Bilinmeyen numara: Selam! Benim, uçaktaki hostes :) Seni buldum sonunda, bence daha çok eğlenebiliriz. Beni ara bebeğim :*
Bu lanet olasıca mesaj da neyin nesiydi böyle? Baekhyun anlayamıyordu. O sırada Chanyeol çıktı duştan. Baekhyun'un dolu gözlerle kendi telefonuna baktığını gördü ve gidip telefonu alıp ne olduğuna baktı.
"Umarım bunun için düzgün bir açıklaman vardır Chanyeol..."
"B-Baek ben tanımıyorum bunu. Bebeğim bir dinlesen beni."
"Chan sonra konuşalım şu an seni sakince dinleyebilir miyim hiç ama hiç emin değilim ve seni yoktan yere kırmayı hiç istemiyorum."
Bunu dedikten sonra Baekhyun motelden dışarı çıktı. Chanyeol peşinden gidecekti ama birkaç dakika yalnız kalsa onun için daha iyi olabilirdi. Birbirlerine kırgın kalamazlardı. Chanyeol da buna güveniyordu zaten. Mesaj atan numarayı engelleyip dışarı çıktı.
O sırada Baekhyun iskelenin en ucuna kadar gidip oraya oturmuştu. Ayakları da suyun içindeydi. Bu onu oldukça rahatlatıyordu. Tabi ki de biliyordu Chanyeol'un onu aldatmadığını. Tanışalı neredeyse 10 sene olmuştu. Artık onu ondan daha iyi tanıyacak bir seviyedelerdi. O yüzden biliyordu. Chanyeol'un bir suçu yoktu. Sadece bir anda öyle bir mesaj görünce sinirlenmişti o kıza.
O düşünedururken Chanyeol da onu arıyordu. Tahmin ettiği yerde çıkması onu sevindirmişti. Gidip Baekhyun'un yanına oturdu. İlk başta irkildi Baekhyun. Sonra yanındakinin Chanyeol olduğunu görünce geri önüne döndü.
"Baek ben cidde-"
Onun sözünü bölen şey Baekhyun'un ona sımsıkı sarılmasıydı. O da fazla beklemeden kollarını ona doladı.
"Sana güvendiğimi biliyorsun sevgilim. Sadece sinirlendim bir an."
"Biliyorum bebeğim, tabi ki de biliyorum."
Sonrasında ne olduğunu söylemeye gerek var mı? Mükemmel bir ay ışığı altında tutku ve sevgiyle dudaklarını kavuşturan bir çift... Bundan daha güzel ne olabilirdi ki?
...
"Bebeğim?"
Chanyeol kumlarda oturan Baekhyun'a seslendi. Bugün Maldivler'de son günleriydi. Luhan ve Sehun bir son dakika kararı ile gelememişlerdi. Jongin ve Kyungsoo çifti ile beraber güzel bir akşam yemeği planlamışlardı. Hava hafiften kararmaya başlamıştı ve bu saatlerde gökyüzü Harika bir görsel şölen sunuyordu.
"Efendim sevgilim?"
"Hadi yavaştan motele dönelim. Giyinip restauranta geçeriz. Jongin ve Kyungsoo da oradalarmış."
Chanyeol Baekhyun'un arkasında eğildikten sonra bunu söyledi ve boynuna ufak bir öpücük kondurdu.
Beraber kalktılar ve motellerinde geçtiler. Üstlerini değiştirip el ele restauranta doğru yürümeye başladılar. İçeri girdiklerinde Jongin ve Kyungsoo cam kenarı bir masada bekliyorlardı. Yan yana oturmuşlardı ve Kyungsoo cam kenarı tarafta oturuyordu. İkisi bir şeyler konuşuyorlardı ve gülüştükten sonra Jongin Kyungsoo'nun yanağını öptü. Sonra önüne döndüğünde Chanyeol ve Baekhyun'u gördü.
"Oooo süslü çiftimiz ağaç olduk yani. Hiç gelmeseydiniz biz kapınıza getirirdik."
Jongin gülerek söyledi. Ardından Chanyeol ile tokalaştılar. Sonra Jongin Baekhyun'a döndü ve alnına fiske attı.
"Sana da merhaba kızarmış fındık faresi."
Evet, Baekhyun Burada fazlasıyla dışarıda takıldığı için yüzü kırmızılaşmıştı. Fındık faresi ise birkaç gün öncesinden kalmış bir espriydi ama Jongin her Baekhyun'u gördüğünde bunu hatırlatmaktan çekinmiyordu. Chanyeol Baekhyun'u kendine çekti.
"Senin o fiske atan parmağını kırarım Jong."
Kyungsoo yandan kıkırdıyordu. Jongin ona gözlerini büyütüp baktı.
"Kyungie beni neden korumuyorsun? Bu canavar benim parmağımı kıracakmış."
Kyungsoo gülüp Jongin'i yerine oturttu. Ardından Chanyeol ile Baekhyun da oturdu. Siparişlerini verdiler. Yanında da şarap istediler. Şarap önden geldi. Hafiften şaraplarını yudumlamaya başladıklarında Jongin konuştu.
"Madem bugün son günümüz, neden bir çılgınlık yapmıyoruz? Hatırlasana Yeol, eski zamanlardaki gibi."
"Eski zamanlarda yaptığımız bir sürü çılgınlık vardı Jongin. Hangisinden bahsediyorsun?"
Kyungsoo ve Baekhyun göz göze geldiler. İkisi de aynı anda konuştu.
"Ne gibi bir çılgınlıklardan bahsediyorsunuz acaba?"
Chanyeol ve Jongin de birbirlerine anlamlı ve endişeli bir bakış attılar. Ardından Jongin konuştu.
"Benim bahsettiğim barda oturup sabaha kadar içmekti."
Chanyeol Baekhyun'a baktı. Ona göre güzel bir fikirdi ama Baekhyun sever mi emin değildi. Ardından Baekhyun ortaya konuştu.
"Fena fikir değil bence. Madem son günümüz, delicesine eğlenelim bence de."
Herkes gece bara gitme konusunu onaylamıştı. Yemekleri geldi ve yediler. Bolca da sohbet ettiler. Geceye doğru restauranttan çıktılar ve bara doğru ilerlediler.
...
"Ben martini istiyorum. Zeytini bol olsun."
Saat baya ilerlemişti. Bu Baekhyun'un 3. İçkisiydi. Her seferinde hepsi farklı şeyler deniyorlardı ve hepsi yavaştan sarhoş olmaya başlamışlardı. Ama bu onlar için sorun değildi. Zaten bu gece amaçları buydu. Delicesine istediklerini yapmak.
"Ben rom denemek istiyoğrum."
Kyungsoo iyice kafayı bulmaya başlamıştı. Denediği içkiler alkol oranı yüksek içkilerdi.
Hepsi kendini yüksek sesin ve alkolün verdiği adrenalinin tutkusuna kaptırmışken arkadan biri Baekhyun'a yaklaştı.
"Merhaba güzellik."
Baekhyun üstüne alınmamıştı. Chanyeol biraz ilerideydi o sırada. Onu görmüyordu. Arkasına dönünce adamın ona dediğini anladı. Kafası güzeldi o sırada. Martiniyi de içince iyice gitmişti.
"Bana mı diyorsun?"
"Tabii ki de sana diyorum. Güzellik dediğimi duymadın mı?"
Baekhyun gelen Chanyeol'u farketmemişti. Chanyeol geldi ve Baekhyun'un omzuna elini attı.
"Duymamış gibi yapacağım. Sana şansım varken siktir olup gitmeni yüksek mertebede tavsiye ederim. Hadi ikile burdan!"
Adam uzaklaşırken Chanyeol Baekhyun'a döndü.
"Bence buradan çıkmalıyız. Yeterince içtik."
Baekhyun şapşal şapşal etrafına bakındı.
"Öbürleri nerede?"
Biraz etraflarına bakındılar. Az ileride yiyişen çift sanki biraz... Evet evet onlar aradıkları iki isimdi.
"B-bence onları boşvermemiz daha iyi olur."
Beraber dışarı çıkıp sahile doğru yürüdüler. Gecenin ilerleyen saatleri olduğu için kimsecikler yoktu. Onlar da yakalamaca oynadılar, Chanyeol Baekhyun'u sırtına aldı, birbirlerine su fırlattılar. Eğlendiler. Sabaha kadar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OUR STORY 2 -CHANBAEK- (Sezon 2)
FanfictionHikayemiz kaldığı yerden devam ediyor Baek. Daha çok şey yaşayacağız, Yeni bir kitap daha yazacağız seninle meleğim...