Buse karşısındaki çifte bir süre hülyalı bakışlarla baksa da, on beş saniyeden uzun süren öpüşme çevre tarafından dikkat çekince, öksürerek olaya müdahale etme gereği duydu.
Aslı öksürük sesiyle kendine gelince, dudakları ayırıp, ne ara oraya çıkardığını bilmediği elini genç adamın yanağından indirdi. Yanakları al al olmuş, neredeyse az evvel öğrendiklerinin gerginliğini bile unutmuştu.
Sedat ise sırıtmadan yapamadı. Elinin tersiyle genç kadının kızaran yanaklarını okşadı. "Utandın mı sen?" dedi bir de üstüne.
Aslı ona bakmadan önüne döndü, Sedat başını kadına doğru eğdi, "Yanakların da kızardı, baksana Gece Kuşum!"
Aslı'nın elleri hemen yanaklarına gidip soğuk elleriyle yanan yanaklarını soğutmaya çalıştı. Sedat bu hareketle gülüp Buse'ye göz kırptı. "Ablan da böyle işte, öpmeye gelince öpüyor ama sonrasında bir de utangaçlığıyla uğraşıyoruz."
Aslı ona kötü kötü baktı. "Uğraşma madem. Uğraş diyen mi oldu?"
Sedat onun dibindeki burun ucunu öptü ve tekrar Buse'ye döndü, "Şikayet ettiğime bakma, ben bu kadının nazına niyazına da bayılıyorum."
Buse kıkırdadı, bu tatlı çifti izlemek akşamın gerginliğini hafifletmişti.
Bir süre daha durup hayatlarını konuştular. Sedat bir zaman sonra susup geri çekilmiş, abla-kardeşin konuşmasını dinleyip onların özlem gidermelerine izin vermişti. Kalkma vakti gelince, Sedat hesabı ödemiş, arabaya binip eve doğru yol almaya başlamışlardı.
Beş dakika sonra Buse arka taraftan kafasını uzattı, "Yalnız benim yurdum bu tarafta değil enişte,"
Sedat 'enişte' sözüyle gülümsemeden edemedi. "Yurduna gitmediğimiz için, bu o kadar da büyük bir sorun oluşturmaz bize."
"Nasıl gitmiyoruz? Ben nerede kalacağım?" dedi Buse şaşkınca.
Aslı Sedat'a baktı, "Biz o kadarını bilemeyiz, değil mi Sedat? Artık biz seni bi' taksi durağına bırakırız, oradan sen yolunu bulursun."
Buse onlara aynı şaşkınlıkla bakıyordu, "Dalga geçiyorsunuz. Dalga geçiyorsunuz, di mi?"
Sedat mahallelerine dönüş yaptı, "Sanmıyorum."
"Ama burası mahalle? Burada taksi durağı ne arar?" Kaşlarını 'Küçük Emrah' gibi yapıp tekrar öne uzandı, "Eniştem beni bırakmaz, di mi enişte?"
Sedat omuz silkti, "Valla bizde patron, ablan. O ne derse o."
"Abla?" Aslı cevap vermedi. "Delirtmeyin adamı ya! Bir şey söyleyin."
Aslı araba bahçeye girip uygun yerde durunca konuştu, "Çok konuşma da yürü. Zaten sana hala kızgınım."
Buse arabadan çıkıp karşısındaki eve hayran hayran bakmaya başladı.
"Buse! Ağzı açık ayran budalası gibi yürüme kızım! Düşeceksin. Düzgün yürü."
Buse başını indirmeden yürümeye devam etti, "Abla? Bu ev bizim bütün köyü alır içine, biliyorsun di mi?"
Aslı başını iki yana sallayıp yanına gelen Sedat'ın elini tuttu. "Evet canım, ondan. Aynen. Haydi içeri. Sabah olacak birazdan ve hava çok soğuk."
Buse kıkırdadı, "Harbi iyi seçim abla. Gerçekten tebrikler."
Sedat pis pis sırıtmadan edemedi. "Eh, baldızdan onay aldık şükür. Bir de kayınbiraderimle anlaşırsak, sorunsuz bir evlilik olur Gece Kuşum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk'im. Sev Beni...❊Tamamlandı❊
Художественная прозаKapak tasarımı için @Buklelisatirlar'a çok teşekkür ediyorum :) ❊❊❊ Geçmişin yaralarıyla baş etmeye çalışan, yeri geldiğinde dalgacı, yeri geldiğinde öfkeli, hırslı bir iş adamı, Sedat. Beş yıl önce bataklık gibi bir yaşamı arkasında bı...