8. Bölüm ❊Yeni❊

26K 1.3K 223
                                    

Sedat, kendisini on dakikadır pür dikkat izleyen, ve bu esnada bir gıdım kıpırdamamış olan arkadaşını sabırla bekliyordu. Sabrın sonu selamettir diye düşünüyordu ve bu inanca sımsıkı tutunmazsa, Yavuz'a küfür edebilirdi. Yahu ne düşünüyordu on dakikadır anlamıyordu ki genç adam!

İki dakika daha geçince artık dayanamadı. "Kardeşim ne yapıyorsun Allah aşkına? Neyi düşünüyorsun bu kadar zamandır anlamıyorum ki!"

Yavuz cevap vermeyip düşünmeye devam etti. Arada derin nefesler de alıyordu. Sedat onu rahat bırakması gerektiğini bilse de, bekleyemedi. Tamam, istediği şey biraz fazla olabilirdi ama Sedat'ın ne halde olduğunu en çok anlayacak kişi Yavuz'du. Şimdi ona anlayış göstermesi gerekirdi, öyle değil mi?

Yaklaştı dostuna. "Lan Yavuz? İyi misin oğlum? Tutulup kaldın mı? Bak iyi değilsen bir doktor çağıralım."

Yavuz ondan bakışlarını kaçırmadan gözlerini kıstı. "Şu anda bana yaklaşmanı pek tavsiye etmem Sedat. Çünkü acayip sinirliyim. On dakikadır da sakinleşmeye çalışıyorum burada."

"O niye arkadaşım?! Sanki bir şey yaptım ya!"

"Lan bir şey yapmadın mı diyorsun şimdi de?! Aslı'yı kovmamı istiyorsun oğlum!"

"Yahu sen beni bilmiyor musun? Aslı'yı sokağa attırır mıyım ben?!"

"Ben de on dakikadır bunu düşünüyorum. Amacın ne?"

"Amacım mı? Biraz daha düşün bakalım! Oğlum ben taşınmıyor muyum o evden? Eh Aslı da aynı anda kovulursa ne olur, işsiz kalır. Ve ben onu kendim işe alabilirim. Ama eğer sen kovmazsan, asla gelmez o benimle. Sana aşırı bir saygı ve sadakatle bağlı ayrıca benden kaçıyor hanımefendi. O yüzden, onu kov ki, benden başka çaresi kalmasın, gelsin benimle!"

Yavuz baktı baktı ve sonunda tutamadı kendisini, gülmeye başladı. Uzun süre güldü. Hatta iki büklüm oldu gülmekten. 

"Yavuz bunda bu kadar gülünecek ne buldun kardeşim, gerçekten merak ettim!"

Sedat'ın sinirli sözleriyle toparlanmaya çalışsa da hala sırıtıyordu Yavuz. "Oğlum, senin bu kadar uğraştığını hiç görmemiştim. İş haricinde genelde hayatın tekdüzedir senin. Şimdi bir kadın için..." kıkırdadı. "Bu hale gelmiş olman, böyle planlar, kovalamalar falan. Komiğime gitti."

Sedat ise gülmüyordu. "Ben bunda hala bir komik yan bulamadım. Yavuz anlamıyorsun değil mi, Sevgi istiyorum ben... Bomboşum şu anda."

Yavuz bu sözle dikleşip ciddileşti. "Biz ne güne duruyoruz lan?! Seviyoruz biz de seni!"

"Ondan bahsetmiyorum kardeşim. Bak, bu sevgi ihtiyacı bambaşka. Mesela sen, eğer Gamze gitse, biz dostlarının sevgisiyle yetinebilir misin? Yetinemezsin. Ondan bahsediyorum. Bir kadının en değerlisi, en kıymetlisi, teki, ilki, her şeyi, sevdiği olmak istiyorum. Ve bu kadın Aslı. Bundan eminim. Onsuz yapamıyorum. Amerika'dayken köpekler gibi özledim onu, sonra evdeyken, yanımdayken bile özlüyorum. Bana baksın istiyorum, beni görsün, benimle ilgilensin... Biliyorum şımarık bir çocuk gibi davranıyorum ama başka türlüsünü yapamıyorum Yavuz. Beni anlıyorsun değil mi? Anlamalısın. Anlaman lazım!"

Yavuz karşısında çaresizce kıvranan dostuna başını salladı. "Anlıyorum. Ama beni de anla kardeşim. Aslı'nın neler yaşadığını biliyorum ve onu kovmam, onda çok büyük bir hasar bırakabilir. O bana güveniyor. Olanlardan sonra onu bir de ben üzmek istemem. O iyi bir insan."

Sedat da başını salladı. "Biliyorum, haklısın. Ama ben onu üzecek bir şey yapmam. Lütfen Yavuz, kabul et. Aslı'sız bir evde uzun süre barınabileceğimi sanmıyorum. Bak ben öyle kolay kolay iyilik istemem kimseden. Bu mesele mühim. Bu hayat memat meselesi."

İlk'im. Sev Beni...❊Tamamlandı❊Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin