"Yokluğunun ortası, varlığının kıyısındayım; Bana biraz sen lazım."
Bu bölüm güzel okuyucularıma 💛 Destekleriniz için çok teşekkürler.😍
Multi: Atay💜
Çığlık çığlığa olan insanları umursamadan aralarından sıyrılmaya çalıştım. Çarptığım insanlardan özür dilemek için tabikide arkamı dönüp özür dilemeye yeltenmiyordum. Böyle bar gibi yerleri sevemiyordum. Buraya daha önce hiç gelmemiştim. Daha önce tabikide bara gitmiştim. Ama baskına, insanlar genellikle barları eğlenmek için değilde daha çok daha rahat madde kullanıp satabilmek için kullanıyordu.
Barın tezgah kısmına gelip bir tabureye oturdum.
Barın tezgahındaki barmenin bakışları sinirimi bozuyordu.
'Ne bakıyon kardeş' dememek için yanığımın içini yemeye başladım.
Ben çoktan gelmiştim de o nerdeydi? Geleli 20 dakika olmuştu. Sinirle oturduğum yerden kalkıp çıkışa doğru yürüdüm. Kolumdan çekilmemle ufak bir cırlama seansı geçirdim.
Oydu...
Sinirle ona baktım.
Kolumu çekip beni arkasından sürükledi.
Barın tezgah kısmının sol tarafındaki deniz şekilleri olan tabloyu çekti. Tablo mu demiştim ben? Açtığı bir kapıydı! Açtığı sürgülü kapının aşağı doğru inen merdiveni vardı. Merdivenlerden aşağı iniyorduk. Ufak bir koridordan geçtik, sola döndük tek olan odaya girdik. Korkmam gerekiyordu Belkide ama ben korkmuyordum. Bir polis eli kanlı bir adamdan korkmazdı!
Odaya girdiğimizde "Niye buradayız" diye sordum.
"Teklifimi öğrenmek istemiyor musun?" Dedi sustum. Onun bana yapacağı teklifi kabul etmicektim ama öylesine de olsa yapacağı teklifi merak ediyordum. Bir kadına ne teklifi yapabilirdi..
"Ne teklifi yapacaksın?" Güldü. Yanağındaki gamzesine parmak basmamak için kendimi zor tuttum. Gamzesi olan insanlara böyle değişik bir sempatim vardı.
"İşim var saatlerce seni bekleyemem" dedim otoriter bir şekilde.
"Çalışmadığını sanıyordum?" demesiyle bu defa gülen taraf ben oldum. Sahte bilgilerime ulaşmıştı. Gerçek kişisel bilgilerimi kimsenin bilmesini istemediğim için polis olduğumu alayı da gelse hiçbir şekilde bulamazdı... Bunun rahatlığıyla derin bir nefes çektim.
"Eee teklifin?"
"Hayat kadını olmanın istiyorum." demesiyle gözlerimden ateş püskürmeye başladı. Gülme sesi kulağıma ilişince kaşlarımı çattım. Tam ana avrat söveceğim sırada
"Rol icabı" demesiyle ne yaptığını anlamaya çalıştım. Ama anlayamadım. Ne saçmalıyor?
"Eeeeee" diye homurdandım.
"Mal satacaksın."
Waoow.
Resmen bir polise uyuşturucu sattırtmaya çalışacaktı....
Bozuntuya vermedim.
"Ne malı?"
"Her türlü mal. Eroin, esrar yani uyuşturucu türü her şey"
"Neden böyle bir şey yapacakmışım?" Diyip elimi pantolonumun arka cebine soktum. Umursamaz bir insan havasına büründüm.
"Çünkü ben ne dersem o olur."
Kocaman bir kahkaha attım. Ayhanı öne sürüp onunla biraz dalga geçsem fena olmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyük Oyun
ActionDikkat! Bir yanda güçlü, güzel bir kadın polis! Diğer tarafta yakışıklı, acımasız suçlu bir adam! Belimdeki silahı çıkartıp, bizimkilere işaret verdim. Beni onaylamalarıyla grubun icine dalarak "Yat yere yat yat yat" diye gürledim. Ateş etmemle uyu...