"Acımı başka bahara sakladım görme diye."
Arkadaşlar özür dilerim bir yerde isim yanlışlığı yapmışım. Kusura bakmayın Serdar diye biri yok. :))
Lavabo'nun aynasından öylece kendimi izliyordum. Yaşadığım hayatı kimsesizliğimi, kimsesiz derken tamam bir ailem vardı ama yok gibiler bir nevi. Onlarla görüşmüyorum bile. Sırf kendi istediğim meseleği polisliği seçtiğim için bana tavır almışlardı. Öğretmen olmamı istiyorlardı. Ama ben asla sevemediğim bir mesleği tercih etmek istemiyordum, etmedim de hayalim olan polisliği seçtim. Onlarda haklıydı. Polislik zor bir meslek canını ortaya koyuyorsun ama seviyordum. Tek hayalimdi. Şuan halimden olduğunca memnundum ama insanın bir aileye ve aile sevgisine ihtiyacı vardır. Benim de vardı. Kendimi yalnız yapayalnız hissediyordum. Hep böyleydi...
Islattığım ellerimi boynuma sürüp derin bir nefes alıp verdim. Lavabodan çıktım.
Eda'ya Kaş hareketi yaparak yanıma gelmesini işaret ettim. Yanıma geldiğinde,
"Eda bana şu Atay denen adamın iş yerinin adresini getir."
"Hangi Atay komserim" demesiyle derin bir nefes çektim. Bu kız beni sınanmak için yollanmıştı sanki. Güzel sarışın bir kızdı. Ama şu sarışın aptallığı onda da vardı.
"Taşkıranoğlu" diye tısladım.
"Peki" diyip ayrıldı.
Yanıma elinde kağıtla gelen Eda'ya döndüm.
"Burada iş adresi var, işçilerinin mesaisi 07.00 da bitiyor kendisi tam olarak genellikle 09.00'da çıkıyor"
Kolumdaki saate baktım. Kendi kendime "O zaman şuan 45 dakikam var." diye mırıldandım.
"Ne işiniz var bu adamla" demesiyle sinirlendim.
"Sanane Eda sorgulama denileni yap." diyip arkamı döndüm. "Ha bu arada teşekkürler" dediğimde suratı asıktı. Bu hallerime alışmış olması gerekiyordu. Çok narin bir kızdı...
Arabasının kapısını açmış olan Metin'i görmemle gülümsedim.
"Hey! Metin dur!"
"Efendim"
"Nere gidiyorsun" dememle güldü.
"Eve gidiyorum" lafı hiç uzatmadan
"Sana zahmet beni de gideceğim yere kadar atsana"
"Tabi emrinize amadeyim." demesiyle gülerek arabaya bindim.
Ona gideceğim yeri söylemiştim. Bana şüpheyle bakıyordu.
"Yanlış anlamazsanız o adamla ne işiniz var komserim"
"İş adı üstünde sorgulama" diyip kestirip attım. Çok soru sorulmasını sevmiyordum.
Büyük şirketin önüne geldiğimde, Metine teşekkür edip indim.
Yuh bu kadar büyük bir şirket beklemiyordum.
Şirkete girdiğimde sağıma soluma bakıyorum. Girişte oturan sekreterden başta tek tük insan vardı.30'lu yaşlarda tahmin ettiğim kadının yanına yaklaşıp Atay ile görüşmem gerektiğini söyledim. Kadın beni aşsağalıyıcı bir şekilde süzmesine sinirlensem de değersiz birini önemsemedim. Ters ters kadına bakıp gözlerini üzerimden çekmesi gerektiğini vurguladım, bakışlarımla. Bakmayı kesip
"Atay bey ile görüşemezsiniz. Birazdan kendileri çıkıcak."
"Bana odasını gösterin"
"Kusura bakmayın hanımefendi" demesiyle böyle olmicağını anlayıp polis kimlik kartımi çıkartıp gözüne soktum. Gözleri olabildiğince açıldı. Yakasını tutup kendime doğru çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyük Oyun
ActionDikkat! Bir yanda güçlü, güzel bir kadın polis! Diğer tarafta yakışıklı, acımasız suçlu bir adam! Belimdeki silahı çıkartıp, bizimkilere işaret verdim. Beni onaylamalarıyla grubun icine dalarak "Yat yere yat yat yat" diye gürledim. Ateş etmemle uyu...