2. Bölüm ❊Toka❊

35.1K 1.5K 136
                                    


Aslı bu sefer kabus görmemişti. Sadece erken yattığı için gece uyandı. Nedensiz. Sadece uyanması gerekmişti belki de. Saate baktığında ikiyi çeyrek geçtiğini gördü. Üstünde iş üniformasıyla yatmıştı. Ve sürekli aynı şekilde yattığından, hafif boynu da ağrıyordu. Kalktı hemen yataktan. Gidip ikili dolabından sade bir gecelik giydi. Saçlarını at kuyruğu şeklinde toplu bırakıp çıktı odadan. Önce bir lavaboya gitti. Zaten makyaj yapmazdı. O yüzden güzelce yıkadığı yüzüyle kendini daha iyi hissetmişti. Tuvalet ihtiyacını da giderip çıktı oradan. Mutfağın ışığını yanar vaziyette görünce içinde oluşan heyecana anlam veremedi.

Saçmalıyordu!

Gece saatlerinde mutfağın ışığı yanıyor diye, her seferinde oradaki kişi Sedat bey olacak değildi ya. Hem Sedat bey olsa ne olacaktı ki? Bu bir şeyi değiştirmezdi. 

Tuvaletin kapısında durmuş, çaprazındaki mutfağın geniş girişine bakıyordu. Orada öylece durup dün geceyi düşünmesi sinirini de bozsa, elinden bir şey gelmezdi. Dün gece tuhaftı. Ve hayatı uzun zamandır tuhaflaşmamıştı. Belki de bu yüzdendi? Hani, hayatında bir heyecan arıyor, bu süreçte de patronundan etkileniyor olabilirdi. Olamaz mıydı? Aslı'ya göre bu mümkündü.

Biraz rahatlamıştı. Hissettiği heyecana bir bahane bulabilmişti çünkü. Kafasına takacağı bir şey kalmamıştı. Derin bir nefes alıp omuzlarını dikleştirdi ve mutfağa yöneldi. Sadece su içecek ve içeride kimin olduğuna bakacaktı. Bunda bir şey yoktu. Herkes olabilirdi mutfaktaki.

Kapıya geldiğinde gördüğüyle duraladı. Oradaydı işte. Tezgaha yerleştirdiği kahvaltılıklara bakarken elindeki çatalı sıkıyordu Sedat. Aslı bunu görünce ne yapacağını bilemedi önce. Sahiden, ne yapacaktı? Geri dönüp gitse, Sedat onu fark etmeyecek kadar daldığı için muhtemelen Aslı rezil olmazdı. 

Gidecekti de. Dün gece beraber zaman geçirmeleriyle ne kadar etkilendiğini düşünecek olursa, gitmesi en iyisiydi genç kadının. Böylece araya zaman girdiği için birbirilerine olan etkileri azalabilirdi. Gerçi genç kadın, Sedat'ın ondan etkilendiğini düşünmüyordu ama yine de... 

Biliyordu Aslı. Gitmesi gerektiğini biliyordu ama uygulayamıyordu bunu. Şu anda dönse ve odasına gitse, içindeki kıpırtılar geçecek, yine eski durağan ama güvenilir hayatına dönecekti ama yapamıyordu. Yapmak da istemiyordu.

O yüzden içeri girip konuştu. "Kuru kuru olmaz, çay demleyeyim mi?" 

Sedat başını kaldırmıştı hemen. Karşısındaki kadını bir süre incelemiş, sonra gördüğünden memnun kalmış gibi gülümsemişti. Aslı bu bakışlarla heyecanlandı. Kendine gelmeliydi, yoksa sadece bakışlarıyla bayılacak duruma gelen biri olarak tüm geceyi atlatamazdı. Ama madem ki içeri girip konuşmuştu, bunun sorumluluğunu almalıydı.

"Hoşgeldin gece kuşu..."

Sedat'ın ona 'gece kuşu' demesi çok hoşuna gidiyordu. Önceden de bir kere söylemişti ve cevap verirken sesi titremişti genç kadının. Şimdi de öyle olsun istemiyordu.

Gülümsemeye çalıştı. "Hoş buldum." Hay aksi, yine titremişti sesi. Sedat'ın yüzündeki mutlu ifade olmasa, kendisine daha çok kızabilirdi ama genç adamı böyle görmek onu da mutlu etmişti. Her zamanki şakacı halinin yanında bu hali... daha samimi bir mutlu görüntüsüydü sanki. Belki de hayatında acı şeyler vardı?.. Aslı bu duruma takılırsa, genç adamı üzebilecek şeyleri düşüneceğini biliyordu. O yüzden üzerinde durmadı.

Gidip tezgaha yaklaştı. Kahvaltılıklar dünkü gibiydi. Salam bile vardı. Başını sallayıp konuşmadan ocağa yöneldi.

Sedat "Uyuyamadın mı?" diye sorana kadar çaydanlığın altına su doldurup ocağa koymuştu. Gidip dünkü yerine, Sedat'ın karşısına oturdu.

İlk'im. Sev Beni...❊Tamamlandı❊Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin