Genç adam kendisini tutmaya çalıştı. Karşısındaki kadın ne kadar güzel olursa olsun, ne kadar tatlı olursa olsun onu öpmeyecekti. En azından Aslı tüm geçmişini ona anlatana kadar sıkacaktı dişini. Kaskatı kaldı karşısında. Elleri yumruk olmuş, yaklaşık kırk saniye kadar önce gülümseyerek 'Hayır, gece buluşması diyorum.' diyen kadına bakıyordu. Ne yapacaktı bu gece kuşuyla? Hiç bilmiyordu...
Aslı onu bir süre izlemiş, hareket etmemesiyle kaşlarını kaldırmıştı. "Gitmiyor muyuz?"
Sedat omuz silkti sadece. Aslı onun gözlerine bakarak yaklaştı. "İyi misiniz Sedat bey?" Sedat başını aşağı yukarı salladı. "O zaman niye konuşmuyorsunuz?" Sedat onun ne kadar inatçı ve istediğinde ne kadar ısrarcı olabildiğini bildiğinden, olayı uzatmamak adına, konuşmaya zorladı kendisini. Eğer odaklanırsa, onu öpmeyebilirdi. Yani en azından öyle sanıyordu.
"Aşağı inelim." dedi sadece. Aslı ona şüpheli bakışlar atsa da, görmezden geldi bunları. Şu anda konsantre olmalıydı. Düşün oğlum, Aslı'nın geçmişini düşün... O merak ettiğin gizem çözülecek birazdan. Şimdi o gece kuşunun dudaklarını düşünmenin sırası değil! Aslı ona hala bakıyordu. "Haydi." diye başıyla merdivenleri gösterdi. "İnelim."
Aslı bir an döndü merdivenlere ama sonra sanki bunu yapması çok zormuş gibi geri dönüp Sedat'a yaklaştı. "Siz bana kızgın mısınız?"
"Nereden çıktı şimdi o?"
"Görmüyor muyum sizce ben? Resmen kasıyorsunuz kendinizi... Demek ki bana çok kızdınız ve belli etmemeye çalışıyorsunuz..." Sesi üzgündü.
Sedat onun her durumu böyle başka şeylere yormasına hala şaşırıyordu. Hatta bu sayede aklı kadının güzelim dudaklarından uzaklaşabilmişti. "Aslı, sana kızgın falan değilim ben. Nereden çıkarıyorsun bu saçma fikirleri anlamıyorum ki!" Sesi akıl erdiremiyormuş gibi çıkmıştı.
Aslı ona bir an inanmaz bakışlarla, sonrasında dedektifvari, en sonunda da görmek istediği şeyi genç adamın gözlerinde görmüş gibi rahatlamış bakışlarla baktı. "Oh ya, iyi o zaman."
Sedat başıyla merdivenleri göstermeden önce gözleri kapatıp bir an sabır diledi. "Geç haydi, inelim aşağı. Yoksa biraz daha burada kalırsak, sen benim seni öldürmek istediğimi falan düşüneceksin."
Aslı ona gülümsedi. "Sanırım haklısınız... Ama ne yapabilirim ki, sımsıkı kapatılıp kilitlenmiş bir kara kutusunuz. İçinizdekileri bir türlü anlayamıyorum..."
"Aslında bakış açını biraz değiştirsen, beni çok kolay anlayacaksın ama..." yaklaşıp yanağında elini gezdirdi. "Gereğinden fazla masumsun."
Aslı bu sözler üzerine gözlerini saran acıyla baktı ona. "Sanmıyorum Sedat bey... O kadar da masum değilim..."
"Ne demek o şimdi? Eğer ben seni öptüm diye diyorsan bunu-"
"Hayır! O yüzden demiyorum... Belki saçma bulabilirsiniz ama siz bana dokununca... kendimi kirlenmiş gibi hissetmiyorum... Sizin beni öpmeniz, gereğinden fazla doğru geliyor bana..." Sedat'ın, genç kadının yanağını okşayan eli bir an donup kalınca, bakışlar birleşti. "Yaptığımız... yanlış mı?"
Sedat elini çekti ama uzaklaşmadan beline sarıldı genç kadının. "Hayır! Değil... Asla yanlış olduğunu düşünme..." Aslı başını sallayınca uzanıp öptü yanağından. "Aramızda ne geçiyorsa, hepsi doğru. Seni kırabilirim, üzebilirim ama bunları bilerek yapmam... Sana zarar vermeyi asla istemem... Ama öpmeyi, dokunmayı, seni hissetmeyi... işte bunları isterim Aslı... Hem de çok isterim...."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk'im. Sev Beni...❊Tamamlandı❊
General FictionKapak tasarımı için @Buklelisatirlar'a çok teşekkür ediyorum :) ❊❊❊ Geçmişin yaralarıyla baş etmeye çalışan, yeri geldiğinde dalgacı, yeri geldiğinde öfkeli, hırslı bir iş adamı, Sedat. Beş yıl önce bataklık gibi bir yaşamı arkasında bı...