahaneleri soruşturuyordu, Bay Byun ise başka bir yerde herhangi bir kayıt var mı diye kontrol ediyordu. Ardından Bay Park seslendi.

"Sehun sana biraz sonra bir isim listesi gelecek mesaj olarak. Seul Üniversitesi Hastanesi'ne gelen bir grup yaralı daha varmış. Daha kontrol edilmemişler ancak isimleri teşhis edilmiş."

Sehun korkuyla sordu.

"Peki hayattalar mıymış?"

Bay Park gözlüğünü çıkartıp Sehun'un yanına geldi ve omzunu sıktı.

"Aralarında ölü olanlar varmış ama kim olduklarını bilmiyorum. Sen gönlünü ferah tutmaya çalış evlat. Küçüklüğünden beri tanıyorum seni. Güçlüsün, şimdi zor durumdasın evet ama güçlü kalmak zorundasın."

Ardından mesaj sesi geldi. Sehun gözündeki yaşları silip hızla telefonu aldı ve isimlere bakmaya başladı.

"Yong Chunghee- sağ
Park Minjong- sağ
Jung Hyunsu- ölü
Kim Iseul- ölü
Yong Chewa- ölü
.
.
.
Kim Micha-ölü
Yong Sooyong-ölü
Oh Luhan- özel durum
LUHAN İŞTE BURADA! Bulduk onu..."

Sehun dizlerinin üstüne düştü ve içi parçalanırcasına ağlamaya başladı. Jongin ve Chanyeol ona sarılırken Baekhyun ve Kyungsoo da birbirlerine sarılıp ağlamaya başladı. Bir süre sonra Seohyun merakla sordu.

"Özel durum da neyin nesi? Ne anlama geldiğini hiç anlayamadım."

Bay Park içerideki telefon konuşmasını sonlandırıp salona döndü.

"Sorunu şimdi öğrendiğim bilgiyle cevaplandıracağım küçük hanım ancak şimdi herkes lütfen otursun."

Uzun koltuğa sırasıyla Kyungsoo, Jongin, Sehun, Chanyeol ve Baekhyun oturdular. Diğer aile üyeleri de boş yerlere oturdular. Herkesin oturduğunu anlayan Bay Park konuşmaya başlamadan önce boğazını temizledi.

"Herkesten farklı olarak Luhan'da daha garip bir durum var. Bu garip durum da şu ki, Luhan hamile. Sehun bunu bildiğini varsayıyorum çünkü bebek 4 aylık."

Sehun ağlamaya başladı. Öbürleri ise şoktaydı.

"Size geldiğimizde sürpriz yapacaktık. Ben söylemek istemiştim ama Luhan çok ısrar etti. Kıramadım onu."

"Evet. Özel durum da burada başlıyor. Bebek hala yaşıyor Sehun."

Sehun şokla Bay Park'a baktı. Tam ağzını açmışken Bay Park devam etti konuşmaya.

"Lafımı tamamlamama izin ver Sehun. Benim için kolay değil böyle bir haberi vermek. Bebek yaşıyor evet, ancak Luhan... Uçak düştüğünde oradaki bir cisim Luhan'ın hayati sistemini çalıştıran bazı sinirlere zarar vermiş. Luhan şu anda makinelere bağlı olarak nefes alıp veriyor."

Baekhyun anladığı şeyle ağlamaya başladı. Kyungsoo ise sordu.

"Peki makineler çıkartılırsa ne olacak?"

"Sinirlere verilmiş hasar tedavi edilemeyecek kadar ağır maalesef çocuklar. Üzgünüm ancak, makineler çıkartıldığı anda Luhan bir daha nefes alamayacak. Şu anda ise makinelere bağlı olmasının nedeni dediğim gibi karnındaki hala canlı olan Bebek. Doktorlar bebeğin doğabileceğini düşünüyorlarmış ancak Luhan için başka bir umut yok. Çok üzgünüm çocuklar."

Bunu duyduğu anda Sehun kriz geçirmeye başladı. Deli gibi titriyordu, deli gibi terliyordu. Ağzından çıkan tek kelime durumu kabul etmediğiydi. Kısıkça çıkan sesi bağırtılara dönüştüğünde Bay Park Bayan Byun'dan sakinleştirici iğneyi alıp Sehun'a enjekte etti. Chanyeol ve Jongin Onu götürüp oturma odasına yatırdılar.

Baekhyun ise ağlamaya devam ediyordu. Kyungsoo ile birbirlerine sarıldılar. İkisi de kendilerine gelemiyorlardı. Hayata tutunması için destek olan kişiydi Luhan Baekhyun'a göre. Şimdi o hayata tutunmuşken, o neredeydi?

Kyungsoo ise... O da kabullenemiyordu. Söz vermişlerdi. Ölene dek beraber, demişlerdi. Şimdi Luhan sözünü tutmuş mu oluyordu? Peki ya Kyungsoo? O nasıl tutacaktı sözünü?

Chanyeol ve Jongin aşağıya indi. Chanyeol hemen Baekhyun'un yanına gelip sarıldı sıkıca. Baekhyun'un hıçkırıkları artmıştı. Chanyeol onu anlıyordu. O da Sehun'u kaybettiğini sanmıştı. Ancak o artık buradaydı. Ama Luhan için nasıl avutabilirdi ki onu? Sımsıkı sarılıp saçlarını okşamaya devam etti. Ardından Baekhyun hıçkırıklarıyla beraber uyuyakaldı. Chanyeol da onun saçlarını okşamaya devam etti.

Kyungsoo ise sessizce ağlıyordu. Ondan bağımsız olarak gözyaşları akıp gidiyordu. Jongin onu kucağına çekti ve sarıldı. Ona dediği hiçbir şey sevgilisinin ağlamasını durduramazdı, farkındaydı. Sadece sarıldı bu yüzden. Sadece sarıldı.

...

Herkes biraz olsun sakinleşip Sehun uyanınca hep beraber hastaneye doğru gitmeye başladılar. Yarım saat kadar bir uzaklık vardı. Ancak her biri için o yarım saatin her bir dakikası bir saat gibi geçiyordu.

Sonunda hastaneye vardılar. Sehun hızla arabadan çıkıp danışmaya doğru ilerledi. Bulunduğu odayı öğrendikten sonra öbürlerinin yanına gitti ve hep birlikte Luhan'ın bulunduğu odaya doğru ilerlediler. Odanın camı perdesizdi. Sehun gittiği anda camın ardında gördüğü bedenle gözleri doldu. Cama ellerini koydu, sanki ona ordan dokunabilirmiş gibi. Gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı zaten. Sevdiğini orada makinelere bağlı bir şekilde gördükten sonra o da yaşadığını hissetmiyordu ki. Ardından diğerleri geldi. Onlar da dayanma gücü arıyorlardı birbirlerinde. Çok zordu. Onca yılınızı orada hareketsiz yatarken görmek çok zordu. Hemşire geldi yanlarına.

"Bir kişiyi içeri hastanın yanına alabiliriz. Kim girecekse önce kıyafetlerini değiştirmesi gerekiyor."

Sehun hızla öne atıldı. Kıyafetlerini değiştirdi ve içeri girdi. Gözleri anında dolmuştu ancak kendini tuttu ve yatağın yanına oturdu. Sevdiğinin ellerini ellerinin arasına aldı. Buz gibiydi, öptü. Saçlarını okşadı. Parmağıyla bütün yüz hatlarının üstünden geçti. Gözlerinde durdu parmakları, açıp parlak gözlerini kendisine göstersin istedi. Çok canı yanıyordu. Sanki biri kalbini ellerinin arasına almış, parçalarcasına sıkmaya devam ediyordu. Sonra gözleri Luhan'ın karnına gitti. 4. Ayın verdiği şişlik gözle görülebiliyordu. Elini oraya götürdü. Koydu ve okşadı. O okşamaya devam ederken bir anda minik bir hareket hissetti. Şokla gözlerini büyüttü. Elinin altında bir tekme hissetmişti. Sanki bebeği ona 'Ben buradayım' dermiş gibi. Sehun dayanamadı ve başını Luhan'ın göğsüne yaslayıp içli içli ağlamaya başladı. İstemiyordu. Yaşam sebebini kaybetmek istemiyordu. Ama dayanacaktı. Elinin altında güçsüz tekmeleriyle kendini gösteren bebeği için dayanacaktı...


Ay ne drama yaptım be. Neyse arkadaşlar, güzel günleri de göreceğiz. Biraz daha dayanmamız gerekiyor. Ve Luhan için üzgünüm...

OUR STORY 2 -CHANBAEK-  (Sezon 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin